Medicana Bahçelievler Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Bölümü'nden Doç. Dr. Ahmet Levent Aydın, bel fıtıklarının en sık 40-50'li yaşlar arasında görüldüğünü, yaşam kalitesini bozan hastalıklar arasında yer aldığını ve erkeklerde daha sık rastlandığını belirtti.
Hastaneden yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Aydın, bel fıtığının, beyin ve sinir cerrahisi branşında en sık görülen sorunlardan biri olduğunu ifade ederek, fıtıkların sadece yaklaşık yüzde 5'inin ciddi klinik bulgu verdiğini, bulgu verenlerin de yaklaşık yüzde 90'ının üç ay içinde cerrahi tedavi ile düzeldiğini aktardı.
Aydın, bel fıtığını zorlayan sebepleri, "Tekrarlayan mekanik zorlanmalar, kas dokusunu canlı tutacak aktif bir yaşamdan uzak durmak, bel bölgesini aşırı zorlayacak bilinçsiz hareketler, ağır sporlar yapmak, obezite, günlük yaşamda ergonomiye dikkat etmemek, sigara kullanımı, genetik faktörler, diskin moleküler yapısını değiştiren mutasyonlar, öne belden eğilerek yük kaldırma, otururken öne eğilme ve hatta otururken öne eğilip yük kaldırma gibi pozisyonlar diskleri aşırı zorlayarak fıtıklaşmaya sebep olurlar." ifadeleriyle sıraladı.
Omurganın baş ile bacaklar arasındaki bağlantıyı sağlayarak ayakta durmaya yaradığına işaret eden Aydın, şöyle devam etti:
"Ardışık omurlar arasında, tıbben disk olarak isimlendirilen kıkırdak yapılar bulunur. Bu yapılar, hem omurların birbirine sağlamca tutunmasını hem de omurlar arasında belli ölçülerde hareket olmasını sağlarlar. Diskler, yumuşak, jölemsi merkezi ve sert, elastik çeperi bulunan, sağlam yapılardır. Sağlamlıkları ve esneklikleri sayesinde, omurları birbirlerine kuvvetle bağlarken, aynı zamanda bir amortisör görevi görerek alttan ve üstten vücuda gelen darbeleri emerler."
"Bel fıtığı, yaşam kalitesini bozan hastalıklar arasında yer alıyor"
Doç. Dr. Aydın, gençlik döneminden sonra disklerin dejenerasyon (yıpranma) sürecinin başladığını vurguladı.
Vücuda, dolayısıyla da disk üzerine binen aşırı yüklenmelerin, kaza, travma, yanlış pozisyonda yük kaldırma, aşırı kilo, bazen de bilinmeyen başka sebeplerle olabileceğini aktararak, şunları kaydetti:
"Tekrarlayan mekanik zorlanmalar, kas dokusunu canlı tutacak aktif bir yaşamdan uzak durmak, bel bölgesini aşırı zorlayacak bilinçsiz hareketler, ağır sporlar yapmak, obezite, günlük yaşamda ergonomiye dikkat etmemek, sigara kullanımı, genetik faktörler, diskin moleküler yapısını değiştiren mutasyonlar, öne belden eğilerek yanlış bir şekilde yük kaldırma, otururken öne eğilme ve hatta otururken öne eğilip yük kaldırma gibi pozisyonlar diskleri aşırı zorlayarak fıtıklaşmaya sebep olur.
Bel fıtıkları, en sık 40 ila 50'li yaşlar arasında görülüyor. Yaşam kalitesini bozan hastalıklar arasında yer alan bel fıtığı, erkeklerde daha sık rastlanıyor. Fıtıklaşan disklerin sadece yaklaşık yüzde 5'i ciddi klinik bulgu verirken, bulgu verenlerin de yaklaşık yüzde 90'ı üç ay içinde cerrahi tedavi ile düzelir. Bazı araştırmalarda genetik olarak kadınların erkeklerden daha fazla bel fıtığına yatkın ve savunmasız olduğu, hamilelik sürecinin de bel fıtığını artırdığı ve kadınlarda insidansın daha fazla olduğu belirtilmiştir. Ancak hasta sayısının erkeklerde kadınlara göre 2 kat daha fazla olduğunu gösteren başka çalışmalar da var. Bu çalışmalara göre, farklılığın sebebi, erkeklerin fiziksel olarak daha ağır işlerde çalışması ve amatör veya profesyonel düzeyde, omurgayı zorlayan sporlarla kadınlardan daha fazla ilgilenmesi olarak gösterilebilir."
Doç. Dr. Aydın, bel fıtığı bulguları gösteren hastaların, doğru tanı konulması ve gecikmeden uygun tedaviye başlanması için özellikle omurga-omurilik cerrahisi, ortopedi ve fizik tedavi bölümlerinin olduğu uygun sağlık kurumlarına başvurması gerektiğini bildirdi.