Önceki yazıda "Tramvaydayım, görüşmeye gidiyorum" dediğimiz buluşma, hem benim hem de arkadaşlardan kiminin mazeretiyle, son durağa yaklaşmışken inip aynı biletle dönüşle neticelendi.

Ancak, söz konusu buluşma bu gün gerçekleşti çok şükür. Dolayısıyla bugün Konya'da doğrudan ya da dolaylı hemşeriler, gıyabi ve de vicâhî arkadaşlar buluşma ve tanışma günü oldu.

İLK BULUŞMA; HACIVEYİSZÂDE...

Ordu İMAM-HATİP Okulu ilk mezunlarından Salih AYDIN Ağabeyle geçen yıl gelişimizde de görüşmüştük. Onunla öğlede Hacıveyiszâde Camii’nde buluştuk. Namaz sonrası, diğer arkadaşlarla buluşacağımız Kapu Câmii ikindisine kadar câmiin altındaki TDV Kahve'de çay içtik, sohbet ettik, kitap aldık, dergi baktık.

İÇTEN DIŞA, HÂTIRALAR YOLDA...

Sâlih Âbi'de hâtıra çok. Bu arada bunları yazdığını, 2015'e kadar geldiğini öğrenmek bizi heyecanlandırdı. İnşallah yakın zamanda ve görmek, ayrıca okumak nasip olur. Çünkü bu gün anlattığı, Arnavutluk başta olmak üzere dış eksenli hatıralar bir defa oldukça ilginç. Kitabı dört gözle bekliyoruz. Elini çabuk tutasın Sâlih Âbi inşâllâh.

ŞÂZİBEY, ALÂADDİN, KAPU CÂMİ...

Zamanın nasıl geçtiğini anlayamadık. Kendisi yılların Konyalısı. Belediyecilikten emekli. Buraları karış karış biliyor. Yol boyu onu dinlemek ayrı bir zenginlik oldu bizim için.

Ve işte Kapu Câmii.

1977'DEN 2023'E, EZANDAN TESBÎHÂTA...

Muezzinlerle tanıştık. Tesbîhât kısmını bize verdiler. 77'de İstanbul YİE ara tatilde umreye giderken uğrayınca burada ezan okuduktan bu yana 45 yıl geçmiş. Neredeyse yarım asır. Günler ne çubuk geçiyor...

- ORDU EVLÂDI, KONYA DÂMÂDI-

Namaz çıkışı, Gümüşhâne kökenli Ordulu kardeşimiz Ali CERAN ile ise belki 40 yıl aradan sonra burada buluşmuş olduk. Muhabbetten olsa gerek fotoğraf çekmek husûsu bile gaflete geldi. Ali CERAN Bey artık buralı olmuş. Konya Eski Büyükşehir Belediye Başkanı ve el'an milletvekili olan Tâhir Akyürek’in kız kardeşiyle evli. Konya damadı olmuş yâni. Salih Abi öyle değil ama, o da buralı gibi. Uzun yılları burada geçmiş. İkisi de Belediyeci. Ali Bey hâlen devam ediyor.

-ORDU AŞKI, KONYA SEVGİSİ-

İkisi de Konya'yı seviyor, madden, manen, ictimâen, iklim ve de muhit olarak ideal bir şehir olarak değerlendiriyorlar ki el'hak haklılar.

İLK BULUŞMA, İLK GÖZ AĞRILARI...

Gelelim ilk defa görüşeceğimiz hocamıza. Biz 80-85 arası ilk göz ağrımız Lüleburgaz'da görev yaparken, Konya/Beyşehirli Mustafa UĞURLU Bey de ilk göz ağrısı Ordu'da bizim okulda görev yapıyormuş. Biz tatillerde Ordu’ya gelince o da Konya'ya gitmiş olmalı ki hiç birbirimize tevafuk edip te tanışmamışız.

HÂTIRALARDAN BULUŞMAYA...

Her neyse, bizim ORİMDER Başkanımız Abdurrahman MURTAZAOĞLU, Ensar Vakfı Başkan yardımcımız Cahit ŞÂHİN Bey ve Şenol SAYAN Bey hocamız gibi daha nice tanıdık ve Selimiye İHL hocası İmdat GÜNEY, Ünye Ensar Vakfı Başkanı Ahmet BİLGÜ, Akkuş'tan Yaşar GÜL gibi bildiğimiz arkadaşlar başta olmak üzere çok talebeleri var; konusu çok geçiyor eski okul günlerine dâir sohbetlerde.

-KAPU ÖNÜ ŞADIRVAN-

Meraktaydık. Facebook da adını görünce mesajlaştık ve hep beraber namazda olduğumuz hâlde mesajlaşma trafiği hepimizi bir araya getirmede 5 dakika gecikti.

Salih ve Ali Beyler gittikten az sonra Mustafa Ağabey'in câmiden çıkıp şadırvanın yanında olduğunu yazdığını herhâlde biz de geç olarak gördük. Hemen koştuk lâkin profildeki resmiyle yıl farkı olduğu için o bizi daha önce fark etti.

BAYBURT, BOSNA, BEKİR TÜRK...

Buraya gelirken, daha önce konusu geçen, tramvayda tanıştığımız, Bayburtlu ama çocuk okuttuğu için bitene kadar buraya taşınmış maliye emeklisi Bekir TÜRK Bey de meğer bu câmideymiş. O da, Ali Bey ve bizim bir tarafımız Gümüşhane olduğu için hemşerimiz sayılır sonuçta...

-GIYÂBÎDEN VİCÂHÎYE; MUSTAFA UĞURLU-

Her neyse, Mustafa Hoca Ağabeyi de oturduğumuz çay ocağına aldık. Çayı 3'ledik. Birbirimizi uzaktan ismen bilenler olarak yüz yüze tanışmış olduk. Kendisi gözden ameliyat olmuş. Geçen günkü mesajlarda belirtmişti zaten. Tekrar olması gerekiyormuş. Nâdir hastalıklardan biriymiş bu, gözde görülen. Geçmiş olsun, Rabbimiz acil şifalar versin dedik.

ESKİ YARALAR; ACI-TATLI HÂTIRALAR...

Eski Ordu'dan, onun daha sonra görev yaptığı Aksaray'dan, o yıllardan, bugünlerden konuştuk. Acı-tatlı hâtıralarıyla ilk göz ağrısı Ordu'dan söz ederken bir başka hâlete bürünüyor. Ordudan ve talebelerinden çok memnun. Çok iyi talebelerimiz yetişti, göğsümüzü kabarttılar, yüzümüzü ağarttılar diyor. Bizi aramayı da ihmâl etmiyorlar, maşallah vefalılar diyor.

GÜN AKŞAM, YOL UZUN...

Derken vakit akşama yaklaştı. Bu defa fotoğrafı unutmadık. Kapu Câmii çevresinde birkaç poz çekindik. Ayaküstü vedalaşma sonrası ayrıldık.

Gerek Mustafa Bey hocamız, gerekse Salih Ağabey ve Ali Ceran Bey hocalarımızın Ordulu okul arkadaşları, cümle tanıdık, dost ve hemşerilerine selâmları var.

ÇARŞI PAZAR; EVDE KARAR...

Bizim de bir tarafımız Gümüşhane olduğu için hemşerimiz addettiğimiz Bayburtlu Bekir TÜRK kardeşle civar çarşıda biraz dolaştıktan sonra Alaaddin doğru yöneldik. Orada tramvaya bindik. 1 saate yakın bir süre sonra Fırat Caddesi durağında indim. Mehmet Bey'in Bosna'ya birkaç durağı daha var. Davet etti. Muhtemelen Cuma’da biz de oraya gitmeyi düşünüyoruz inşallah. Ya Nasip...

KONYA'YA VEDÂ, ORDU MERHABÂ...

Bilvesile biz de, bugün akşam veda edeceğimiz Konya'dan selâm ediyor, Allah CC.’ın izniyle yarın inşallah bizi kızım ve torunumla beraber memlekete ulaştıracak yolculuğun heyecanı ve sonsuzda tüm sevdiklerimizle Efendimiz SAV in komşuluğunda buluşmayı bizlere lütfetmesi niyazıyla cümleye hayırlı günler, bereketli mesailer, sıhhat-âfiyetler üzere istikametli ömürler diliyoruz wes'selâm...