Başta, başlığımız bilhassâ Türkçe konuşan ülkeler arasında bizim Osmanlı dönemi TEKBİR ve SALÂT-I ÜMMİYYE bestelerimiz gibi ortak değer hâline gelen bir ilâhîden alınmakla ümmetin mübârek bir aya girdiği ve bunun sevinç ve heyecânıyle dopdolu olduğunun işâreti olarak oradan alındığını belirtiyor, yine, târihten bu yana mahyalarımızda da yer aldığı şekliyle;
HOŞ GELDİN MÜBÂREK AY
diyor, bizim onu, onun da bizi hoş etmesine nâiliyet ve muvaffakiyet lütfunu bizlerden esirgememesi ve bizleri tüm sevdiklerimizle berâber sevdiklerine katıp Efendimiz SAV'in komşuluğunda buluşturması niyâzıyla Rabbimize yalvarıyor, bu hedefe yol teşkil eden Ramazanın hepimiz için mübârek ve de sınırsız feyizlere vesîle olması dileğiyle cümleye selâm ve kâlbî muhabbet arzıyla söze başlamak istiyoruz.
YÂR, YÂRÂN ve RAMAZAN
Öncelikle Ramazan nedir? Bunu, başta Rahmi YÂRÂN Hocamızınki olmak üzere anonim hâle gelen diğer çeşitli paylaşımlardan da yer yer istifâde ve iktibaslarla anlatmaya çalışalım inşâllâh.
RAMAD ya da RAMDÂ'dan
Ramazan başta bir defâ, kelime anlamı olarak “çok sıcak gün, kızgın güneşin kum ve taşları ısıtması” anlamlarına gelen “ramad” kökünden ya da “güneşin ısısı nedeniyle çok kızmış yer” anlamına gelen “ramdâ” kökünden türediği düşünülmektedir.
ATEŞLERİ YAKAN ATEŞ
Bu anlamıyla bile muhteşemdir. Âdetâ herşeyi çözüyor. Nasıl derseniz; bir insan için düşünülecek bütün güzel gâye ve maksatları, muratları muhtevâsında barındırıyor. Bir nevî ateşe karşı onu söndürecek kâlp harâret ve heyecânını ifâde ediyor.
HERŞEYDEN ÖNCE TEVBE
Yâni, bir mânâda günâhları, hattâ cehennem ateşini bile yakan demek olarak algılayıp anlayabiliriz Ramazanı. Böyle düşünülünce Ramazan için her şeyden önce bir tevbe, yâni arınma, madden olduğu kadar mânen de bir restorasyon ve temizlik ayıdır diyebiliriz.
TEMİZLİKTEN HAZIRLIĞA
Nitekim; Allah Teâlâ buyuruyor:
{ یَـٰۤأَیُّهَا ٱلَّذِینَ ءَامَنُوا۟ تُوبُوۤا۟ إِلَى ٱللَّهِ تَوۡبَةࣰ نَّصُوحًا ...}
"Ey iman edenler!
ÇOK SAMİMİ BİR ŞEKİLDE ALLAH'A TÖVBE EDİN (O'NA DÖNÜN). ..." [Tahrîm suresi: 8]
Tövbe şeytânî bir yol olan yanlıştan, bâtıldan ayrılıp Allah'ın istediği yola dönmektir. Bu ifâde sanki, yıl kapsamında düşünüldüğünde tam da Ramazan'ı işâret etmektedir.
BÜYÜK MİSÂFİR, TÂRİFSİZ HEYECÂN
Mâmâfîh; hepimizde Ramazan dolayısıyla bir tâzelenme hareketi olmadı mı? Evlerde-barklarda, iş yerlerinde bir Ramazan'a hazırlık hareketliliği gözlenmedi mi? Büyük bir misâfirin geldiğinin heyecânı yansımadı mı topluma?
NE YAPILSA AZ
İşte tüm bunlar, Ramazan'a hazırlanırken aslında sonsuz hayâta hazırlanışın belge ve belirtileri. Ama, Ramazan için herşey değer. Onun için ne yapılsa az. Çünkü onun bize kazandırdığı ve âhiret için kazandıracakları yanında bizim yaptıklarımız hiç mesâbesindedir.
BU AŞK BİR BAHR-İ UMMÂNDIR
Bakınız, daha dünyâda bize kazandırdıklarını ifâdeye çalışsak ilk etapta şunları söyleyebiliriz. İnanıyoruz ki sizler de çok daha farklı şeyler ekleyebilirsiniz. Çünkü Ramazan bir ummandır, rahmet ummânı. Onu, fâni algı boyutuyla ne kadar ve nasıl anlatabilirsiniz ki? Bunun gerçeğini belki âhirette göreceğiz. Bunu lûtfetmesi niyâzıyla Rabbimize yalvarırken, dünyevî boyutuyla, algımız ve de görgü yâni göre-bilgimiz kadarıyla anlatmaya çalışalım:
HEM 11 AYIN, HEM DE KAPSAMIN
RAMAZAN bir defâ, 11 Ayın Sultanıdır. İbâdet olarak öncelikle oruçtur, sabırdır, selâmdır, selâmettir.
Birincil alâmet-i fârikası oruç olmakla berâber bütün ibâdetleri sînesinde barındırma yanında onlara muhtevâ ve de değer boyutuyla ayrı bir derinlik ve kapsam katmaktadır.
ENGİN MUHTEVÂ, ZENGİN DEĞER
RAMAZAN, Sadakadır, sadâkâttir, fitredir, zekâttır. İmsâktır, sahurdur, seherdir, teheccüddür. RAMAZAN, Gelişi ile cennet kapılarının ardına kadar açıldığı, cehennem kapılarının sıkıca kapandığı, şeytanların zincire vurulduğu bir rahmet mevsimidir.
AŞKTIR, ŞEVKTİR, ŞENLİKTİR
RAMAZAN, Merhamettir, dostluktur, sevgidir, saygıdır, edeptir. Aşktır, şevktir, şevket ve şefkâttir.
RAMAZAN, Duâdır, niyâzdır, birliktir, berâberliktir, kardeşliktir, muhabbet ve de esenliktir.
DERTLERE DEVÂ, HASTALIKLARA ŞİFÂ
RAMAZAN, Yoksulların hâlini anlamaktır, muhtâca el uzatmaktır. Dertlere devâ, hastalıklara şifâ olmaktır. Yaraları sarmaya, eksikleri onarmaya çalışmaktır.
RAMAZAN, Komşuluktur, sıla-i rahimdir, ziyârettir. An an yaşanan ve bizi sonsuz mutluluklara taşıyan bir bayram iklîmidir.
HESAP, KİTAP, MUHÂSEBE, MURÂKABE
RAMAZAN, Nefis muhâsebesidir, murâkabedir, dıştan yaşadığı kadar da içe dönmektir. Yâni bir nevî, hesâba çekilmezden evvel nefsimizi hesâba çekmektir.
RAMAZAN, Rahmettir, acımaktır, rıza-i ilahiye talip olmaktır. İftardır, ikramdır, paylaşmaktır, hayırda yarışmaktır, iltifattır, ünsiyettir, tebessüm ve güleryüzdür.
MUKÂBELE, SOHBET, AZÎMET
RAMAZAN, Mukâbeledir, îtikâftır, uzlettir, tefekkürdür, şükürdür, zikirdir.
RAMAZAN, Kendini bilmek, haddini bilmek, Rabbini bilmekle berâber O'na ermek, O'nu bulmak ve de böylelikle murâda ermektir. Yâni, hayât yolunun sonunda erilmesi gâye edinilen menzil-i maksûda azîmet eylemektir.
RAMAZAN RENGİ, TAKVÂ KULPU
RAMAZAN, Allah’ın boyası ile boyanmak, rahmet kapısının kulpundan tutmak, kopmaz kulpa tutunmaktır.
RAMAZAN, Orucu ile, muttakîlerden, yâni Rabbimizin bizim için murâd ettiği takvâ sâhiplerinden olma şerefine nâil olmak,
"İLÂHÎ ENTE MAKSÛDÎ VE RIZÂKE MATLÛBÎ:"
Yâni; "Yâ Rabbî! (Bu hayâtı yaşarken) Maksadım sâdece Sen'sin, talebim de rızâ'ndan başkası değil" sırrına ermek ve niyetini ortaya koyabilmektir.
RAHMET, MAĞFİRET; OD'DAN NECÂT
RAMAZAN, Evvelinin rahmet, ortasını mağfiret, sonunun da cehennemden kurtuluş olduğunun farkına varmak ve bu minvâlde onu en güzeliyle değerlendirip yaşamaktır.
NÎMETTEN ŞÜKRE, İFTAR'DAN CENNET'E
RAMAZAN, İftar vakti, oruç açmanın hazzını yaşamak, bunca nimetleri ihsan edene, şükran-ı nîmette bulunmak, RABBİMİZ 'e kavuştuğumuzda, orucumuz sebebiyle ulaşacağımız ferahlığı hak etme bilincine sahip olmak ve artık bu niyet üzere sebatla yaşamaktır.
HAYRIN HADDİ, SEVÂBIN HUDÛDU
RAMAZAN kısaca, TÖVBE, KUR'AN, NAMAZ, ORUÇ, İNFAK, PAYLAŞMA, İYİLİK AYIDIR. Hayr u hasenât çok olduğu kadar, karşılıklarının 1'e 700'ü bile aşan, Rabbimizin;
ORUCUN SEVÂBI BANA ÂİTTİR
buyurup rakam belirtmediği şekliyle ve O'nun hazînelerinin sınırı olmadığı gerçeğiyle yanyana konulduğunda insanoğlunun bütün noksan ve boşluklarını telâfî edecek bir keyfiyeti hâizdir.
İÇİMİZ KIPIR KIPIR, SEVİNCİMİZ SONSUZ
Dolayısıyla içimiz kıpır kıpır. Bir sonsuz bayram koridoruna girmiş gibi hissediyoruz kendimizi.
Binâenaleyh Ramazan, mânevî anlamda böyle bir boyutu işâret ederken, dünyevî mânâda, şeytana zincir, kötülüklere set, iyiliklere yol açma, kapı aralana, hattâ bir mîlât olma husûsiyetiyle berâber fert ve toplum olarak daha huzurlu bir hayâta başlamak, daha ümitvâr bir sonsuzluk bekleyiş psikolojisine doğru yol almak için fırsat vaktidir.
FIRSAT GANÎMET, EYLEYELİM AZÎMET
Allah bu fırsatı değerlendirenlerden eylesin.
Onbir aylık yoldan gelen, sînesinde bin aydan (Ümmet-i Muhammed'in ortalama ömründen uzun) daha hayırlı bir gece barındıran şerefli MİSAFİRİMİZ'in, Kur'an ayı RAMAZANIMIZ'ın şahsımız, ailelerimiz, ülkemiz, milletimizin madden-mânen ihyâsına, DOĞU TÜRKİSTAN, GAZZE, ARAKAN, KEŞMİR başta olmak üzere tüm mazlumlarla mağdurların kurtuluşu, tüm insanlığın hidâyetine, Âlem-i İslâm'ın her tür musîbet, âfât ve bulaşıcı hastalıklardan kurtulmalarına vesîle kılmasını yüce RABBİMİZ'den niyâz ediyor, bu dilek ve dualarımızla rahmet ayı RAMAZANIMIZ'ı tebrik ediyor, cümleye en içten duygularımızla sevgiler-saygılar sunuyoruz wes'selâm...