ÖZEL HABER

ORDULU GÜNGÖR’ÜN ENGELİ, KÖYÜNE HASRET BIRAKTI!

İstanbul’da uzun yıllardır ikamet eden 41 yaşındaki Ordulu Güngör Durkut, 2006 yılında geçirdiği trafik kazası sonucu boyundan aşağısı felç kaldı.

Abone Ol

İstanbul’da uzun yıllardır ikamet eden 41 yaşındaki Ordulu Güngör Durkut, 2006 yılında geçirdiği trafik kazası sonucu boyundan aşağısı felç kaldı.

Kazanın ardından yaşadığı zorluklara rağmen memleketi Gölköy’e yalnızca iki kez ziyaret edebilen Durkut, köyündeki ulaşım koşullarından kaynaklanan engelleri dile getirdi.

Köyüne Kavuşmayı Bekliyor…

Güngör Durkut, köyüne yapılan ziyaretlerin zorluğunu anlatırken, "17 yıl içerisinde iki kez köyüme geldim. Ancak köyüme, ailemin beni eve güç bela taşıdığı esnada bakabildim. Tekerlekli sandalyeye mahkum bir birey olarak istediğiniz yere ulaşmanız pek de kolay olmuyor. Gölköy’ün Ahmetli Mahallesi'nde bulunan evime ulaşmak için bir yokuşu çıkmak gerekiyor. Akülü arabamla bu yolu ne çıkmam ne de inmem mümkün. Bu nedenle geldiğim iki seferde de akrabalarım sırtlarında taşıdı; ama daha inemedim. Buna çözüm bulunması için defalarca yetkili isimlerle görüştüm fakat bir kişinin akülü arabasını kullanması için yolda düzenleme yapmak çok makul talep gelmemiş olsa gerek!” dedi.

Durkut, İstanbul gibi metropol bir şehirde her yeri tek başına gezebilirken, köyünde 5-10 metrelik bir yokuşun geçmişine ve toprağına ulaşmasını engellediğini şu sözlerle belirtti; “Doğup büyüdüğüm köyüme şimdi hasret kaldım. Memleketimiz havasını içime çekmeyi, köyümün manzarasına karşı çayımı yudumlamayı özledim. İstanbul'da tek başıma her yere gidebilirken, köyümde kısa bir yokuş beni geçmişime ulaşmaktan alıkoyuyor. Köy yoluna ya da benim için teleferik benzeri bir sistemle çözüm bulunabilseydi, ailem fındık için geldiğinde ben de onlarla birlikte kalabilirdim” şeklinde konuştu.

İlçeler Arası Toplu Taşıtlar, Engelli Bireylere Uygun Değil Sitemi!

Bir diğer şikayeti ise ilçeler arası hizmet veren toplu ulaşımların engelli bireylere uygun olmaması olan Güngör Durkut, “tamam ben gelemiyorum ona kendimi alıştırdım ama benim gibi engelli olup da hayatını tamamen oralarda idame ettiren diğer engelliler için bunu söylüyorum. Engelliyiz diye evimize, köyümüze, ya da ilçemize tıkılıp kalmamalıyız. Eğer şehir içi ya da ilçeler arası toplu taşıtlarda engelli bireyler de düşünülürse. Bizler de yaşadığımız dört duvarı hem kafamızın içinde hem de bedensel olarak yıkıp çıkabiliriz” dedi.