Bu sene farklı sene oldu. Karlı bir sene oldu. Çocukluğumuzdaki gibi bir sene oldu. İnşâllâh çocukluğumuzdaki gibi verimli, sevimli ve de kârlı bir sene de olur. Gerçi bu bizim elimizde bir yanıyla ama, inşâllâh Rabbimizin lütfuyla bu tecellî eder.
İCTİMÂÎ NEŞ'EDEN ZİRÂÎ BEREKETE
Bu anlamda kâr derken, kar'ın mikropları öldürmesi, toprağı suya kandırması ve de bilhassa kokarca noktasında öldürücü boyutta -20'ler telâffuz edilen boyutları işâret etmesi bağlamında bu kar'dan zirâî anlamda kâr da bekleniyor.
ÇOCUKLUK, GENÇLİK, DİNÇLİK
Çocuklar için güzel oldu. Yetişkinler de âdetâ çocukluklarına dönerek bir kar nostaljisi yaşadılar. Rabbimizin lütuflarına sonsuz şükürler olsun. Bizlere bunu idrâk etmeyi, rızâsınca gitmeyi, her adımında Hak dâvâsı gütmeyi nasip eylesin. Âmîn.
İHZÂRDAN İHTÂRA
Tam bu noktada az önce bizim İstanbul Yüksek İslâm Enstitüsü WhatsApp grubumuzda okudum. Hem kar, hem kâr, hem de Ramazan eşiğinde bir ihzâr (hazırlama) ve de ihtâr(hatırlatarak uyandırma) olsun diye sizlerle paylaşıyoruz.
DÜNYÂ'DAN UKBÂ'YA, EDEB'DEN TAKVÂ'YA
Buyrun; büyük müjdeler ve dünyâdan ukbâya bayram hediyeleriyle gelen Ramazan'dan önce, büyük mutasavvıf, sıradışı edep, ahlâk, ferâgât, zühd, takvâ ve ihlâs örneği İbrâhim Edhem'in hem karlı hem de mânevî kâr ve efkârlı hikayesini okumaya:
NE YAPIYORSUN BURADA?
İbrahim Ethem Hazretleri, tâcı tahtı terk edip seneler sonra kendi yaptırdığı camide yatsı namazı kılıyor.
Dışarıda kar var, hava çok soğuk, "Şurada kıvrılayım da sabah olunca giderim” diye düşünüyor. Caminin bekçisi gelip;
“Ne yapıyorsun burada?” diyor.
SENİ GİDİ ÇULSUZ; HADİ ORDAN!
İbrahim Ethem: “Müsaade et şurada yatayım, sabah namazından sonra gideceğim” diyor.
Bekçi bacağından tutuyor ve “İbrahim Ethem, senin gibi çulsuzlar için yaptırmadı bu camiyi” diyor ve bacağından sürükleye sürükleye, kafasını merdivenlere vura vura atıyor onu dışarıya.
İBRÂHİM EDHEM ÇÂRESİZ
İbrahim Ethem “Ben bu camiyi yaptıran kisiyim.” diyemiyor kibir olur diye. Çaresiz şehre gidiyor, her taraf kapalı, sadece bir yer açık, bir ekmek fırını.
Kapıyı çalıyor ve sabaha kadar oturma müsaadesi istiyor. Orada çalışan işçi “Geç otur” diyor. Aradan bir iki saat geçiyor. Sabah ezanı okunmaya başlıyor, ezandan sonra işçi dönüyor:
-NEREDEN GELİP NEREYE GİDİYORSUNUZ?
“-Hoşgeldiniz, nereden gelip nereye gidiyorsunuz isminiz ne?" diyor. İbrahim Ethem de;
“-Ben iki saattir burada oturuyorum, şimdi mi geldi aklına sormak?” diyor. Fırıncı;
“-Ben bu fırında işçiyim, iki çocuğum var, iki de yetime bakıyorum. Ben onlara şimdiye kadar haram lokma yedirmedim. Senin geldiğin vakit, benim mesai saatim dahilindeydi.Ezan okundu mesaim bitti. Şimdi seninle istediğin kadar konuşabiliriz, şimdi kazancıma HARAM karışmaz” diyor.
-SEN NE GÜZEL ADAMMIŞSIN!
İbrahim Ethem “Sen ne güzel adammışsın. Senin Allah’tan bir şey isteyip de gerçekleşmediği duan oldu mu?” diye soruyor,
“Ben Allah’tan ne istediysem verdi.Fakat bir şey hariç, henüz onu bana vermedi. ALLAH’a yalvardım, bana İbrahim Ethem Hazretlerini göster diye, bana onu göstermedi” diyor.
SEN YETERKİ YÜREKTEN İSTE!
İbrahim Ethem Hz;
“O Allah öyle bir Allah ki İbrahim Ethem'in bacağından sürükleye sürükleye, kafasına vura vura getirir, sana gösterir. SEN YETER Kİ YÜREKTEN İSTE" diyor.
DUÂ LİMÂNI, MUHABBET UMMÂNI
Sevenin sevdiginden istedigi tek şeydir dua. Ayrı bedenleri bir muhabbette birleştirendir dua.
Çaresizken sığındığımız tek limandır dua.
Kulun Allah'la teke tek konuştuğu andır dua.
Rabbimiz, fırıncının duası gibi ihlasla dua yapabilmemizi nasip etsin, dualarda buluşalım ve her şer hayrolsun!... ✍️
WHATSAPP'TAN FACEBOOK'A
Son bir paylaşım daha. Onu da geçmeyelim. Çünkü onun da mesajı güzel; bu da Facebook'tan:
KAR TÂNELERİ MİSÂLİ OLALIM
Kar taneleri ne güzel anlatıyor, birbirlerine zarar vermeden de yol almanın mümkün olduğunu. Arkadaşınızı doğru seçin, Bülbül güle karga çöplüğe götürürmüş... (Ahmet BAĞMANCI)
KONMASIN KARGA GÜL OLAN BAĞA
Şimdi burda aklımıza geldi; Lüleburgaz'da tanıdığım, oraya yerleşmiş, Konyalı Nûri TAŞPINAR Amca'nın -hem ona rahmet wesîlesi olsun- sık tekrarladığı Seyrânî'den bir dörtlükle sözü bağlayalım inşâllâh:
BENDEN SELÂM SÖYLEN ÇATLAK-ÇATIĞA
KOKMADIKTAN SONRA HİÇ GÜLLENMESİN
KONMASIN KARGA GÜL OLAN BAĞA;
GÜBRE MÜPTELÂSI BÜLBÜLLENMESİN!
Son tahlilde, kar tâneleri gibi bir birini incitmeden bir hayât sürmeyi, bunu yaparken gelincik çiçeği gibi gösterişli olup kokusu olmamanın ötesinde insanlara faydalı olmayı bizlere lûtfetmesi niyâzıyla Rabbimize yalvarıyor,
ÜMMETE RAHMET, İNSANLIĞA HİDÂYET
başta Gazze ve Doğu Türkistan olmak üzere bizleri Ramazan'a girerken kâffe-i ehl-i îmânı rahmetle kuşatması, mazlumların hürriyeti ve de insanlığın hidâyetini göstermesi temennîsiyle cümleye sevgiler-saygılar sunuyoruz wes'selâm...