15 Temmuz 2016 hain darbe girişimi sırasında Şişli Feriköy’de ki evinden Taksim Meydanı’na yola çıkarak Osmanbey’e giderek darbeci askerlere karşı mücadele eden Eray Can, darbecilerin açtığı ateş sonucunda sol ayak topuğundan G3 mermisi ile vuruldu.

Gazi Eray Can, hain darbe girişiminin 8. yıl dönümünde o gece yaşadıklarını Yeni Dönem Muhabiriyle paylaştı.

2016 yılında 31 yaşında ve 2 çocuk babası olan Eray Can, o akşam saat 22.30 sularında işten döndüğünde amcasından darbe girişimi haberini aldığını söyledi. O dönemde darbenin ne anlama geldiğini tam olarak bilmediğini belirten Gazi Can, darbeci askerlere karşı durarak bu hain darbe girişimiyle tanıştığını ifade etti.

Ordu’nun Ulubey Aydınlar Köyünün gurur duyduğu evladı, 38 yaşındaki Gazi Eray Can, o gece yaşadıklarını şu sözlerle aktardı;

Abdestini Aldı, Sevdikleriyle Helalleşti

“15 Temmuz gecesi saat 22,30 saatlerinde işten gelmiştim. Apartmanımız aile apartmanı olduğundan eve çıkarken amcama uğramıştım, haberleri izliyordu “ne oluyor diye sordum” amcam darbe oluyor dedi. Henüz o dönemde darbenin ne olduğunu tam olarak bilmiyordum. Amcam askeriyenin yönetimi ele geçirmesi olduğunu söyleyince evime çıktım ve haberleri kendim takip etmeye başladım. O sırada içim içime sığmıyordu, bir şeyler yapmak istiyordum ama ne yapacağımı bilmiyordum. Ta ki cumhurbaşkanımızın canlı yayın ile bağlanıp halkımı sokağa davet ediyorum diyene kadar. Bu yayını izler izlemez cama çıktım ve mahallemdeki gençlere abilere seslenerek “Devlet bizi çağırıyor ülkemiz elden gidiyor asker halkına kurşun sıkacak değil ya hadin hazırlanın” dedim.  Hemen abdestimi aldım eşimle vedalaştım.  3 yaşındaki ve 5 yaşındaki uyuyan iki oğlumu da öperek evden ayrıldım.”

“Ölürsek Şehit Kalırsak Gazi Oluruz Dedim”

“Dost başa, düşman ayağa bakar” sözünün örneği niteliğinde, hain darbecilerin açtığı ateş sonucu sol ayağından yediği kurşun ile zorlu bir süreç atlatan Gazi Eray Can, binlerce birlikte verdiği mücadeleyi şu sözlerle ifade etti; “Yaklaşık 10 kişi olduk ve Şişli Feriköydeki evimizden taksim meydanına doğru yola çıktık. Osmanbey’e geldiğimizde yaklaşık 150 kişi olmuştuk. Ramada otelin önünde polisler yolu kesmişti. Açın yolu biz geçeceğiz dedik, polisler de o zaman beraber yürüyelim dediler onlar önde biz arkada Allahuekber sesleri ile yürümeye başladık. Ölürsek şehit kalırsak gazi oluruz düşüncesiyle ilerlemeye başladım. Biraz ilerledikten sonra arkamı döndüğümde bir anda binlerce kişi olduğumuzu gördüm. TRT Radyonun önüne yaklaştığımızda polisler ve askerler çatışıyordu. Polislere halk olarak biz askerlerle konuşalım dedik. Silahsız halkına bizim askerimiz kurşun sıkmaz dedik. O sırada biz yürümeye devam ettik. Bir anda kurşunlar bizim üzerimize doğru sıkılmaya başladı. Mermiler kulaklarımın yanından geçiyordu. Yandaki sokağa saklanmak için kaçarken sol ayak topuğumdan G3 mermisi ile vuruldum. Sokağın içinde bir anda kaldırıma çöktüm ayağıma baktığımda ayakkabımın yarısının olmadığını fark ettim. Daha fazla hareket edemediğim için ambulans beklemeye başladım. Ancak o mahallede yaşayan bir vatandaş arabasına beni ve bir yaralı gazimizi daha alarak hastaneye doğru yola çıktık. Dolapdere caddesine vardığımızda bir ambulans gördük durdurduk ve Okmeydanı hastanesine gittik. Sabaha kadar hastanede kanamam oldu. Sabah ameliyata gireceğim söylendi öncelikli olarak hayati tehlikesi olanlar ile ilgileniyorlardı. Benim ise her saat başı kan durumum ölçülüyordu çok fazla kan kaybetmiştim. Sabah olduğunda o yaralı ayağımla taburcu edildim biz sizi ameliyat için arayacağız dediler. Fakat 4. Gün olmasına rağmen ne arayan vardı ne de soran. O gece titreme ile acil özel bir hastaneye gittim. Tüm vücudum enfeksiyon içindeydi. Doktor apar topar ameliyata aldı. Doktor yürüyememe ihtimalim olduğunu söyledi ve eşimin de imzası ile ameliyata girdim. Yaklaşık 4 ay yatalak kaldım. Ve zorlu bir süreçten sonra iyileşme süreci başladı.”

“Babam Olsa Bizi Kurtarırdı”

Ailesinin de bu süreçte büyük travmalar atlattığını ifade eden Gazi Eray Can, “O gece sabaha kadar uçak sesleri kesilmedi. F16’lar alçak uçuş yaptığı için bombalar atılmış gibi sesler çıkıyordu. Annemin anlatmasına göre evlerin camları F16’lar nedeni ile çok sallanmış çocuklarım çok korkmuş ve baba diyerek ağlamışlar. Küçük oğlum babam nerde o olsa bizi kurtarırdı demiş. O günden sonra küçük oğlumda ciddi psikolojik hasarlar kaldı” şeklinde konuştu.

Gazi Eray Can, “Gazi olmak bana Allah’ın verdiği en gurur verici makamdır. Bu nişaneyi hala sol ayak topuğumda taşımaktayım. Allah bir daha yaşatmasın ama yine olsa vatanım için yine aynısını hiç düşünmeden yaparım” ifadeleriyle konuşmasına son verdi.

Editör: Gülüşan Tuğran