İslâm’da “selâm”, barışın ve güvenin sembolü, iyi niyetin göstergesidir. Müslümanlar, bu güzel ve anlamlı sözcükle birbirlerine selâmetin kaynağı olan Allah Teâlâ"nın korumasını dileyerek en güzel duayı yapmakta, bu duadan âhirete göçen kardeşlerini de mahrum bırakmamaktadırlar. Allah Resülü’nün öğrettiği Tahiyyât Duası’yla da bütün müminler için selâmet dileyerek sevgi ve kardeşliğe dayalı örnek İslâm toplumuna yaraşır şekilde hareket etmekte, namazlarını da nûrânî dostları olan meleklere selâm vererek ve Rablerinin “selâmetin kaynağı” olduğunu ikrar ederek bitirmektedirler.Kur’ân-ı Kerîm;’de Allah’ın peygamberlere (Sâffât, 37/79) ve mümin kullarına (Yâsîn, 36/58), meleklerin de peygamberlere  (Hicr, 15/52) ve cennetteki müminlere (Ra’d, 13/24) “selâm” lafzıyla selâm verdiği ve bunun cennet ehlinin selâmlaşması olduğu bildirilmiştir.Ayrıca Allah ve meleklerinin Resûlullah’a selâm ettikleri ifade edilerek müminlerin de bu Sevgili Elçi’ye selâm etmeleri, en güzel makamlarda olması için ona hayır duada bulunmaları istenmiştir. 

Şimdi de konuyla ilgili  birkaç başlığa diğer verecek izaha çalışalım: Selam alıp vermenin hükmü nedir?İslam dininde selamın önemi Tahiyyât Duası ne anlama gelmektedir?

Öncelikle selam kelimesini  izaha çalışalım:Sözlükte “kusursuz olmak, kurtulmak, rahatlamak” anlamındaki selam Kur’ân-ı Kerîm’de ve hadislerde “eman, kurtuluş, esenlik, barış” mânaları yanında “selâmlama” anlamında da geçer. Ayrıca cennet için “dâru’s-selâm” adı kullanılmıştır,Allah’ın isimlerinden biri olarak da anılmıştır.  Nitekim “Selâm’ın Allah’ın isimlerinden biri olduğunu söyleyen  Allah Resûlü, namazlarının sonunda, “Allah’ım, Selâm sensin; selâmet de ancak sendendir.” diyerek dua etmiştir. (Müslim, Mesâcid, 135) Selamın tam ifadesi En'am suresi 54.ayette geçtiği şekliyle "es-selamüaleyküm"dür ve anlamı "Allah seni esenliğe kavuştursun" demektir. Birisiyle karşılaşıldığında veya birisinin evine girildiğinde selam verilmeli ve kendisine selam verilen kişi de buna daha iyi veya eş değerde (“Size bir selâm verildiğinde ya daha güzeli ile veya dengi ile karşılık verin. Allah, her şeyin hesabını tutmaktadır.”Nisa 86) bir selamla karşılık vermelidir ki, genellikle selama selamla karşılık verilir ve "aleykümselam" denilir.Selam alıp vermenin hükmüne gelince:İslâm âlimleri selâm vermenin sünnet, almanın farz olduğunu ve selâm verenin alana göre daha fazla sevap kazanacağını belirtmiştir (Mevsılî, IV, 164).

Şimdi de tahiyyat duasını izah edelim: Allah Resûlü, Mi’rac ile Rabbine kavuştuğunda O’nu, “et-Tahiyyâtü lillâhi ve"s-salavâtü ve"t-tayyibât.” (Her türlü selâmlama, ibadet ve güzel övgü Yüce Allah’a aittir.) diyerek selâmlayınca Cenâb-ı Hak da kendisine, “es-Selâmü aleyke eyyühe"n-Nebiyyü ve rahmetullâhi ve berekâtüh.” (Ey Peygamber Allah’ın selâmı, rahmeti ve bereketi senin üzerine olsun.) sözleriyle karşılık vermişti. Bu güzel ve anlamlı duaya ümmetini de dâhil eden Rahmet Peygamberi"nin, “es-Selâmü aleynâ ve alâ ibâdillâhi"s-sâlihîn.” (Selâm, hem bizim üzerimize hem de Allah"ın salih kullarına da olsun.) diye eklemişti. Meleklerin şehâdetiyle tamamlanan bu diyalog “Tahiyyât Duası” diye meşhur olmuş, Resûlullah’ın, ashâbına Kur"an’dan bir sûre öğretir gibi titizlikle öğrettiği işte bu dua asırlardır ümmetin Rabbine selamı peygamberine ve din kardeşlerine duası olmuştur. Allah Resulü’nün bize emir ve tavsiyeler aynen şöyledir: “Selamı yayınınız” Çünkü selâm vermeyi “sadaka” olarak nitelendiren Resûl-i Ekrem, kendi sağlığında selâmlaşmaya büyük önem vermiş, erkek kadın, genç yaşlı kimseyi selâmından mahrum bırakmamıştır. Özellikle kadınlara ve çocuklara selâm vererek ashâbına örneklik etmiştir. hatta kabristanlıktan geçerken orada yatanlara selam verdiği bizlere bildirilmektedir.Allah Resûlü(sas), küçüğün büyüğe, bir vasıta üzerinde gidenin yürüyene, yürüyenin veya ayakta olanın oturana, sayı bakımından az olan topluluğun çok olana selâm vermesinin uygun olacağını bildirerek ashâbına selâmlaşma âdâbını öğretmiştir.

Topluluk içerisinden bir kişinin selâm vermesini ya da verilen selâmı bir kişinin almasını yeterli görmüş,  bir topluluktan ayrılırken de selâmla ayrılmanın güzel olduğunu ifade etmiştir.Tuvalet ihtiyacını gidermekte olan veya bunun gibi uygunsuz durumlardaki kişilere selâm vermeyi yasaklamış,böyle bir vaziyette Allah’ın adını anmayı hoş görmediğinden hacetini giderirken kendisine selâm verenlerin selâmını almamıştır. 

Müslümanlar bir araya geldiklerinde söze ilk önce selâmla başlarlar. selam Müslüman’nın parolasıdır
Allah'ın selâmıyla selâm veren kişi Müslümanlığını beyan etmiş demektir.

Bizim içi boş ve bir anlam ifade etmeyen Günaydın,Tünaydın,iyi günler gibi kelimelerin uydurukça birer sözcük olduklarını artık kabul etmeniz gerekir.
Sözün başlangıcında da bitiminde de söylenmesi kelimen o meşhur esenlik kelimesini yani Allahın selamı hepinizin üzerine olsun.”Selamünaleyküm”
Araştırmacı ve İlahiyatçı yazar Hüseyin DENİZ