Cenâze günü sabâhı Hacıbey VAROL Hocamızla merâsime katılmak için Ulubey'e gitmek üzere yola koyulduk. Daha yolda o, ÇELENK hocamızla ilgili bildiklerini anlatmaya başladı. Hattâ Ebülhayır'da görev yaptığı yıllarda kendisini evinde ağırlamak şerefinin nasîp olduğunu söyledi.
ARABULUCU, BİLİRKİŞİ, HAKEM
Buna vesîle de orada kendisine tevdî edilen bir arabuluculuk görevi. Demek ki müftü hocamız anlaşmazlıklar konusunda da hakemliğine ya da bilirkişiliğine başvurulan birisi. Husûsî bunun için Ulubey'den buraya gelmiş. Mesele nedir, bizzat yerinde tahkik için.
NEYSE O; KAYIRMA YOK
Evet, burada mesele, evini terk edip babaocağına dönen bir kızımızla kocası arasındaki anlaşmazlık konusu. Hattâ erkek olan taraf müftü beyin uzaktan akrabâsı, bir nevî yeğeni konumunda. Kız şikâyetçi. Babaevine dönmesinin boşuna olmadığını söylüyor. Anlatıyor. 
KIZDAN SONRA, DELİKANLIYI ÇAĞIRIYORLAR
Sonra delikanlıyı da çağırıyorlar. Kız orda da aynı şeyleri söyleyip te erkek te mahcup olup reddedemeyince kızın zulüm ve işkence gördüğünü anlayıp, yakını olmasına rağmen savunacak tarafı olmayan yeğeninin aleyhine durumu kabullenip ona göre karar vermek, dolayısıyla kızı almadan dönmek durumunda kalınıyor. Böyle bir olay var.
BİR ÂİLE VE KIZI; RÜYÂ ÜSTÜNE RÜYÂ
Yine Hacıbey Hocamızdı gâlibâ. ÇELENK Hocanın ilgiyle dinlenmesine sebep kıssalardan biri, Hasan-ı Basrî'den olacak bir nakille ilgili. 
Bir âile var; kızları genç yaşta ölüyor. Rüyâsına îtibar edilenler onu cehennemde, azap içinde; bir zaman sonra da, cehennemden çıkmış cennetin kapısı önünde bekliyor görüyorlar. Rüyâ bu ya, soruyorlar;
-Nasıl oldu bu? diye. O da diyor ki;
ÖLÜYE DUÂ, CEHENNEM'DEN CENNET'E
- Bu mezarlıktan sâlih bir insan geçti. Bizlere Fâtiha okudu. Bunun etkisiyle oldu bu. İnşâllâh bundan sonra gelecek duâlarla cennet lûtfedilir diye bekliyorum!
KISSALI AKIŞ, ZİHİNLERE NAKIŞ
Bu meâlde bir kıssa. İşte, âyetlerle hadislerin ifâde ettiği gerçekleri, böyle açıklayıcı kıssalarla berâber daha bir dikkâtle dinlenmesini sağlayıp zihinlere âdetâ nakşediyordu ÇELENK Hoca.
MEYDAN LEBÂLEP,  MUHABBET SEBEP
Ulubey'e vardığımızda, daha namaza epey vakit olmasına rağmen meydan lebâleb dolmuştu. İnsanlar, her giriş tarafından akın akın geliyorlardı.
HELÂLLİK, ŞÂHİTLİK; SÂLİH ÇONGARA
Namaz için toplanılan meydanda konuşan Sâlih ÇONGARA hoca, merhum Mehmet ÇELENK'i anlatırken, Efendimiz SAV'in buyurduğu EN HAYIRLI İNSAN ÖMRÜ UZUN, AMELİ GÜZEL OLANDIR hadîsinin tecellîsini, asra yakın ömrü ve her safhası bereketli hâyâtiyle bir örnek olarak burada görmekteyiz dedi.
* ÇİLELİ YILLAR, ZOR SENELER, BEREKETLİ ÖMÜR*
Memleketin 40'lı, madden-mânen çile yılları olan zamanlarda eğitim almış, bu zor ama anlamlı yürüyüşü hayâtının felsefesi yapmış ve son yıllarını da hastalıklarla mücâdelelerle olmak üzere bu keyfiyet minvâlinde ömrünü tamamlamış.
EMEKLER ÇOK, SÖZ KİFÂYETSİZ
Dolayısıyla, başta bizlerin maddî-mânevî hayâtımızda, ilçemizin taşında toprağında, her sahasında büyük emekleri var. Sözleri böyle ardarda ne kadar çok sıralasak kifâyetsiz kalır. Bunu hepimiz böyle biliyor ve bu hakîkât çerçevesinde burada kendisine şâhitlik ediyoruz.
Kısaca; Kur'ân-ı Kerîm'de Hz. İbrâhim'in dilinden
KENDİSİNDEN SONRA DOĞRULUKLA ANILMAK
isteğine dâir bir duâ nakledilir. Biz bugün burada, meydanı dolduran bu kalabalıkla berâber bu duânın tecellîsini görüp şâhitlik ediyoruz. 
HÂKİ ÖZGÜL, OSMAN ÇELİK, İBRÂHİM YÜKSEL
Bu konuşma, helâllik ve Hâki ÖZGÜL müftü bey hocamızın kıldırdığı namazın ardından cenâzeyle Damarlı'ya giderken Osman ÇELİK Hoca da merhûma dâir hâtıra ve değerlendirmelere yer verdi. Yanımızda, bir Ramazan ZARA'da Çelenk Hoca'nın yanına babasının Ramazan hocalığına götürdüğü İbrâhim YÜKSEL Hoca da var.
KENDİSİNDEN 2 AY DERS ALDIM
Osman ÇELİK; "66 Yılı yazı olmalı. Hoca Ulubey'de müftü. Yazısı çok güzel olan Mesûdiye'li bir imam vardı. Bir de müezzin olarak Ahmet DÜZGÜN. Onun evinin altında bir yerde kalıyordum. ÇELENK hocadan iki ay ders aldım." 
BULANCAK'LI NÛRİ GENÇ HOCA
Osman ÇELİK Hoca anlatmaya devâm ediyor:
"Bulancak'lı Nûri GENÇ Hoca ÇELENK HOCA'nın arapçasının çok iyi olduğunu söylermiş. Bilhassâ ibâre tahlîli husûsunun kuvvetli olduğuna vurgu yapar, harfleri dağıtıp karıştırın, kısa zamanda derleyip toparlar, ibâreyi önünüze hazırlar dermiş. Yâni, biz de şâhidiz ki; hocanın gerçekten hâfızası güçlü, zekâsı keskindi. Ders almak isteyenlere de olumsuz cevap vermezdi. Gerekirse makâmında ders yapardı. 
MUHABBET BOL, SOHBET GANÎ
Zâten hoşsohbet olduğu için makâmda bulunduğu sıralar dâhil etrâfı hiç boş kalmazdı. Babam ve arkadaşları da sık sık sohbet için ziyârete gelir dinden-diyânetten, mâneviyat konularından irfânî muhabbetler ederlerdi."
VAAZLAR GÜNDEM, NASİHATLAR ETKİLİ
"Vaazları da ilgiyle tâkip edilirdi. Vakte 1 saat kala salâ verilir, halk erkenden toplanırdı. Hele cenâzelerde millet çıt çıkarmadan dinlerdi. Çoğu zaman süre 1 saati geçer, millet yine darlanmaz, duyup anlamak için dikkât kesilirdi."
HALKLA HÂLİ, HAL(A)KA HÂLİ!
Osman Hocamıza katılıyoruz, Müftü ÇELENK demek bir bakıma sohbet, muhabbet, nükte demekti. Onun olduğu yer mutlakâ bir halka hâli teşkil ederdi. Çünkü insanlar hemen etrafını çevirirdi. Konuştukları da halk arasında gündem olur dilden dile dolaşırdı.
MESELLER-MİSÂLLER,  GÜLDÜRÜCÜ NÜKTELER
Osman hocamızın anlattığı, bizim de şâhit olup gözlemlediğimiz kadarıyla Müftü hocamız gerçekten konuşmasını güzel hikâyeler, kıssalar, meseller, canlı, hayâttan misâller ve nüktelerle zenginleştirir, dinleyenlerin merakını kamçılar, dikkâtlerini celbeder, kalabalıkları âdetâ bu anlamda esir alırdı. Ara-sıra güldürücü nükte ve fıkralara da yer verir, dikkâtleri diri tutardı.
ÇELENK MÜFTÜ ve DAHA BİZ NEYİZKİ?
DAMARLI'da karşılaştığımız bizim talebemiz, Müftü Çelenk Hoca'nın personeli Hâfız Mustafa ÇAPA da hocanın öncelikle tevâzu ve takdir duygusuna dâir beyânlarda bulundu.
"Daha biz neyiz ki, yeni mezun olmuşuz; çocuğuz. Ufak-tefeğiz. Benim âdetimdir; câmide benden başka namaz kıldırabilecek varsa cüppeyi hemen götürürüm. Hele ÇELENK MÜFTÜ varken bizim esâmemiz mi okunur ki?! Israr ederim, kabul etmez. 
MORÂL-MOTİVASYON; ET-TIRNAK!
Bana cevap verirken, ısrarla HOCAM diyerek mukâbelede bulunuyor. Biz onun tırnağı olamayız diye düşünüyoruz. Daha çok yeniyiz. Neyse namazı biz kıldırıyoruz. Çok beğendi,  tebrik etti. İltifatta bulundu. Benim için çok büyük bir şeydi bu. Bugünkü tâbirle moral ve motivasyonuma son derece etki etmişti. Bu bizler için, o zamanların gelenek ve toplumsal şartları gözönünde bulundurulduğunda hayâtî önemde bir durumdu.
DERİN BİLGİ, KOLAY İFÂDE; YEREL HİTAP
Hocamızın ilmî yönü de çok kuvvetliydi. İfâde tarzı yerel dil kullanma keyfiyetiyle daha da bir öne geçiyordu. Derin bilgisini süzerek halka onların anlayacağı dilde çok ustalıkla yansıtıyordu. Halkın nabzına göre cümleler sarfediyordu. Çoğu zaman sohbet câmi ya da müftülükten çıktıktan sonra çayocağında da devam ediyordu. 
İKİ VAKİT ARASI; TERENNÜMÜN SIRASI!
Biz burada iki vakit arası zaman zaman Mûsâ TANRIVER Hocamla ilâhî, kasîde falan da seslendirip Muhammed Âbi'nin orayı neşvelendiriyorduk. Hey gidi günler be hocam! Mehmet ÇELENK Hocamızın da nüktedanlığı, sohbetseverlik ve esprili, müsâmahakâr kişiliği ile berâber ne güzel, ne neşeli, hoş günlerdi.
ARAPÇA DERSİ, MÛSİKÎ, NABZA ŞERBET
Güzel ses falan Çelenk Hoca'nın hoşuna gidiyordu.
Sorunca; kendisine Arapça dersi verebileceğini söyledi. Bu herkes için böyleydi. İnsanlarla çok ilgiliydi. Bundan dolayı çok insanla irtibatı vardı. Kimseyi kırmazdı. Nabza göre şerbet vermeyi, çocukla çocuk olur, yaşlıların dilinden konuşmayı bilir, gönüllere girme becerisini gösterirdi. Kişiliği de, ilmi de buna müsâitti."
TİZ SES, DERİN EDÂ; KARAKTERİSTİK OKUYUŞ
Kendisinin de şahsına münhasır tiz ve derinden bir kıvamda karakteristik bir sesi ve de okuyuş edâsı vardı. Onun arkasında namaz kılarken cemaate rûhânî bir hava ârız olurdu. Ne de olsa ilminin, okuduklarının anlamına vâkıf olmanın getirdiği ayrı bir mâneviyât hissi uyandırırdı imâmet ve kıraati.
OSMAN KARACA ve ASIL YETİMLİK
Son olarak, bizim evde anlatılan bir anekdotla bitirelim. ÇELENK Hoca, Müderris Gacaroğlu'da birlikte okudukları köy komşumuz Osman KARACA Amca'nın eşinin cenâzesinde;
- İşte; asıl yetimlik şimdi başlıyor. Eşi kendisinden önce ölen adam yetimdir. Allâh CC Osman kardeşimin, hepimizin yardımcısı olsun şeklindeki sözleri, 20-25 yıl öncesinden bizim hoca hanımın hâlâ hâfızasında kalmış. Çelenk Hoca'nın vefâtı haberi üzerine onun da zikrettiği bu oldu.
BEDİR, GAZZE, DOĞU TÜRKİSTAN
Allâh CC hocamıza ganî ganî rahmet eyleyip cümle sevdikleriyle berâber Efendimiz SAV in komşuluğunda buluştursun; bizleri de sevdikleriyle haşr ü cem eyleyip Cennet'le Cemâl'le müşerref olanlardan kılarak, Bedir'den başlamak üzere en son Gazzeli şehitler, Doğu Türkistan'lı  kardeşlerle civâr-ı Rasûl'de görüşmeyi lûtfeylesin niyâzıyla Rabbimize yalvarıyor, cümleye sevgiler-saygılar sunuyoruz wes'selâm...