Geçtiğimiz günlerde yaşanan Rize depremi sonrasında, Ordu’daki deprem riski ve Karadeniz bölgesindeki genel tehditlerle ilgili önemli açıklamalarda bulunan Jeoloji Mühendisleri Odası Ordu İl Temsilcisi Yekta Yüksel, bölgedeki riskler hakkında çarpıcı bilgiler paylaştı.

Türkiye’de deprem olamayacak hiçbir yerin olmadığını belirten Yüksel, "Yıkıcılığı ve yıkıcı olmaması tartışılabilir, ancak deprem riski her yerde mevcut" ifadelerini kullandı.

Yekta Yüksel, Ordu'nun deprem riski hakkında şu açıklamalarda bulundu: "Ordu'nun şehir merkezi, Kuzey Anadolu Fay Hattı'na yaklaşık 100 kilometre mesafede yer alıyor. Bu birinci risk faktörü. İkinci olarak ise, Karadeniz’deki sahilden 10 kilometre açıkta paralel faylar ve bu faylara dikine kesen yeni fay hatlarının varlığı tespit edildi. Bu tespitler, 2006-2007 yıllarında Doğu Karadeniz'de yapılan doğalgaz ve petrol aramalarında ortaya çıkmıştı. Ancak bu veriler ne yazık ki revize edilmedi ve Türkiye Petrol Anonim Ortaklığı tarafından gizli tutuldu. Ordu, bu iki fay hattı arasında yer alıyor ve potansiyel bir deprem tehlikesi her zaman mevcut."

Sıvılaşma Riski ve Deprem Şiddetinin Artışı

Ordu’da şehrin merkezinde belirgin bir fay hattı olmasa da, sıvılaşma potansiyeli olan düz zeminlerin, deprem anında büyük bir tehdit oluşturabileceği uyarısını yapan Yüksel, bu tür zeminlerde meydana gelen depremlerin şiddetinin arttığını vurguladı. "Kuzey Anadolu Fay Hattı’nda 6 şiddetinde bir deprem olursa, Ordu şehir merkezinde bu deprem 7 şiddetinde hissedilebilir. Ayrıca, Karadeniz’deki faylarda meydana gelecek 5 büyüklüğündeki bir deprem, sıvılaşma potansiyeli olan zeminlerde 6 şiddetinde hissedilebilir" diyen Yüksel, bu durumun Ordu'da büyük hasara yol açabileceğini belirtti.

Tsunami Riski: Geçmişteki Felaketler Göz Ardı Edilmemeli

Yüksel, Karadeniz'deki deprem riski sadece yerel etkilerle sınırlı kalmadığını, aynı zamanda tsunami tehlikesini de beraberinde getirdiğini belirtti. "2000 yıl önce Karadeniz’de meydana gelen bir depremde, Trabzon’daki sur kapıları yıkılmıştı. Ayrıca 1968'de Bartın’da meydana gelen bir deprem, tsunamiye yol açarak büyük can ve mal kaybına sebep olmuştu" dedi. Yüksel, bu tür büyük depremler ve tsunamilerin, mesafe ve büyüklüklerine bağlı olarak Ordu'yu da etkileyebileceğini vurguladı. "Tsunaminin boyutu, fay hattından uzaklıkla doğru orantılıdır. Eğer 300-500 kilometre mesafede bir fay hattında blok çökmesi ve deprem meydana gelirse, tsunami Ordu şehir merkezine olumsuz şekilde yansıyabilir."

Depremlerle yaşama konusunda Türkiye’nin ciddi eksiklikleri olduğunu belirten Yekta Yüksel, "99 Körfez depreminden sonra bizlerin bu konuda ders aldığımızı düşünmüştüm ama 6 Şubat depreminden sonra bu görüşümü tamamen değiştirdim" dedi. Yüksel, "Deprem anında nasıl davranacağımızı bilmediğimiz için, bazen bir bina sağlam olduğu halde büyük hasar görebiliyor. İnsanlarımız, bina alırken sadece dış görünüşüne, fayansına bakıyorlar. Ancak, binanın beton kalitesini ve standartlarını kontrol etmek, deprem güvenliği için kritik öneme sahiptir" şeklinde uyarılarda bulundu.

Türkiye’de Deprem Çalışmaları Yetersiz

Yüksel, Türkiye genelindeki deprem hazırlıklarının ve çalışmalara yönelik eksikliklerin de altını çizdi. "Kuzey Anadolu Fay Hattı’nı literatüre geçiren Jeolog İhsan Ketin, dünyanın en aktif fay hattını keşfetmişti. Ancak bu önemli keşif ve diğer deprem çalışmalarına yeterince önem verilmiyor. Türkiye, her yıl birçok küçük deprem yaşayan bir ülkedir, ancak bu konuda gerekli tedbirler alınmıyor" dedi. Yüksel, Ordu ve Türkiye'nin genelinde bu konulara daha fazla ilgi ve önlem alınması gerektiğini ifade etti.

Kaynak: Haber Merkezi