Babacığım; Bayram sonrası şöyle bir genelleme yapmak istiyorum. Ülkemizde de, dünyâda da gündemler çok yoğun. Her günün, hattâ her saatin bir gündemi var. İnsan hepsini paylaşmak, belki daha çok dertleşmek istiyor. Çünkü çoğu şeyi hayâttakilerle paylaşamıyorsunuz. Kimse doğruları kabullenmeye hazır değil.
HERKES ÇOK DOĞRU, YOK ASLÂ EĞRİ!
Herkesin kendi doğrusu var, ondan şaşmıyor. Sizinkilere hiç doğru olma ihtimali tanımıyor. FİTNE deyip çıkıyor işin içinden. Hâlbuki, belki onun içinde olup alıştığı şey fitne de biz uyandırmaya çalışıyor olamaz mıyız?
İYİ NİYET İHTİMÂLİ BİLE TANIMIYORLAR!
Size bir iyi niyet payı bile tanımadan linç ediyorlar. Bizim niyetimizden şüpheliler hepsi de. Bizim piyasa yapmaya çalıştığımızı söyleyenler de var. Kimse demiyor ki; bu tepkileri niye acabâ göze alıp ta durup dururken böyle şeyleri paylaşıyor? Durup dururken kötü olmanın ne gereği var? Yoksa bir iyi niyet olamaz mı?
KALABALIĞIN ARASI, KUYRUK YARASI!
Kimileri de babacığım; böyle, yâni bizim gibi düşünse, işin gerçeğini anlasa da, fırsat ele geçmişken bize olan duygu ve düşüncelerini kalabalığın arası açığa çıkarıyor. Biz herşey daha iyi olsun, bir adım daha önde olalım, olduğumuz yerde apışıp kalmayalım diye farkındalık oluşturmak adına bir şeyler paylaşıyoruz, sonra da bizi en anlaması gerekenler tarafından paylanıyoruz.
SINIF ATLAMASI, ÖFKE ÇATLAMASI!
Kimse kurulu düzen ve konforunun bozulmasını istemiyor. Ya da herkes bulunduğu konumda donup heykelleşmiş. Yaşadığını en doğru olarak içselleştirmiş, başka türlü olamaza çakılıp kalmış. Azıcık dokunsan öfke patlaması yaşıyoruz.
ANLAMADAN ANLATMIŞ OLMALILAR!
Hâlbuki bu arkadaşların çoğu herşeyi anlattıklarını, anlatmadık şey bırakmadıklarını söylüyorlar ama, meselâ öfkeyi, hasedi, emri bil'maruf, nehy-i anil'münker'i anlatmamış olmalılar. Ya da, anlatmak başka, uygulamak başka deyip geçtiler.
NE OLDU DA KAHRAMAN KESİLDİNİZ?
Peki; ahlâkın şâhı olan HİLM'den de mi haberleri yok? Ya da, bize karşı alttan alta birikmiş hisler ve sisler gözlerine perde oldu da göremediler mi? Hâlbuki biz 60 küsur yıldır burda yaşıyoruz. Bilinmeyen biri değiliz. En azından bir nezâket uslûbu gerekmez mi?
ORDU'DAN RİZE'YE; CÜRÜMDEN CEREMEYE!
Şimdiye kadar hangi cürmü işledik te bu bardağı taşırdı da siz taştınız?!
Aynı paylaşım Rize'de de yapılmış. Tenkitler de var ama; fırsat elime geçti, şunu bebzeteyim uslûbu yok. Efendice duygularını paylaşmışlar. Bir seviye var. Nezâket var.
VEYSEL DURUKAN, NURETTİN ÖDÜL
Arkadaşın ismi NURETTİN ÖDÜL. Kendisi Rize'de Öğretim Görevlisi. Facebook'tan girip bakabilirsiniz. Aynı VEYSEL DURUKAN Paylaşımı ve gelen yorumları bir de oradan değerlendirin.
SÖYLEYEN KİM İÇİN SÖYLÜYOR?
Herneyse babacığım; bizde bu tür aykırılıklar var. Daha doğrusu, doğruları öğrendikçe paylaşma düşüncesi. Bu bir bilmişlik duygusuyla değil tamâmen sorumluluk sevkiyle olan bir şey. Bence takdir edilmesi gerekli. Adam yapar ya da yapmaz; onun bileceği iş de, en azından normâl karşılaması gerekmez mi? Sonuçta söyleyen, hoşuna gitmese de onun için söylüyor!
BİZDEKİ DE KURU BİR İNAT MI YOKSA?
Bizim kisi de inat mı, öyle mi değerlebdiriyorlar ne? Ama sen de hayattayken, 28 Şubat gibi askerî kritik dönemlerde bile, herkes "Bırak bu işleri. Başına belâ alırsın. Görmüyor musun ortalığı?" dediği günlerde sen bir defâ bile böyle bir telkinde bulunmadın.
ENSAR VAKFI; ESKİPAZAR, 28 ŞUBAT
O zamanlar Ensar Vakfı Başkanı olarak normâl faaliyetlerimizi sürdürüyorduk. Eskipazar'daki KIR GEZİSİ programları hâlâ hâfızalarda ve biz geçen gün arkadaşlarla Ulubey'den hocalarımızı ziyaretten dönerken gördüğümüz burayı tekrar PİLÂV GÜNÜ için tercih edebileceğimizi konuştuk. Oradaki tadı başka yerde bulamıyoruz.
HAKKIN ÖDENMEZ, YERİN DOLMAZ
Babacığım; senin o günlerde bize verdiğin desteğin karşılığı ödenmez. Varlığın yetiyordu. Önce Allâh sonra senden aldığımız güçle; durmak yok, yola devam diyorduk. Bu anlamda da oluşturduğun boşluk dolmuyor. Köyde bayramda da bu konuşuldu.
DEDEME ÇOK BENZİYOR; BAKSANIZA!
Çocuklarla Câfer Amca'yı ziyarette de konu hep sendin. Câfer Amca bir anlattı ki çocuklar ağladı. Betül torunun zâten içeri girip oturur oturmaz başladı ağlamaya. N'oldu kızım dedik;
- Câfer Amca çok benziyor dedeme. Özellikle elleri hep aynı. Hep gözlerimiz yaşardı. Ayrıntıları daha sonra yazarız inşâllâh da, amcam;
- Sâlim Âbim çok başkaydı. Ondan sonra köy âdetâ boş kaldı! dedi.
BAŞLIK MI, TAŞLIK MI?
Babacığım; başlığı öyle koyduk ama daha girişte başka yerlere kaydık. Sonuçta dert söyletiyor. Bu konuyu da ayrıca değerlendireceğiz de bugünlük bu kadarla yetinerek başlığa gelelim.
NEDEN KONYA? UZUN HİKÂYE!
Bu seneki Ramazan'ın İlk üçte biri yakın bölümü Konya'da, son on günü de daha önceki yazılarda kısaca değindiğimiz Çakalçıkmaz HACI Muharrem Câmii'nde geçti. 15 kişi olarak Emekli Vaiz Osman ÇELİK Hoca'mızın riyâsetinde îtikâftaydık. Biraz da kızlarımın teşvîki ve motivasyonuyla katıldığımız îtikâf çok güzel oldu. Buradan bir kitap çıkar ama maalesef bu noktada aksiyoner olamıyoruz. Kaldı ki, binlerle ifâde edilecek hazır, bölük-pörçük yayınlanmış şiir ve köşe yazılarımızı derlemekte bile heveskâr değiliz, olsak ta kuvveden fiile çıkaramıyoruz. İnşâllâh bir gün deyip burayı da geçelim.
BATI CEM'LENDİ, DOĞU DEM'LENDİ!
Biz ìtikâfta iken seçim oldu. Ak Parti bayağı bir oy kaybetti. Batı'da CHP ve doğuda PKK Partisi DEM gözlegörülür fark attı. Bereket Ordu Büyük Şehir'de 15 Temmuz darbe girişimi başarıya ulaşamadı. Çünkü, tüm o günlerin aktörleri büyük susamışlıkla berâber kenetlenmişler, gemi azıya almışlar rövanşa kilitlenmişlerdi. Rabbimiz fırsat vermedi. Tarz ve tavırlarla kendini hissettiren büyük bir gözü dönmüşlük vardı. Velhâsıl, Ordu direkten döndü.
ORDUMUZ DA YURDUMUZ DA DERS ALMALI
Ama, şu da bir gerçek ki; gerek Ordumuz, gerekse yurdumuz, kazanılanların da kıl payı olduğu bu tablodan gereken dersi çıkarmalı. Kimsenin Ak Parti gibi değil sâdece ümmetin, insanlığın ve de özellikle mazlumların ümîdi bir hareketin çarçur edilmesine sebep olma ve göz yumma hakkı ve lüksü olamaz. Birşeyler yapılmalı. Sanırım herkes bundan böyle bunun arayışında olacaktır. Rabbimiz yardımcıları olsun. Duâlarımız onlarla...
OLANDA HAYIR; RABBİM SEN KAYIR!
Biz vatandaş olarak, olanda hayır vardır diyoruz. Bunları söylerken aslâ ümitsiz olmadığımızı da belirtmek istiyoruz. Zîrâ Rabbimiz diledikten sonra bundan da bir hayır çıkacaktır. Tüm olumsuzluklara rağmen ümit ülke burasıdır.
ÜMİT ÜLKE'DEN, MAĞRUR GAZZE'YE
Ümmet yok olmayacaksa, Rabbimiz bizim yolumuzu açacaktır. Bu yürüyüşte samîmâne katkısı olanların kaybetmesi mevzûbahis değil. Tıpkı GAZZE gibi. Gazze kaybetmiyor; hem kazanıyor, hem de kazandırıyor. Bunu hem dünyâda hem de âhirette göreceğiz. Rabbimiz tez zamanda göstersin inşâllâh; Âmîn...
DOLU DOLU BAYRAM, YOĞUN ZİYÂRETLER
Bayram dolu dolu geçti. Îtikâf'ın sabahı Bayram namazında Yusuf'la köydeydik. Mezar üstüne uğradık. Oradan Arpaköy, Altınyurt, Bayadı üzerinden şehre indik.
SABAH, ÖĞLE ONLAR, AKŞAM BİZİMKİLER
Gündüz hanım tarafını ağırladık. Hattâ öğlede onlarla berâber köyleri YARAŞLI'ya da geçerek BAYRAM ŞENLİKLERİ'ne katıldık.
Akşam da, annem de İstanbul'da olduğu için büyük olarak bizim taraf, bacılar, yeğenler bizde toplandılar. Çok güzel oldu.
BÜYÜK TEYZELER, BÜYÜK AMCALAR; HERKES
2.gün biz çocuklarla büyük ziyaretleri yaptık. Önce Câfer Amca, sonra merhum Sıtkı ÇEBİ'nin eşi FEVZİYE TEYZE(90), Senin kuzenin MÜCEWHER TEYZE(93), Senin çok iyi görüştüğün, bizim de hep çocuklarla ziyâret ettiğimiz Merhum İmamoğlu Mustafa YILMAZ amcanın hanımı SAHÛRE TEYZE(96), bizim hanımın amcası Yusuf ZİYÂ ÖZDEMİR Âilesi. Gerçekten dolu bir gün oldu. Gerek büyüklükleri, gerekse baba ve âile dostları olarak bu ziyâretler önemliydi. Çok şükür, Rabbimiz muvaffak kıldı.
ÜNYE, ULUBEY; SAYACA ve ÇUKUR MAHALLE
Babacığım; 3.gün de Ünye'den Süleyman Aydın ve Hasan KARTAL Ağabeylerle Cumâyı Ulubey Merkezde kıldıktan sonra Yunus Yaşar KUL Hocayı da tevâfukan yanımıza alarak önce Sayaca'da Ordu İHO müdürlerinden merhum Hârun TUNÇ hocamızın, sonra da Çukur Mahalle'de Hamdi İNAN hocalarımızın kabirlerini ziyâret ettik.
HÂLİT, ÂDEM ESEN'LER; MEEHMET ÇELENK
Burada senin de Gacaroğlu Medresesi'nden arkadaşın Hâlit ESEN Hoca ve kardeşi Âdem eniştemizi ziyâret edip duâlar ettik.
Yine senin GACAROĞLU'da berâber okuduğunuz Mehmet ÇELENK Hoca'yı evinde ziyâret edip geçmiş olsun diyerek duâlarını talep ettik. Oradan da merkeze inip ORİMDER bayramlaşmasına katıldık.
GÜMÜŞHACIKÖY, KONYA, MALATYA
Daha sonraki gün, îtiķâf dönüşü hep birlikte evde cemaatle namaz kıldığımız torunların görevlerine dönmek üzere Konya'ya doğru yola koyuldular. Trafik yoğunluğu sebebiyle 11 gibi çıktıkları yolu gece gün biterken tamamlayabildiler. Bu arada Gümüşhacıköy'e geçip Koray Bey bacanağın âilesi Abdülkadir UÇAR Hocagile ziyâret yaptılar. Bizim selâmlarımızı götürdüler.
ALLÂH (CC) HAYIRLILARLA KARŞILAŞTIRSIN
Netîce olarak çok şükür kazâsız-belâsız yerlerine ulaştılar. Ablalarıyla Konya'ya birlikte giden Sâlim torunun oradan Malatya'ya geçti. Rabbimiz yardımcıları olsun. Çağın ve şeytanların fitnesinden korusun. Hayırlılarla karşılaştırsın. Netice îtibârıyle hepimizi Efendimiz SAV in komşuluğunda buluştursun ki sonsuz bayramlara erişmiş olalım.
ÜMMET, İNSANLIK, HEPİMİZ; NİCE BAYRAMLAR!
Bu duâyı cümle ümmet-i Muhammed'e teşmil ediyor, başta Gazze ve Doğu Türkistan olmak üzere tüm mazlumların küresel canavarların tasallutundan kurtulması dileğiyle Rabbimize yalvarıyor, milletimize tekrar o eski güç, irâde ve misyonu lûtfetmesi niyâzıyla kâffe-i ehl-i îmâna geçmiş bayramlarının mübârek olması ve nicelerine sevdikleriyle ulaşmaları temennîsiyle sevgiler-saygılar sunuyoruz wes'selâm...