31 Aralık 2015 tarihinde yürürlüğe giren, Avrupa Birliği ve Türkiye arasındaki Gümrük Birliği ile ilgili olumlu olumsuz pek çok şey yazılabilir. 20 yılı geride bıraktığımızda Gümrük Birliği’nin sonuçlarından bir tanesi ülkemizin dış ticaret hacmindeki ciddi artıştır.
1996 yılında 23 milyar dolar olan ülkemiz ihracatı Gümrük Birliği’nin de etkisi ile bugün 142 milyar dolara ulaşmıştır. Ülkemizden en çok ihracat AB ülkelerine gerçekleşmektedir. Toplam ihracatımızın neredeyse yarısı AB ülkelerinedir. Hatta, 2016 yılı verilerine göre ihracatın yaklaşık %49’u Euro cinsinden yapılmıştır.
Ülke için böylesine önemli bir pazarın gündeminde Brexit süreci var.
Britanya'nın ilk iki harfi (Br) ile exit (çıkış) kelimesinin birleşmesinden oluşan Brexit, Birleşik Krallık’ın Avrupa Birliği'nden çıkması anlamına geliyor. Referandumdan sonra ayrılık ile ilgili süreç bu hafta başladı. Mart 2019’da tamamlanacak bu süreçte ayrılığın altında yatan sebepler ve ayrılığın siyasi boyutları bir yana, ülkemiz bu gelişmeden nasıl etkilenecek?
Ülkemiz küresel piyasalara entegre hareket etmektedir. Londra finans piyasası ile olan bağlantımız ve İngiltere ile ticari ilişkilerimiz sebebiyle Brexit’ten etkileneceğimiz kesin. Bankacılık sektörü üzerinde artan riskler sebebiyle ülkemizdeki bankaların yurtdışından kaynak temini zorlaşabilir. Bunun sonucunda bankalar kredi verirken daha seçici davranabilir ve kredi maliyetleri yükselebilir.
Ayrıca İngiltere’nin Türkiye için önemli bir ihracat pazarı olması da Brexit’in etkilerini artıracak gibi görünüyor. Türkiye İhracatçılar Meclisi’nden alınan verilere göre İngiltere’ye 2001 yılında 2 milyar dolar seviyesindeki ihracatımız 2015 yılına geldiğimizde 10 milyar dolar seviyelerini aşmıştır. 2016 yılı itibarı ile de ülkemizin Almanya’dan sonra ikinci büyük ihracat pazarı Birleşik Krallık’tır.
Otomotiv, hazır giyim ve konfeksiyon ile elektrik, elektronik sektörleri Britanya’ya en yoğun ihracat yaptığımız sektörler. İhracatımızın Sterlindeki değer kaybı ve İngiltere ekonomisindeki yavaşlamadan olumsuz etkilenme ihtimali bulunuyor.
Ülkemize yapılan doğrudan yatırımlarda ilk adres Avrupa Birliği’dir. Brexit’in AB’ye olumsuz yansıması durumunda uzun vadede hem Avrupa Birliği’nden hem de Birleşik Krallık’tan ülkemize gelecek doğrudan yatırımların azalması söz konusu olabilir.
İngiltere, Türkiye’ye en çok turist gönderen üçüncü ülke olduğundan turizm sektörü için kıymetli bir ülke. İngiliz vatandaşları Türkiye’de en çok konut edinen beş ülke vatandaşından biri. Bu nedenle sterlinde yaşanan değer kaybı turizm ve konut sektörlerini de olumsuz etkileyebilecektir.
Brexit kararının ekonomik gerekçeler dışında alındığı tartışılırken, ülke ekonomilerinin birbirlerine ne kadar bağlı olduğunu görüyoruz. Bu süreçte ülkemiz için tehditler olduğu kadar yeni fırsatlar da doğacaktır. Ülkemizin AB ile ilişkileri bir yana, Brexit kararı Türkiye ile İngiltere’yi ticari anlamda daha yoğun bir iş birliğine de sevk edebilir.