Dünyanın neresinde olursanız olun, oruç açtığınız o anda sizin gibi oruç tutan diğer insanlarla paylaştığınız ortak duyguyu hatırlarsınız: 
Şükür ve minnet duygusu. 
İftar zamanı tüm insanları birleştiren iftar sofraları,manevi duygularla  tüm yüzleri güldüren bir değer olarak hayatta yer edinmiştir. 
 İftar birlikteliği bizlere aç olanların halinden anlamayı, sabretmeyi, şükretmeyi, yardımlaşmayı ve paylaşmayı öğretmektedir.

Fransa Parise bağlı Le Havre Fatih Camimizde Bu akşam Derneğimiz organize ettiği hayırseverlerin katkılarıyla Gönülleri birleştiren   anlamlı bir iftarda sofrasında  buluştuk.

 İftar sofranın hazırlanmasında emeği geçen özverili kardeşlerimize gönülden teşekkür ediyorum.

Bu iftar, sadece oruç açma vakti değil, ümmet bilincinin, kardeşliğin ve ortak bir istikbalin inşası için buluştuğumuz bir vuslattır.

Dünya telaşesinden sıyrılıp bir nebze nefes almamızı sağlayan mübarek Ramazan ayının mazlum coğrafyalara, İslam alemine hayırlar getirmesini Rabbimden niyaz ederim.

Mescid-i Aksa’yı gördüm düşümde,
Götür Müslümana selam diyordu.
Dayanamıyorum bu ayrılığa,
Kucaklasın beni İslam diyordu..(M.Akif İnan)

 Selmân (Radıyallâhu Anh)dan rivayet edilen bir hadîs-i şerîfte Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
“Her kim ramazân-ı şerîf ayında helâl bir kazançtan oruçluyu iftar ettirirse,  ramazân-ı şerîfin bütün gecelerinde melekler ona salât eder ve Cebrâîl (Aleyhisselâm) Kadir Gecesi onunla musâfaha eder. Cebrâîl (Aleyhisselâm) kiminle musâfaha ederse, onun kalbi yumuşar ve gözyaşı çoğalır.” (İbnü Ebi’d-dünya, Fedâil-ü şehr-i ramazân) 

Ziyafetinde iftar açtığı kimselere dua etmesi de sünnettir. Nitekim Enes (Radıyallâhu Anh)dan rivayet edildiğine göre, Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem
“Yanınızda oruçlular iftar etsin, yemeğinizi iyiler yesin ve melekler size salât etsin” diye duada bulunmuştur. (Ebû Dâvûd)

Ramazan Medeniyetinden Bir Tablo
Diş Kirasının Zarafeti 
Diş kirası gibi Ramazan'a dair kaybettiğimiz için hayıflandığımız çok sayıda güzel haslet var.   
Diş kirası, misafirperverlik ve nezaketin eşsiz bir misalidir. 
Bu davranış bir nevi hediyeleşme örneğidir.  
Davetlilerin, davet sahibini kırmayarak teşrif etmesi, bu vesileyle hâne sahibinin sevap kazanmasına vesile olması bu zarif hediyeleşmenin ana gerekçesidir.

Bu iftarlarda misafirlere ve özellikle fakirlere yemekten sonra diş kirası adıyla para ve çeşitli hediyeler dağıtılırdı.
Unutulmaya yüz tutan bu gelenek ile ev sahibi; "Misafirim oldunuz, benim sevap kazanmam için zahmet edip yol yürüdünüz, yemek yerken dişlerinizi yordunuz, bu da sizin dişinizin kirası olsun" demek isterdi.


"ECDADIMIZIN NEZİHLİĞİNİ VE CÖMERTLİĞİNİ GÖSTEREN ENTERESAN BİR ÖZELLİKTİR"

Günümüzde unutulmaya yüz tutmuş gelenekler arasında yerini alan diş kirasının ecdada ait  “Diş kirası tatbikatı ecdadımızın nezihliğini, tevazusunu ve cömertliğini gösteren enteresan bir ananedir.  
İşin aslı ise, tabiri caizse, bir taşla iki kuş vurmaktır. Yani hem fakirlere ikramda bulunmak hem de incitmeden yardımda bulunarak sevindirmek.

Osmanlı kültürünün mideyi değil, hafızayı besleyen zarifçe bir iyilik.“Harcayanın verdiği değil harcayana verilen armağana ad olmuştur."

“Diş kirası ne hoş âdet
Ramazandan bir letafet
Değil mi ki güzel olan
Misafire ikram, izzet?”

Diş Kirası ve Feridüddin Attar'ın Duası...

“Ey Rabbim, beni yaratanım! Dünyaya geldim geleli senin sofrandan, senin ekmeğinden yiyip duruyorum... Bir kimse, birinin ekmeğinden yedi mi, ona hakkı geçer; ekmek sahibi de onun hakkına riayet eder. Ben, cömertlik denizinin sahibi olan senin ekmeğini çok yedim, hakkımı gözet.
Ey Âlemlerin Rabbi! Acizim kanlara boğuldum, karada gemi yüzdürdüm. Feryadımı duy elimden tut… Daha ne kadar sinikler gibi ellerimi başıma götürüp bekleyeyim? Bilemedim, yanıldım, sen bağışla. Şu kan ağlayan yüreğime bak, bütün bu musibetlerden sen kurtar beni.
Ey derdime derman olan Allah'ım! Kâfire küfür gerek, dindara din. Attar'ın gönlüne ise derdinden bir zerre. Şu kulağı halkalı kuluna bir zerre dert ver. Eğer senin derdin olmazsa canım ölür gider.
Varlıktan bir sermayem yok, gölge içinde kaybolmuş bir zerreyim. Karanlıklar içinde kayboldum, bir nur yolla, kimsem yok benim, yardımcım sen ol”