Miraç Kandili 26 Ocak Pazar'ı 27 Ocak Pazartesi gününe bağlayan gece idrak edilecek.
Allahım ! Rasülünü Yüce Katına kabul edip , hiç bir Peygambere nasip olmayan güzellikleri yaşattığın bu mübarek gece hürmetine , bizleri içinde bulunduğumuz her türlü tehlikelerden millet ,memleketimiz ve ālemi İslam olarak koru Ya Rabbi.!
MİRACIMIZ;
Hayra ulaşmaya,
Huzura kavuşmaya,
Tevhid üzere BİR olmaya,
BİR'de var olmaya,
Hak ve hakikatte buluşmaya
vesile olsun...
Dualarımızın makbul olsun..
Rahmeti ve mağfireti sonsuz ve sınırsız olan bir Rabbimiz var.
Yeryüzünü bize mescit kılan bir Rabbimiz.
Biz O'nun elini bırakmadığınız sürece bizim elimizi bırakmayan bir Rabbimiz.
Esirgeyen, bağışlayan; her nefeste bize yeni bir can, yeni bir imkan ve fırsat veren Rabbimiz.
Bugün ve bu gece evlerimizi miracın merkezi yapıp gönüllerimizle miraca yükselmeye bakalım.
Yükselebilmek için bütün ağırlıklardan kurtulmak gerekiyor.
"Bana neyle geldin, ne getirdin ey kulum?" diye sorduğunda Rabbimiz, O'na arz edebileceğimiz her ne varsa onlarla gidelim huzura.
Acziyetimizi, çaresizliğimizi, mahcubiyetimizi götürelim.
İmanımızı, umudumuzu, tevekkülümüzü, şükrümüzü götürelim.
Bütün insanlığı hatta tüm mahlûkatı kuşatan muhabbetimizi, merhametimizi, şefkatimizi götürelim.
Birbirimize karşı sadece O'nun rızası için duyduğumuz sevgimizi, kardeşliğimizi, dostluğumuzu götürelim.
Yola çıkmadan gönüllerimizi her türlü kinden, nefretten, husumetten, kibirden, dünya sevgisinden, her türlü manevi virüsten temizleyip öyle yola çıkalım.
Allah'ın yeryüzündeki en büyük evleri olan gönüllerimizi (Arş-ı Rahmandır, tecelligâh-ı Süphan'dır gönül) birbirimize açalım.
İnsan insanın umudu, yurdu, duası ve kıblesidir. Unutmayalım.
Bazen koca bir imtihân kaplar etrafınızı Kimi sabreder, “ah” der, kimi yanar “aşk” der, kimi hoşlanır “Hakk” der .
Sır, imtihâna itimatta biter …
“El dediğin dize vurmaz dokunur. Söz dediğin dilden öze okunur.
Yâr dediğin bıkmaz ömre sakınır. Bir celsede ölenin işidir bu.”
Şükrü eda edilmeyen her nimet kulun elinden alınırmış. Rabbim bizleri nankörlükten, şımarıklıktan ve şükürsüzlükten muhafaza buyursun.
Biz, kısık sesleriz.. Minareleri Sen ezansız bırakma Allah'ım
Bizi Sen, Camii’siz, Cemaatsiz ve Vatansız bırakma Allahım!
Mi'raç yükselmek, yücelmek demek!!!
Tabii ki;
mal yığmayla,
kibirlenmeyle,
yalanla,
riyayla,
iftirayla,
kavgayla,
ötekileştirmeyle,
böbürlenmeyle,
haktan/adaletten uzaklaşma ile,
yükselmek ve yücelmek ne mümkün?
Miraç,
"esfele safilin"e (aşağıların en aşağısı)na inerek "belhüm a'dal" (hayvandan daha aşağı) konuma düşecek kadar dünyevileşebilecek insanoğluna, bize
silkinip kendimize gelmemiz,
içsel yolculuğumuzu yaparak
bireysel muhasebemizi gerçekleştirmemiz için ilâhî bir fırsat!
Öyleyse bu gece ve diğer kandiller;
kandil simidi dağıtma,
onbinlerce sms atma,
TV karşısında naklen mevlid yayınına bakma.... zamanları değil
bilakis
bireysel ve toplumsal manevi aynalarımıza bakabilme,
yaratılış ayarlarımıza (ahsen-i takvim) dönebilme anlarıdır.
Miraç, zaferdir. Taif'te taşlananlara, Mekke'de ambargoya tabi tutulanlara, çileye talip olanlara verilen kutlu bir zaferdir...
Miraç, Kudüs'tür. Bir halife, bir köle, bir de deve ile Kudüs yollarında Hz. Ömer'in (r.a) kutlu yolculuğudur...
Miraç, sadakattir. "O, ne söylerse doğrudur" diyen Hz Ebubekir'in (r.a) kutlu sadakatidir...
Miraç, Namazdır. Semadan üzerimize yağan kutlu bir rahmet yağmurudur...
Miraç, Müjdedir. Şirk koşmayanların bağışlanacağına dair kutlu bir müjdedir...
Gecemiz, günahlarımızın affına, dularımızın kabulüne ve hayal bile edemeyeceğimiz hayırlara vesile olsun inşaallah...
Çare var, çıkış var, ümit var, yeis yok, korku yok, gevşeme yok, zarar yok!.. Sonuç zafer, sonuç başarı, sonuç mutlaka kâr, sonuç gazilik veya şehitlik, sonuç cennet, sonuç ebedî saadet!
Ne mutlu Müslümanlara!
Mİ’RACI ANLAMAK VE YAŞAMAK
Miraç, yücelmeyi ifade eder.
Miracın karşısı "dünyevileşme" dir.
Dünyevileşmek, en alçak olandır.
Onlar, sahte miraçlarının adını
"İlerleme" koydular.
Ruhlarını cesetlerine yedirdiler.
Miraç gecesine,
Esaret altındaki Kudüs'le girmek...
Her peygamber,
Hayatlarının "bittim" noktasında,
Miraçla teselli edilmiştir.
Âdem’in miracı;
Af müjdesini aldığı Arafat’tır.
Nuh(a.s)un miracı;
Karada gemi yapma emrini almasıdır.
İbrahim(a.s)in miracı;
Ateşin içinde gerçekleşti.
Yardıma gelen meleğe,
"Rabbim bana yeter" demişti.
İsmail(a.s)in miracı;
Kurban edilirken,
Yusuf peygamber kuyuya atılırken,
Yunus peygamber denizden kurtulurken,
Musa(a.s)nın miracı;
Kızıldeniz yarılırken gerçekleşti.
Peygamberimiz ’in miracı;
Davet sürecinin en zor yıllarında,
Bedenin bittiği an,
Miraçla ödüllendirildi.
Bizim miracımız ise;
Salatı ikame ederek,
Namazı/duayı ayaklandırarak,
Allah'a karşı olan
Esas duruşumuzu bozmamaktır.
Miraç; yücelmektir.
Müslüman da, şayet her türlü şeytandan uzak fakat Allah’a teslim olmuş bir kul ise; zaten her zaman yücedir. Miraçtadır.
“Bir zamanlar biz değersizdik, Allah bizi İslâm ile yüceltti” diyor Hz. Ömer (r.a).
Miracın en şerefli yolcusuna uymayan her şeyi elinin tersiyle gönülden itenlerin, vay haline..
Süleyman Çelebi, Mevlidi’nde:
Sen ki miraç eyleyip ettin niyaz / Ümmetin miracını kıldın namaz / Sıdk ile beş vakit olundukça eda / Elli vaktin ecrin eyler Hak ata!
Namazımız gözümüzün nuru, gönlümüzün süruru, bizi Allah’ın huzurundan ayırmayan miracımız olmalıdır.
Üstat Necip Fazıl “Biz; ayakları şişene kadar namaz kılan Peygamberin, gözleri şişene kadar uyuyan ümmetiyiz.” diye serzenişte bulunur. Namazsız hayatın anlamı olmaz.
Bizler biliriz ki, mümin miraçsız, miraç da Mescid-i Aksa'sız olmaz."
"Miraç, her zorlukla beraber bir kolaylığın olduğuna inanmayı öğretir"
Miracı model alan bizler hak, adalet, dürüstlük, merhamet, kardeşlik ve fedakarlık gibi erdemlerle yücelir."
"Namaz bizim miracımızdır, dirilişimizdir"
Yirminci asrın ablak yüzlü feza pilotu
Buldun mu Ay yüzünde ölüme çare otu?
Uzakları yenmiş Fatih edasındasın
Dibsizliğin dibini bulmak sevdasındasın...
Allah'a dil çıkarır gibi küstah bir yarış...
Farkında değilsin ki, Ay Dünyaya bir karış.
Fezada milyarlarca ışık, yol, mesafe;
Seninki, saniyelik zafer, ilmi hurafe
Kavanozda, kendini deryada sanan balık;
Ne acı vahşet, mağrur ilimdeki kalabalık;
Fezada 'Allah diye bir şey yok' iddiası
Gel gör, kaç füzeye denk, bir mu'minin duası;
Rafa kaldırmak için ruhlarını dürdüler;
Güneş diye kalpteki güneşi söndürdüler.
Bilmediler; kalptedir, kalptedir asil feza;
Kalptedir, olumsuzluk kefili kutsi imza.
Sayıdan sonsuzluğa sınıf geçirtecek not;
Bizdedir ve bizdedir Arşa giden astronot,
Ve mekandan arınmış ve zamandan ilerde,
Fezayı teslim alma sırrı bizimkilerde.
Bizimkiler ışığa gem vurar da binerler;
Yerden göğe çıkmazlar, gökten yere inerler......
Necip Fazıl Kısakürek
Şu halde;
Hayatın her safhasında İslâm ile gerçek miraca erişip yücelenlere,
Miracın ruhaniyetini yaşayarak Miracın efendisiyle hemhâl olanlara,
Kim ne derse desin, son nefese kadar Miraç ruhuyla yaşayanlara ne mutlu! Onlara müjdeler olsun!
Miracın hayrı ve bereketiyle yücelen ve ölünceye kadar Miraç irtifaını kaybetmeyenlerden olalım inşaAllah..
HAYIRLI BİR FİNAL İÇİN...
"Kurulu düzen"imizin bozulması bir hastalığa, bir kazaya, bir doğal âfete bakıyor. Giderek dünyaya daha fazla bağlansak da, aslında her şeyimiz pamuk ipliğine bağlı.
Hiçbir vazifeyi boş vermemeli...
Hiçbir hayrı ertelememeli...
Neticesiz kavgalarla boş işlerle ömrü heba etmemeli...
Mazeret üretmek kolay, peki çözüm için biz ne yapıyoruz?
Fedakârlık olmadan başarı olur mu?
Adanmışlık olmadan inandırıcılık olur mu?
İnanç olmadan söylediğimiz sözün bir tesiri olur mu?
Ve bizler örnek olmadan, örnek bir nesil yetişir mi...?
Allah'ın beğeneceği, kalıcı ve faydalı işlere odaklanmalı. Vakti geldiğinde de güzelce bu dünyadan çekip gitmeli.
"Hayırlı bir final" için yaşıyoruz hepimiz. Bunu fark edip, gayretini oraya tercih edenlere selam olsun…
Bereket hayatınızdan çekilirse, çuval dolusu paranızla aç gezersiniz.!
(İmam-ı Gazzali Hz.)
Bizim başımıza gelen tam da bu. Varlık içinde yokluk çekiyoruz.
رَبَّنَا اغْفِرْ لَنَا ذُنُوبَنَا وَاِسْرَافَنَا فٖٓي اَمْرِنَا وَثَبِّتْ اَقْدَامَنَا وَانْصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ الْكَافِرٖينَ ﴿١٤٧
Âl-i İmrân Suresi 147.
"Rabbimiz, bizim günahlarımızı ve işlerimizdeki (cihad görevimizdeki ihmalkârlık ve)taşkınlıklarımızı bağışla. Ayaklarımızı (Hakk’ta ve cihad yolunda)sağlam tut (kaydırma). Kâfir (ve zalim) topluluk (ve teşkilat)lara karşı bize yardım et!"
Rabbe teslim olan kişiler zor zamanlarda bu duayı tesbih edince Allah onlara hem dünya nimetini hem de ahiret sevabını verdi.
Günümüz hayırlı, kazancımız bereketli, vücudumuz sıhhatli, amellerimiz salih, dualarımız kabul olunan dualardan olsun!
Âmin, âmin Ya Rahmân Ya Muîn!