Ülkemizde kadınların çalışma hayatı ile ilgili birçok yasal düzenleme mevcuttur. Bu düzenlemelerin en kapsamlısı İş Kanunu ve ilgili mevzuattır. Tüm bu yasal düzenlemelerin çoğunluk amacı cinsiyet kökenine dayanan ayrımcılığı ortadan kaldırmak üzerine olsa da bir diğer amacı ise çalışan işçinin kadın olması sebebiyle özel olarak korunması gereken alanlar(hamilelik vs ) da mağdur edilmemesidir.
Belirtmek gerekirse; kadınlara yönelik koruyucu haklar İş Kanunu ve Sosyal Güvenlik Hukuku mevzuatı ile sınırlı değildir.
Bir çalışan ve bir işveren arasında kurulan iş ilişkisine dayalı, işçinin iş görmeyi, işverenin de bu işe karşılık ücret ödemeyi taahhüt ettiğini gösteren sözleşmeye iş sözleşmesi denir. İş sözleşmesine bağlı olarak çalışan kadınların hakları yasal olarak güvence altına alınmıştır.
Eşitlik İlkesi
Anayasa madde 10. ‘’ Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. (Ek fıkra: 7/5/2004-5170/1 md.) Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür.’’ Denilmek suretiyle cinsiyete dayalı ayrımcılığı bertaraf etmeye çalışmış ve ilgili madde ile bu konuyu koruma altına almıştır.
Ayrıca Türk Ceza Kanunu Ayrımcılık başlıklı 122. Maddesinde ise cinsiyete dayalı ayrımcılığı suç olarak düzenlemiş ve yaptırıma bağlamıştır.
TCK'nın 122. maddesinde, “Ayrımcılık” suçu; “ (1) Dil, ırk, milliyet, renk, cinsiyet, engellilik, siyasi düşünce, felsefi inanç, din veya mezhep farklılığından kaynaklanan nefret nedeniyle, ... ‘’
Ücrette Eşitlik
Hukukun her alanında geçerli olarak kabul edilen eşitlik ilkesinin bir yansıması olarak, İş Kanunu’nda kadın ve erkek işçi ücretleri ayrıca düzenlenmiştir. Eşit Değerde İş İçin Erkek ve Kadın İşçiler Arasında Ücret Eşitliği Hakkında Sözleşme baz alınarak yapılan düzenlemeler de aynı veya eşit değerde iş için cinsiyet nedeniyle daha düşük bir ücret kararlaştırılamayacağı öngörülmüştür.
Ayrıca İş Kanunu madde 74/4 ile İşçinin cinsiyeti nedeniyle özel koruyucu hükümler uygulanmasının, daha düşük bir ücret uygulanmasını haklı kılmayacağı hükme bağlanmıştır.
Gece Çalıştırma Yasağı
Gece çalışması, mesleki ve fizyolojik risklere ortam sağlaması, işçi sağlığını bozma ihtimalinin daha fazla olması, aile başta olmak üzere işçinin sosyal çevresinden kopmasına neden olabilmesi, kişiliğin oluşumu ve gelişimini olumsuz etkileye bilmesi gibi nedenlere dayanılarak bazı kısıtlamalar yapılmak suretiyle düzenlenmiştir.
İş Kanunu madde 73’ de On sekiz yaşını doldurmuş kadın işçilerin gece postalarında çalıştırılmasına ilişkin usul ve esaslar Sağlık Bakanlığının görüşü alınarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca hazırlanacak bir yönetmelikte belirleneceği hüküm altına alınmıştır.
Analık Halinde Çalışma ve Süt İzni
Hamile ve anne işçilere ilişkin koruyucu düzenlemelerden ilki hamile işçiye doğum öncesi ve sonrası verilen izinlerdir.
İş Kanunu’nda Analık halinde çalışma ve süt izni başlıklı Madde 74’de bu durum ayrıntısı ile düzenlenmiştir.
Geçici İş Göremezlik Ödeneği
Kurumca yetkilendirilen hekim veya sağlık kurullarından istirahat raporu alınmış olması şartıyla.
Sağlık hizmet sunucularınca elektronik ortamda düzenlemekte olan doğum öncesi ve doğum sonrası analık raporları, yine elektronik ortamda Kurum veri tabanına ve işverenin “çalışılmadığına dair bildirim” ekranına düşmekte ve ödeme işlemleri, sigortalının işyerinin bağlı bulunduğu sosyal güvenlik il/merkez müdürlüklerince yapılmaktadır. Sigortalının erken ya da beklenenden geç doğum yapması halinde, doğum öncesi ve doğum sonrası geçici iş göremezlik ödeneği ödenecek olan süreler sistem tarafından hesaplanmakta ve tekil gebelikte 112 gün, çoğul gebelikte 126 gün olmak üzere, anlaşmalı bankaya sigortalının T.C kimlik numarasına tanımlanarak gönderilmektedir. Geç doğum olması halinde ise geçen süre için sistem tarafından otomatik olarak “hastalık” raporu düzenlenmekte, bu süreye ait geçici iş göremezlik ödeneği sigortalıya ayrıca ödenmektedir. ( Sosyal Güvenli Kurumu )
Yıllık İzin Bakımından Çalışılmış Gibi Sayılan Haller
-İşçinin uğradığı kaza veya tutulduğu hastalıktan ötürü işine gidemediği günler,
-kadın işçilerin doğumdan önce ve sonra çalıştırılmadıkları günler,
-Çalışmakta olduğu işyerinde zorlayıcı sebepler yüzünden işin aralıksız bir haftadan çok tatil edilmesi sonucu olarak işçinin çalışmadan geçirdiği zamanın on beş günü yıllık ücretli izin hakkının hesabında çalışılmış gibi sayılmaktadır.
Yer ve Su Altında Çalıştırma Yasağı
Maden ocakları ile kablo döşemesi, kanalizasyon ve tünel inşaatı gibi yer altında veya su altında çalışılacak işlerde on sekiz yaşını doldurmamış erkek ve her yaştaki kadınların çalıştırılması yasaktır.
Kadın İşçilere Feshe Karşı Koruyucu Hükümler
İş Kanunu’nda İşverenin bildirim şartına uymaması veya bildirim süresine ait ücreti peşin ödeyerek sözleşmeyi feshetmesi, bu Kanunun 18, 19, 20 ve 21 inci maddesi hükümlerinin uygulanmasına engel olmaz.
18 inci maddenin birinci fıkrası uyarınca bu Kanunun 18, 19, 20 ve 21 inci maddelerinin uygulanma alanı dışında kalan işçilerin iş sözleşmesinin, fesih hakkının kötüye kullanılarak sona erdirildiği durumlarda işçiye bildirim süresinin üç katı tutarında tazminat ödenir.
(İş Kanunu Fesih başlıklı bölümlerine bakınız.)
Özetle,
İnsan olarak kadın her şeyden önce mükellef bir insandır. Kadının da tıpkı erkek gb dünyadaki vazifesi Allah’a kulluktur. O sebeple hukukullah önünde eşit muameleye tabiidir. Kadının Hak ve hürriyetlerinden biri de çalışma hakkı ve hürriyetidir. Ancak çalışma hak ve hürriyeti adı altında kadın, çalışılmaya mecbur bırakılmaktadır. Ve kadın bu mecburiyetin altında ezici hükümlere tabii olarak fıtratının aksine meziyetlerde, eziyete tabi tutulmaktadır. Modern dünyanın baskısı altında kadın, hak etmediği işlerde çalışmak durumunda kalmakta ve bu durumu da kadın erkek eşitliği kavramına dayandırılmaktadır.
İslam kadının çalışma hayatındaki yerini, çalışma hürriyetinin olduğunu ve bu çalışma durumunda da namus ve emniyetini koruma altına alınması gerektiğini öngörmüştür. Günümüz şartlarını göz önüne alırsak iş yeri tacizleri, kadınların fıtratına aykırı görevleri vs.. kadının iffeti ve güvenliği kavramları ile çelişir durumdadır. Kadın ve erkek hak bakımından eşittir buna asla itiraz edilemez. Ancak şu da bir gerçek ki kadının ayrımcılığa tabi tutulması gerekir; Ama POZİTİF AYRIMCILIK.
Sevgi, Umut ve Dua ile.