Ordu'da câmi konusu çok muammâ. Câmi konusunun sâhibi yok. Bir defâ, şehir merkezi ilçelere nazaran câmi oranında yarı yarıya. Yıkılanın yerine yenisi yapılmıyor. İşte eski Otogar. Bakalım devâsâ betonların yanına ne konduracaklar, yoksa hiç mi yok? 

ÜMİTLER HEBÂ, NEREDE WEFÂ?
Biri çıkıp ta, câmi konusunu benimseyip göğsünü gere gere net bir açıklama yapmadı, yapmıyor. Bu noktada güven veren yok. Şu halka, gözünün içi gülerek, coşkuyla bir mânevî, irfânî müjde verme peşinde, böyle konuları dert edip önceleyen, rutini dışına çıkan bir siyâsetçimiz de olmadı.

İMAM-HATİPLİLER DE DÂHİL
İmam-Hatip mezunu vekil, başkan ve de bürokratlar dâhil. Allâh için, göz dolduran, gelecekte; "ŞU ESERİ FALANCI YAPTIRMIŞTI" denilebilecek bir eserlerini göstersinler. Aha geldiler gittiler, gidiyorlar! Aksini iddiâ eden varsa biz buradayız.

SİYÂSÎ ETMENLER, ELİT ETMANLAR!
Her neyse; hafta içi, önceki hafta sonu ÖĞRETMENEVİ terasında ORŞAYAD'ımızın kahvaltı buluşması meyânında uygulanan program ve sonrasındaki serbest bölümde dile getirilen duygu, düşünce ve teklifler, kimi zaman verilen cevaplar ya da getirilen açıklamalar çerçevesinde bizim yaptığımız, Melet Havzası'nın Ulubey sınırları içerisinde yer alan 1000 dönümlük yeni 2. OSB'ye, illâki bir câmi gerekeceği, bunun da 1645 târihinde yapılıp zaman içerisinde etrafındaki mezarlarla birlikte kaybolan, emareleri mevcut, köye âit yere hem ihtiyâca binâen ve hem de târihi ihyâen yapılması fikir ve teklifini ileri sürmüş, CHP Eski il başkanlarından, Avukat Kenan ÇEBİ tarafından tenkîde ve fikrin reddine mâruz kalmış, bunun üzerine orada konuşulanlar çerçevesinde Ordu'nun siyâsî aklı ve buna etken olan etmen ve etman(!)lar çerçevesinde iki yazı kaleme almıştık. 

SESLİ AZINLIK, SESSİZ ÇOĞUNLUK!
İşin bir tarafı da şu ki; Kenan Bey'in oradaki konuşmasını heyecanla karşılayıp alkışlayan azımsanmayacak bir kesim de vardı. Bunu Ordu -sözümona- elitlerinin genel karakterine dâir ön bilgi ve genel mâlûmât sadedinde söylüyoruz. Neyse ki, bu sesi çok çıkanlara mukâbil sessiz çoğunluktan gelen sessiz değerlendirmeler yüreğimize su serpti. 

FARKLILAR, AYKIRILAR; HEPSİ
Bugün de, târihe not adına, aralarındaki farklı, hattâ aykırı olanları da ayırmadan, ibretlik kabîlinden alıp hepsini birlikte paylaşacağız:
Önce; "CÂMİYE TEPKİ, MÜZEYE TAPKI ARASINDA KENAN ÇEBİ" yazısına gelenler:
ÂYİNESİ İŞTİR KİŞİNİN LÂFA BAKILMAZ
İsmail TÜRKYILMAZ: Bacanak; bu  adamlara  fazla  değer vermege  değmez. Ayinesi  istir  kisinin  lafa  bakilmaz.

AKSİ OLSA ŞAŞARDIM
Ahmet ÇAKIR: Farklı bir şey söylese şasardım.
ŞEYTANA NİYE KIZIYORUZ Kİ?
Celâl ŞAHİN: Az da üzerimize alınalım. bugün Camiler Cemaatsiz. Prof.lar, doçentler, ilahiyatçılar, memurlar, bürokratlar (dini kurumların) gelmiyor, imam hatipliler yok, hâfız, Kuran kurslular, emekli hocalar.. kaç kişi günlük cemaate katılıyor, nerde...?? adamlar cesareti burdan alıyor. Biz neredeyiz... kimiz... şeytana niye kızıyoruz? o görevinde; ya biz.. bizim alanlar niye boş?...
Allah sonumuzu hayreylesin. Vesselâm...

BU DA GÜZELDİ
Şükrü KILIÇ: Celal Şahin Bey Kardeş, ssğol; bu da guzeldi...
BİZ "BİZ" OLSUN, ABDESTSİZLER SUSSUN!
Sâlih BURKAÇ: Millet haklı camii betondan ibaret oldu. imamı beton selam vermez oldu. caminin allosundan çocuklar koğuldu  yav hocam camiler muhteşem olcana iman muhteşem olsa da bu abdessizleri sustursak ya adamlar haklı...

İŞTE; MEÂLCİLİK BÖYLE BİR ŞEY!
Recep UZUN: Meal okuyup müctehit (!) olanlar maalesef böyle hezeyanlarda bulunabiliyor. İslamı en iyi ben bilirim diye ahkam kesiyorlar...
CENÂZESİ MÜZEDEN KALKSIN!
Fâtih KORKMAZ:Ondan da bu beklenir zaten ancak müzeler olduğu için camiye giremez cenazesinde müzenin kapısında kaldırırlar...
MÜZELİK DÜŞÜNCELER!
Bülent YÜCE: ne de olsa kendisinin bu düşünceleri de artık müzelik oldu. kendine yer yapmaya çalışmış... bizler seçim zamanları değil yıl 365 gün camiyi hatırlayan siyasiler istiyoruz...
FESLİ DOSTU, ATATÜRK DÜŞMANI
Hüseyin AĞAOĞLU: Sen Fesli dostu,Atatürk düşmanısın sen yalan beyanlar ve belgelerle Cumhuriyete ve kurucusuna kara çalarak emperyalistlerin uşaklığını yapıyorsun o sebepten sen benim gözümde  muteberliği olmayan bir müfterisin.
HEPSİ DE OLSUN; ÇOK MU ZOR?
Nurettin Özcan YETİMOĞLU:Cami de olsun, müze de olsun, kütüphane de olsun demek, çok mu zor???
SİZ TÂRİHİ İHYÂ İSTEDİNİZ
Hüseyin SALUR: "Nuri bey siz, tarihin konuşulduğu yerde  gizli kalmış "Tarihi Bir Yerin" ülkemize kazandırılmasını istediniz. Tebrikler..."
SÂDECE 5 DÖNÜM AYRILSIN İSTİYORUZ
İbrâhim YÜKSEL: Nuri hocam yazındaki ifadelerinden dolayı seni kutluyorum ben Şuayipli olarak bin dönümlük Organize sanayi için ayrılan araziye yirmiiki dönüm araziye 1645 tarihli cami 1878 tarihine kadar hizmet etmiş daha sonra köy merkezine taşınmış ve mezkur arazi fındık dikilip arazi büyük şehire geçinceye kadar köy gelir getirmiştir. Bu caminin kitabesi elan camimizde muhafaza edilmektedir. Bu kitabının aslına rücu ettirilmesi tarihi görev olarak hepimizin sorumluluğudur. Bu sebeple bu arazinin beş dönümü cami yeri olarak ayrılması arzumuzdur. İsteyimiz tarihimiz ihya edilsin hemde sanayi bir cami kazanmış olsun. Saygılarımla.Bu vesileyle cumamız da hayırlara vesile olsun amin
MÜZE DE, CÂMİ DE YAPILSIN!
Hüseyin GÜRLEYİK: Camiye karşı tahamülsüzlüğün yaşandığında oradaydım. Sanki “müze dursun, cami yapılsın“ dedi Nuri bey! Konu tarih, konuşmacı arkeolog, gündeme gelende tarihî bir cami kalıntıları. Ne bu tahammülsüzlük?! Böylesi kişilerin eliden olsa ihtiyaçlarımız, yaşamamız nicolur halimiz?!
DERT BİZİM, YA YETKİLİLER?
Ahmet ŞİMŞEK: Nuri hocam teşekkür ederiz Dert hepimizin. Bakan bizim değil Oda CHP lilerin...
68 KUŞAĞI, 52 UŞAĞI!
Gelelim, 2.si olan; "KENAN ÇEBİ, DENİZ GEZMİŞ; HİLMİ GÜLER, NÛRİ GÜLMEZ!" başlıklı yazıya dâir değerlendirmelere:
MELET MÜHİM; AMA ÖNCELİK MİLLET CÂMİİ
Uğur YÜCE: Hocam konu biraz farklı Melet havzasına yapılacak Şuayip camii  veya Türk İslam kültür Merkezi gibi projeler bunlar şehir merkezinde Ordu ilinin en fazla insan sirkülasyonu yaşamış olduğu ana arterdeki ihtiyaç olan şehir Camisi yerine geçmeyecektir. Ayrı bir hesap şehrin tamamına hizmet edecek bir hesap değil yine eski otogarda Cami alanı bırakılmaması ihanetti o bölgede semt camisi'ne ihtiyaç vardır Osmanlı ecdadımız her 70 haneyi hesaplayarak ya bir mescit yapmış veya bir cami yapmıştır. Konular ayrı. 
İHTİYÂÇ DA OLSA, DİKKÂTE ALINMIYOR
Şu an Hilmi bey ihtiyaca göre hareket etmemiştir. Rabbim her şeyin en iyisini bilen kalpleri en iyi gören odur herkese hak ettiğini yaşatsın Hilmi Bey'in millet bahçesi projesi içinde şehir Camisi ve külliyesi projesi için gerekli olan alanı yine eski otogarda 300'lük metrekare bir cami alanı ayırması zor değildi burada cami karşıtlığı var...
BÜYÜK ŞEHRİN BÜYÜK CÂMİSİ OLUR
Mustafa ÖMEROĞLU: Halkın talepleri nedense pek umursanmıyor. Halbuki bizim kabul ettiğimiz yönetim bu taleplere bigane kalınca hayal kırıklığı oluyor. İnşallah bu haklı talebe duyarsız kalınmaz. Camileri zaten vatandaş yapıyor bütçeye bir yükü yok. İstenen sadece müsade. Büyük şehirin camisi büyük olur...
YER GÖSTERİLSİN YETER, HALK YAPAR
Uğur YÜCE: Mustafa Ömeroğlu Büyükşehir Cami yapmasın Mustafa Bey cami için imar planında şehir imar planında ihtiyaç olan alanları bıraksın onu istiyoruz camiyi halk olarak bizler yaparız ama ne yazık ki Büyükşehir belediye Başkanı Hilmi Güler özellikle eski otogarda bir mahalle Camisi ihtiyacını karşılayacak derecede 16.000 metrekare alanda 300 metrekare alan bırakamadı yine 60.000 metrekare millet bahçesi projesi içinde bir şehir Camisi ihtiyaç projesini gerekli olan alanı ayıramadı bunları ayıramadığı halde çıkıp bu millete hizmet ettim deme hakkı yok...
Mustafa ÖMEROĞLU: Uğur Yüce Ben de onu diyorum kardeşim.
Uğur YÜCE: Mustafa Ömeroğlu anladım zaten Rabbim razı olsun duyarlılığınız için
İMAM-HATİPLER KONUSUNDA ÎTİNÂ YOK
Zekeriya KOCAKOÇ: Malisef ülkemizde imam-hatip okulları tam zıt görüşe ait okul müdürleri öğretmenler atanıyor imamların camilerde genç lere sadece ezan  namaz kıldırmak deyildir . imam-hatip lisesi okullari orman içinde olursa  ..... Sayın vekillerimiz ihale yerine halka hizmet yapın ....
YILAN HİKÂYESİ, YALAN SİYÂSESİ
Evet Ordu'da câmi konusu böyle yılan hikâyesi gibi sürüp gidiyor. Bir el atıp da ağırlık koyan yok. Hâlbuki, başta, sorumluluğun odağındaki HİLMİ BEY olmak üzere MÎZAN GÜNÜ herkesin bir ağırlığa ihtiyâcı olacak. 
CÂMİYE MUHÂLEFET HASTALIĞI
Veyl'olsun çobanı oldukları halkın mânevî ihtiyâcını öncelemekten öte, hiç olmazsa nazar-ı îtibâra alma zerâfet ve dirâyetini göstermeyen okumuş ya da okumamışlara!
MAHALLE BASKISI, MUHİT ASKISI!
Başka ne diyelim, sorumluluğun boyutunu hissettirelim; mahalle baskısı ve elit çevre askısından kurtaralım. Yoksa öyle bir şey yok mu? Kirazlimanı BELDE konutlarını yerle yeksan eden, tasarrufa takılan Millet Bahçesi projesini bir zirve ziyâretiyle hâlleden başkan halkın buradaki taleplerini nasıl değerlendiriyor?
BU KADAR DA OLMAMALI
Öyle ya da böyle ortada bir gerçek var. Sonuçta olan Ordu'ya ve geleceğimize oluyor. Bu noktada en büyük sorumluluk da başkana terettüp ediyor.
HEM TÂRİH, HEM İHTİYÂÇ
Kim ne derse desin, Hilmi Bey bakanımızın bu câmiyi 1000 dönümlük yere gereksiz diye değerlendirmesi mümkün değil. Yer gösterildiği takdirde halk da yapmaya hazır. Biz sâdece sesi çok çıkan azınlığın fotoğrafını, kentin sısyo-tipolojisini, bu meyânda da idâreciliğin zorluğunu dile getirip olan-bitenleri anlamada denge perspektifini ortaya getirmeye çalıştık.
İDRÂK-İ MEÂLÎ, VÂKIANIN MEÂLİ*
Rabbimiz cümlemizi mes'ûliyetini müdrik olarak yaşayıp huzûruna pîrüpâk olarak gelenlerden, sevdikleriyle berâber hem dünyânın hem de âhiretin saâdetine erenlerden eyleyip, dünyâ gözüyle başta Gazze ve Doğu Türkistan olmak üzere cümle mazlûmların kurtuluşunu görmeyi nasîp buyursun; Âmîn wes'selâm...