Târihi çok eski; kadîm zamanlar
Hep yaşanan diyâr olmuştur Çamaş
Dağına taşına bakanlar anlar
Konanlara hep yâr olmuştur Çamaş
İsmi özel; câzibe var, gizem var
Çağrıştırır derin, ulvî mânâlar
Güçlü bir yer, sarılmış hep yaralar
Maraş gibi yiğit elmiştir Çamaş...
Mehmet Bey soyundan, almış adını
Milletiyle bulmuş varlık tadını
Genci-ihtiyârı, beyi-kadını
Güzel insanlarla dolmuştur Çamaş
Hisarbey'le açılmakta kapısı
Hacıemirler'den, vatan tapusu
Âlperenler ocağından yapısı
Harcı Dânişmend'den almıştır Çamaş
Hacı-ali-zâdelerin elinde
Yürüyüp gelmiştir ecdat yolunda
Çıraklar, ustalar; Hanımeli’nde
Ahi Evranlığı bilmiştir Çamaş…
Mâzîden tevârüs, naif görgüsü
Burada insanlık Allâh vergisi
Gurbet hâtırası Bânu Köprüsü
Burda sılasını bulmuştur Çamaş
Uzaktan görenler yaslanmak ister
Köroğlu misâli seslenmek ister
Kanyon derelerde ıslanmak ister
Bakanı sevdâlı kılmıştır Çamaş…
Oluk Düzü, Sarı Çiçek yaylası
Taşoluk Tepesi, Gelin Kayası
Ruhları kaplıyor destan havası
Mayayı yüreğe çalmıştır Çamaş…
Söken Karye; Ebû Yusuf, Pir Dede
Esrarıyla uçuruyor Kuş Tepe
Gürül gürül değirmenler nerede?
Onları nereye salmıştır Çamaş?
Külekçi Câmii; Edirli, Budak
Cevat Bey bölgede en büyük konak
Sarıyâkup, Sakargeriş ilk durak
Oralardan buralara gelmiştir Çamaş…
Kaya mezarları, mağaraları
Şelâle, dik vâdi manzaraları
Pelit, pazı mücver; iç tavaları
Tadanın gönlünü çalmıştır Çamaş…
Bolaman Irmağı, Şahsen Deresi
Kervanların geçtiği yer neresi?
Ulu yollar uğrağıdır burası
Yorgunun terini silmiştir Çamaş…
Gürgentepe, Çatalpınar arası
Eksik olmaz yanıkların nârası
Burada aklaşır bahtın karası
Muhtaçla vârını bölmüştür Çamaş…
Âşık Nûrânîyim, gördüm ben bunu
Her bir şahıs taşır, Ensar rûhunu
Yüce Mevlâ açık etsin yolunu;
Dünyâda ukbâda gülmüştür Çamaş…