"Hayatın merkezine Allah’ı koyarsanız, onun bak dediği yerden bakarsanız, sorunlarınızı O çözer. Kişisel gündeminiz olabilir ama bunları Allah’ın önüne koymamalısınız."

Bir ustanın, kendisine arabasını tamir için getiren müşteriyi kandırmamasını nasıl sağlarsınız?

Bir köylüyü, sütünü insanlara satarken, içine su karıştırmaktan men eden şey nedir? 

Bir öğretmen, öğrencileriyle ilgilenirken kendisini vazifesine tam anlamıyla nasıl verir? 

Bir doktorun, her hastasıyla sanki kendi yakınıymış gibi özen ve şefkatle ilgilenmesini hangi yöntem sağlar? 

Bir hâkimin, insanların hayatlarını etkileyen kritik kararlar alırken, adaletten ve insaftan şaşmaması için ne gerekir?

Bir esnaf, malını alır ve satarken, insanları kandırmaktan kendini hangi yöntemle alıkoyar? 

Soruları uzatıp çeşitlendirebiliriz. Hepsinin cevabı aynıdır: Allah korkusu ve vicdan. Yukarıdaki türden detaylarda, kanunların yapabileceği hiçbir şey yoktur çünkü. Dürüst davranmak, tamamen insanın iç kontrol mekanizmasına, imanına ve sütüne kalmıştır. 

Topluma dikkatle bakın, yüzleşmemiz gereken bir hakikat göreceksiniz: İnsanımızın mayası bozuluyor. Gözümüz kapalı güvenebileceğimiz insanlar azalıyor. İşini iyi yapanlar, Allah korkusuyla hareket edenler ve Rabbine vereceği hesabı düşünenler seyrekleşiyor. "Enayi" sayılma kaygısı, "insan" olmanın önüne geçmeye başlıyor.

Bu durum, geleceğimiz adına alarm vericidir. Kendimizden ve çevremizden başlayarak, "insaniyet seferberliği" başlatmak gerekiyor.

Ümitsiz değiliz, ama işimiz zor, mesuliyetimiz ağır...

BATAKLIKLAR KURUTULUP İNSANİ DEĞERLER HAKİM KILINMADAN 

İnsan ve toplumlar tercihleriyle 

KÖTÜLÜĞE sebep olan öğreti, düşünce, kültür, anlayış, adet, ahlak, sistem, düzen vb her hal ISLAH edilmeden 

kalıcı REFAHA MUTLULUĞA ULAŞILAMAZ.

Her anınız, DUYARLI davranıp HAKTAN HAKLIDAN YANA DURUP ahsen ahlakı yaşayarak KARANLIĞA IŞIK olup yaptığınız vesile olduğunuz değişim ve

gelişimlerle AKİBETİNİZ de AHİRETİNİZ de CENNET olsun.

DOĞRU MANA, İLİM, en kıymetli HAZİNEDİR, YAŞAMA yazdıkça ANLAM VE DEĞER KATAR.

Elbette, insan ve toplumlar tercihleriyle şekillenmekte, kaderini, yani kederini yahut keremini kendi yazmaktadır. 
Tercih insanındır.

Karanlıktan, zulümattan aydınlığa, NURA ulaşmanın, çıkmanın, çıkarılmanın da bir bedeli, HARCI, zahmeti, emeği, gayreti, çabası vardır.

Değişim isteyen kendinden başlasın
Değişmeyenin değişimde rolü olmaz.

Kendini değiştirmeyen toplumun değişmesini bekleyemez.
Karanlığa ışık olmadıkça toplum da aydınlanmaz.
Bir olmadıkça 11, 111 ve diğerleri de olmaz.

Balık baştan kokmaz gövdeden kokar, baştan da koktuğu anlaşılır. Toplumu oluşturan insanlar değişmedikçe, toplumda, baştakiler de sistem de değişmez.

Resulullah (s.a.) şöyle buyurmuştur:
Allah katında, kulun şöyle 
demesinden daha sevimli bir dua yoktur: 
"Allah’ım! Ümmet-i Muhammed’e 
umumi bir rahmet ile merhamet eyle"

Müslüman; çağın gözüyle islam'a bakmaz, islam'ın gözüyle çağa bakar..
Rasim Özdenören

İlk ve son nasihat:

Namazını güzelce kıl, secdelerini uzat, derin nefes al, Kuran'ı tefekkür ederek oku, Allah'ı bolca an ve sürekli bu dünyanın geçici olduğunu hatırla..

Ali Tantavi

Senin olan senden alınmaz, senin olmayan ise sana verilmez.

Her şeyin bir vakti vardır. 
Gece, karanlığına karanlık kattığı vakit eğer sen gün ışığı istesen, yerine getirilir mi hiç bu isteğin?
Abdülkadir Geylani Hz

ÜSTELİK
Tüm kötülüklere duyarsız olup
Zalime SESSİZ KALAN
mazluma YARDIM ETMEYEN
BATAKLIKLARI kurutup
nedenlerini yok etmeye çalışmayan 
tüm GÖNÜLLER suça bulaşmıştır. 

Kendine, Aleme, insanlığa, topluma duyarsız kalmayıp, 
Rabbilalemine, Kuran’a, ilme, vicdanın sesine uyarak, 

Bedel ödenmeden, fedakarlık yapılmadan, sunnetullaha uygun davranmadan, değişim ve gelişim olmaz, Rızayı İlahi de kazanılmaz bilinciyle

İYİLİĞİ EMREDER, KÖTÜLÜKTEN MEN EDEN yani EMRI BIL MARUF NEHYI ANIL MUNKER yapan bir sistemi var edip.
Elalem değil Rabbilalemin ne der diye yaşayanlardan
Karanlığa ışık olup, kendini de toplumu da ahsen yolda değiştirenlerden muttakilerden 
Rabbin Rızasına varanlardan
iki cihanda da sevdikleriyle Cenneti yaşayanlardan olma dileğiyle…

Antidepresan Niyetine Okuyacağımız 
                        ŞİİR
Kaybolan Yusuf döner Kenan’a bir gün; gam yeme.
Gör şu mahzun ev olur tekrar gülistan; gam yeme.
Ey gönül, işler düzensizlikten elbet kurtulur,
Dertliler kalmaz perişan böyle her an; gam yeme.
Gerçi birkaç gün felek sapmış gider, hep ters yöne,
Her zaman arzuna dönmez çünki devran; gam yeme.
Bülbülüm, kırlarda tekrar taht kurarsın, gün gelir,
Tek ki sağ kal, kopmasın ömrün bahardan; gam yeme.
Sel götürmüş yıkmış varlığın; mahveylemiş.
Nuh eğer kaptansa, korkma olsa tufan; 
gam yeme… 

(Hafız-ı Şirazi)

Abdulkadir Demir