Değerli dostlar! yıl 1993 ekim ayının 19. günü Cumartesi sabahı; Cuma günü akşamı öğrencilere derslerini vermiş, istirahate çekilmiştim yatağıma uzanıp uykuya daldım yaklaşık bir iki saat uyudum birden bir rüya gördüm rüyamda ilkokul birinci sınıfa giden 8 yaşındaki kızım yattığımız odanın kapısını açtı ve” Baba baba “diye bağırarak içeri daldı tabi birdenbire uyanıp yatağımda doğruldum. Bir müddet kendime gelemedim, saate baktım gece 12 civarı daha da uyuyamadım sabah namazı oldu. öğrencileri sabah namazına kaldırdım. Namazdan sonra kahvaltı saatine kadar öğrencileri ders çalışmaya yönlendirdik. Kahvaltı saatinde öğrencileri yemekhaneye indirip kahvaltılarını yaptırıp derse başladık fakat ben bir türlü üzerimdeki tutukluluğu atamıyor, kendimi ne yapsam derse veremiyorum gece gördüğüm rüya bir türlü aklımdan çıkmıyor. Saat 10 civarı kursun kapısına bir araba geldi. Arabadan Batum müftüsü Nurcivan Abaşidze, Acara Müslümanları derneği başkanı Hasan Duaze, konsolosluk kültür ataşesi Ordulu Nurettin Gügünağaoğlu, elinde çantalı bir radyo gibi bir alet bulunan tanımadığım bir kişi indiler. Doğruca yukarı çıktılar elinde alet bulunan şahıs kendini tanıttı “Ben Hüseyin yıldırımın akrabasıyım adım Aslan, Hüseyin Yıldırımın buradaki işlerini ben takip ediyorum. Hüseyin Telefon etti senin çocuğuna araba vurmuş hastanede imiş seni istiyorlar” Tabi o an dünyam karardı, bayılmışım beni ayındırdılar. Hüseyin Yıldırım bizim küçük biraderin hanımının dayısı ve O zaman Batum’dan Türkiye’ye gemi ile akaryakıt taşıyor Batum’da da bir bürosu var, bana gelen zat da Yıldırım’ın Batum’daki ofisinin başında elindeki alet de Araç telefonu o dönemde Batum’la telefon irtibatı bu araç telefonları ile sağlanıyor. Hemen telefonu elinden kapıp Ünye’de bulunan Meslektaşım ve aynı zamanda da eniştemiz olan merhum Ünye büyük camii Müezzini İsmail Özbek hocayı aradım bir türlü ulaşamadım. Ünye Müftülüğünü aradım sadece bir memur arkadaşa ulaşabildim. Müftümüz Sadrettin Okumuş beyi sordum dairede olmadığını söyledi ve “Senin küçük kıza araba vurdu hastanededir durumu iyidir korkulacak bir şey yok, sen hemen gel” Ünye devlet hastanesini aradım oradan da durumunun iyi olduğunu söylediler.
Meğer Cuma akşamı okuldan dönen 8 yaşındaki kızım Özlem ve 11 yaşındaki yeğenim Melek’e okul dönüşü yoldan karşıya geçerken bir tır çarpmış ve yavrularım uçup gitmişler. Hüseyin Yıldırım araç telefonu ile Batum’daki akrabasına ulaşmış oda gece saat onbir civarında Batum müftüsünün yanına gidip haber veriyor. Müftüde sabahleyin çıkar söylerim deyip yan gelip yatıyor. Sabahleyin Aslanbey tekrar müftünün yanına geliyor bakıyor ki müftü hala evinde o esnada konsolosluğa gidip haber veriyor ve Nurettin beyi alıyor ve hep beraber kursa geliyorlar. Hemen beni alıp Batum konsolosluğuna götürdüler konsolosluğa vardığım zaman tatil olmasına rağmen bütün memurların konsoloslukta beni beklediklerini gördüm. Zaten konsolukla lojman aynı yerde ve aynı hisarla muhafaza altında idiler. Hemen işlemlerimi yaptılar ve beni sarp kapısına getirdiler gümrükte de yardımcı oldular saat 12 Hopa sarp kapısından Türkiye’ye giriş yaptım. ve hemen Hopa’ya ulaşarak otobüse bindim otobüste bulunan (Ne yazık ki ismini unuttum) Ünyeli bir vatandaş bana çok yardımcı oldu. Otobüse bindim fakat yol bir türlü bitmiyor.
Değerli dostlarım! şu anda o zamanki durum gözümün önüne geldiği için klavyeye basmaya parmaklarım el vermiyor. İnşallah devam ederiz. Selam ve dua ile.