Büyük alim cafer-i Sadık, Numan adındaki bir talebesine sordu:
” Akıl nedir? ”
Numan şöyle cevap verdi:
”İyi ile kötüyü birbirinden ayıran şeydir.”
Cafer-i Sadık, bu cevabı yetersiz buldu ve:
”Bu kadarını atlar da yapabilir. At, yanına yaklaşanın; ona ot mu getirdiğini, yoksa kırbaç mı vuracağını anlar..”
Numan: ”Öyleyse siz söyleyin Akıl nedir? ” Dedi.
Cafer-i Sadık şöyle buyurdu:
”Akıl, iki önemli iyi şey bir arada karşına çıktığında,hangisinin daha iyi olduğunu ayırabilmektir.”
Hocasından bu hakikatli dersi alan Numan adındaki bu talebe İmam-ı Azam Ebu Hanife’dir.”

Akıl, Haya ve İlim bir ruhtan nasıl gider? Hiç merak ettiniz mi? O zaman buyrun şu  kıssayla sizleri baş başa bırakıyorum;

Hak Teala, İblis’e sordu: ”Niçin Adem’e secde etmedin?”. İblis ”beni ateşten, onu çamurdan yarattın!” Dedi. Yani ” Benim terkibim ulvi, toprağınki süflidir (kıymetsiz). Ben yaratılışta ondan yüceyim, bu yüzden Adem’e secde etmedim.” Dedi.
Kendine güvenip gururlandı. Allah da onu huzurundan kovdu, sonra buyurdu:
” Ya Adem! Yukarı bak!” Hz. Adem(as) baktı. Arş-ı Ala’da şöyle yazıldığını gördü:
” La İlahe İllallah, Muhammedü’r Rasulullah”
Hz. Adem sordu:
”İlahi! Muhammed kimin adıdır?”
”Ya Adem! Habibim’in adıdır ki, senin oğlundur!” Hz. Adem çok mutlu oldu şükretti.
Sonra sağ yanına baktı üç güzel şahıs görüp onlara sordu:
”Adınız ve makamınız nedir?”
Biri cevapladı: ” Adım akıldır. Makamım baştadır.” Diğeri dedi: ”Adım utanmadır, hayadır. Makamım yüzdedir” Bir diğeriyle dedi: ”Adım ilimdir. Makamım göğüstedir.”
Hz. Adem ”haydi yerinize girin” dedi ve üçü de makamına girdi. Hz. Adem rahatladı.

Sonra sol tarafına baktı üç şahıs gördü, ürktü. Onlara sordu: ”adınız ve makamınız nedir? Ne uğursuz kavimsiniz?”
Biri dedi ” Adım öfkedir. Makamım baştadır.”
Hz. Adem ”baş aklın yeridir senin başta yerin yoktur.”
”Ben gelirsem akıl gider” dedi
Diğeri dedi ”Adım açgözlülüktür. Makamım yüzdedir.”
” yüz haya yeridir. Senin yüzde yerin yoktur.”
” ben gelirsem haya gider”
Üçüncüsü dedi: ” Adım hasettir. Makamım göğüstedir.”
”Göğüs ilim yeridir. Senin göğüste yerin yoktur”
”Ben gelirsem ilim gider”
Öfkenin gelip aklı götürdüğü, açgözlülüğün gelip haya’yı götürdüğü, hasetin gelip ilimi götürdüğü bir hayattan Allah’a sığınalım…

Eden kendisine eder.
Yapan, bulur ve çeker.
Unutma! Kazanmak koca bir ömür ister.
Kaybetmeye ise anlık gaflet yeter..
(Mevlana)

ÖZLEDİM
Herkes bir Kâbil olmuş, zulmün bataklığında
Hak uğruna can veren, Hâbil'ler'i özledim.

Zulüm dünyayı sardı, her tarafta bir Câlût
Câlût'lara son veren, Dâvûd'ları özledim.

Yönümüzü şaşırdık, ele yalvarır olduk
Süleyman'a yol veren, Hüdhüd'leri özledim.

Yaşanmıyor dünyanın, bu rahmet kıtlığında
Rahmeti unutulan, Muhammed'i özledim.

Köle oldu Efendi, benliğinden soyuldu
Efendilere Emîr, Köle Zeyd'i özledim.

Nâmert bir savaş sardı Müslüman'ın yurdunu
Uçağa sapan atan, çocukları özledim.

Ahlâksızlık zirvede, hayâ ise yok oldu
İffetin bânileri Meryem'leri özledim.
(İhsan Süreyya SIRMA)

KİM KURTARACAK?
İnsanın aradığı İslâm, 
İslâm’ın aradığı da insandır.
Bu ikisinin buluşmasına İman,
İslam’ı yaşamasına Amel,
İslam’ı bilmesine İlim,
İslam’ı tanımasına İrfan, 
Bilinçlenmesine Takva,
Hakikati görmesine İhsan denir.

İslam’ın hayranı olmak, 
İslam’ın adamı olmak
Farklı şeylerdir. 
İslam’ın adamı olmak; 
Sahada çalışmaktır. 
Hayranı olmak ise, 
Tribünden slogan atmaktır.
 
İslam’ın adamı olmak için;
Tevhidin, ”La ilahe” kısmını
İyi anlamak gerekir;
La ilahe diyerek şirki imha etmek, 
İllallah diyerek tevhidi inşa etmektir.
Yani tevhidin inşası, 
Şirkin imhası ile olmaktadır.

Allah resulü; geldiği topluma, 
Sizi kurtaracağım demedi;
Ey insanlar “la ilahe illallah” deyin!
Kurtuluşa eriniz dedi!
Sadece kurtarıcı Allah’tır dedi.
Vatan, millet, hak hukuk adalet
Demiyor ama “Tevhit” diyordu.
Topu topu sadece bir cümleydi. 

Kurtarıcı bekleyenler ve
Kurtarma iddiasında olanlara…

Kibir şeytana hastır,
Şeytanla dost olanın, 
Âkıbeti iflâstır.

Dünya hırsı doyurmaz, 
Yedikçe aç kalırsın;
Kibirde yükselirsen, 
Kabirde alçalırsın...

Nefis ve günahlar 
Huzura katran döker,
Şeytan ancak, 
Eûzubesmeleyle diz çöker...

Her eylem yeniden diriltir beni
Nehirler düşlerim göl kenarında.
Doğ ey güneş erit taştan adamı
Ve kurut taşları diken elleri.

 Rabbimiz imtihanı geçenlerden eylemesi niyazımla..
CUMA GÜNÜMÜZÜN HAYRI VE BEREKETİ ÜZERİMİZE  OLSUN.