Değerli dostlar!
Ekim ayının ilk cuma namazını, bahçesinin ve koridorlarının her karışında ayrı bir hatıramın olduğu Ordu İmam- Hatip lisesi (yeni adıyla Ordu kız İmam hatip lisesi)) Camiinde kılayım. Hem hatıraları tazeler hem dönem arkadaşım olan kız İmam-Hatip lisesi müdürü Sayın İdris Nebi Murtazaoğlu ile hasbıhal eder geçmişi yad ederiz düşüncesi ile ya bismillah Ya Allah diyerek arabamın marşına bastım ve Ünye’den Orduya gittim. Müdür bey'e uğrayıp hasret giderdikten sonra, namaz vakti yaklaştı Camiye geçelim deyip müdür beyle Camiye gitmeye karar verip bahçeye çıktık. Ben tabii olarak bizim dönemimizde Cami tam bitmemişti. O caminin temeli bizim dönemimizde atıldı, bizim dönem 73-74-75-76 mezunu her arkadaşımızın caminin temelinde alın teri vardır. Yani o temelin harcı ilk dönem mezunlarının alın teriyle yoğruldu desem abartmış olmam. Çünkü o temele çok çimento ve harç taşıdık. Neyse konuya dönelim. Bizim dönemimizde caminin alt katı hizmet veriyor, biz namazlarımızı alt katta kılıyor, mesleki tatbikatlarımızı orada yapıyorduk. Cami ile okulumuz arasında bir duvar vardı ve o duvarda da bir kapı vardı. Biz o kapıdan camiye geçerdik. Ben kapının hala yerinde olduğunu düşünerek o tarafa doğru yöneldim, birde ne göreyim bizim kapının yerinde yeller esiyor. Yani kapı betonla kapatılmış. Cami ile okulumun arasında Berlin duvarı çekilmiş. Tabi şok yaşadım ve burada ilk üzüntümü ve hayal kırıklığını da böylece yaşadım. Ana yola ve oradan da Caminin avlusuna geçtim. Baktım ki avluda seccadeler serilmiş benim gibi sandalyede namaz kılanlar için tabureler dizilmiş, bu da benim ilk sevincim oldu. Çünkü acaba bir oturacak yer bulabilir miyim düşüncesinde idim. O hizmeti yapan cami görevlilerinden Allah c.c. razı olsun! Abdestimi alıp taburelerden birine oturdum, hemen yanıma elinde kartonlar bulunan bir vatandaş yaklaştı. Bana bir tane ayakkabılarımı çıkarıp ayaklarımı basmam için bir karton uzattı. Bu ikinci sevincim oldu. Allah bu hizmeti veren kardeşimizden de razı olsun! Bu kardeşimiz namazdan sonra kartonları tekrar topladı.
Gelelim ikinci üzüntüme: Tam ezan okunmaya başladı, Omuzunda büyükçe bir çanta asılı bulunan bir embesil, cahil, terbiyesiz biri geldi (sıfatı görevi neydi bilmiyorum.) ve orada seccadelerde oturmuş namaz saatini bekleyen dört tane pırıl pırıl 13-14 yaşlarında gözüken gençlere yaklaştı ve sert bir eda ile "siz burada ne oturuyorsunuz burası büyüklerin yeri kalkın buradan arka taraflara geçin" diye azarladı. Gençler gayet edepli bir şekilde kalkıp arka tarafa geçtiler. Aslın da ben bu konularda çok titizim fakat olay tam da ezan okunurken meydana geldiği için müdahale edemedim. İşin garibi orada bulunan cemaat de bu olaya müdahale eden olmadı.
Evet Değerli dostlar bizler Ordu İmam- Hatip lisesi mezun ve mensupları derneği (Orimder) olarak Cemaati gençleri Nasıl camiye çekeriz diye uğraşıyor çareler üretmeye çalışıyoruz fakat: Geliyor bir cahil, embesilin biri gençleri camiden kovalıyor. Utanç duvarına gelince benim araştırdığıma göre o kapı aşağı yukarı 30 sene önce çekilmiş. Kapının açılması için okul idarecileri tarafından teşebbüs edilmişse de muvaffak olamamış. Hatta bu duvarın yapılmaması için Merhum hafız Osman Aktaş abimiz (Allah gani gani rahmet eylesin) ve emekli vaiz Mehmet Murtezaoğlu hocamız (Allah c.c. sıhhat ve afiyet içerisinde uzun ömürler versin) çok mücadele vermişler. Fakat başaramamışlar. Buradan yetkililere ve Cami dernek yönetimine sesleniyorum. Lütfen hep birlikte Cami ile okulumuz arasındaki bu utanç duvarını kaldıralım.
Selam ve dua ile hoşça kalınız.