Hislerinizin peşinden çok gitmeyin. Onlara her zaman güvenmeyin. Kendinizle kavgalı olun demiyorum, sadece biraz daha akıllıca hareket etmeye çalışın.
Tanıdık değiliz bazen kendimize. Duyguların, düşüncelerin ya da heyecanların gölgesinde kaybolmuş ve bir daha eskiye dönemeyecek bir "ben" vardır içimizde. Yelkovanın hangi durağında ne yapacağı belirsiz, baharın son demlerini yaşayan yapraklar gibi düşünmeden uçuruma inen ve bir o kadar da hür...
Kendinize yabancı kaldığınız vakitler elbette olmuştur. Sebebi belli.O,elle tutulmayan gözle görülmeyen şey var ya. Bazen istemsizce gölgesine sığındığınız o şey. Zaman zaman sizi sizlikten eden, evdeki yabancıya çeviren o hakim olamadığınız duygular. Ardından koşup çeşit çeşit heyecanlara atıldığınız, yeri gelince geri dönmek zorunda kaldığınız o çelişkili durumdan bahsediyorum. Hislerinizden.
Bizi hislerimizin peşinden sürükleyen ne? Karşı koyamayıp kendimize bile Fransız kalmamızın nedeni ne? Cevap sadece hislerimizin bizi mutlu etmesi olamaz. Bir yere kadar mutlu ediyor evet. Yeri geliyor ve anlıyorsunuz ki sadece yalancı mutluluk sizdeki. Her zaman olmasa da bazen yalan söylüyor hislerimiz bizlere. "Hayır, bu yalan" dersiniz ya bazen. Hisleriniz öyle düşündürür ya. İşte o yalan dediğinizi de yalancı çıkarır hisler. Gerçektir çünkü.
Hani birini tanırsınız, ilk defa karşılaşmışsınızdır da hakkında öngörü yapmaya çalışırsınız. Zaman geçer tanırsın onu. Ve öngörüler basamak başarmak yıkılmaya başlar. İyi ya da kötü ne hissettiyseniz tersine işlemeye başlar tanıdıkça. İşte hislerin yalanı yine karşımızda.
Bazen arkadaşını ziyarete gidersin işyerine. Patron yaklaşır ve tebessümüyle fısıldar sana: "Ne ikram edelim,çay içer misin?" diye. Hislerin mutlu eder seni o an. Neyse çay yola çıkmışken zaman seni sıkıştırır hadi yoluna diye. Küçük bir teşekkür cümleciği çıkarken dudağından arkadaşın sıyrılıverir kalabalığın ardından. Nereye gidiyorsun dercesine, gıcıkça bir surat ifadesiyle yol eder seni. Her ne kadar da gıcık olsa da öğrenirsin ki çayı söyleyen, söylemek isteyen O'dur. Ve anlarsın hisler seni yine yalancı çıkarır. Patronun samimiyeti iyi güzel de çay için ısrar eden arkadaşındır nihayetinde. Ve yine bazen yalan söyleyen hisler...
Bazen de dün ile bugün arasında kendinle kavgalı olduğunu hissedersin. Dünü yaşarsın ve bitiremezsin bugün için. Ve yarınından korkmaya başlarsın.
Aslında dünü unutup bugünü yaşaman gerek, dün ile bugün arasında bir kavga çıkarsa yarınını kaybetmekten korkmamak için. Belki hislerin yine yalan söyler, kaybetmezsin yarınını.
Bir çelişki de burada yakalar seni.
Nasıl güveneyim şimdi hislerime. Dünü unutursam nasıl ders alırım ondan? Unutamazsam nasıl yaşarım yarınımı?
Demem şu ki;
Hislerinizin peşinden çok gitmeyin. Onlara her zaman güvenmeyin. Kendinizle kavgalı olun demiyorum, sadece biraz daha akıllıca hareket etmeye çalışın.
Hisler zamanın neresinde olduğunuzu unutturur; bazen geç bazen de erkensinizdir bir şeyler için. Hisler bazen yalan söyler...