Allah bu millete böylesi tarifi mümkün olmayan acılarla dolu deprem afatları yaşatmasın.
Her ne kadar bazı acılar zamanla geçer dense bile, o anı yaşayanlar dan geçmiyor.
Bundan tam 3 Yıl öncesi takvimler Zaman 6 Şubat 2023’ü saatler ise Sabaha karşı 04.17’ suları,Türk insanı bir kez daha felaket haberi ile sarsılmıştı. Ama bu sefer ki olan felaket dağa öncesi yalanmış olan Düzce depremine benzemiyor orası bir İl’in sınırları içinde idi acı aynen acı lakın.Güneydoğu ve bu 11 ilde meydana gelen depremler tarifi asla mümkün olmayan felaket,yıkım,maddi olaraktan kayıpların yanında,binlerce can kayıpları ve görülmemiş göz yaşlarının akmasına sebep oldu.
Depremin boyut olaraktan şiddeti ve süresi çok büyüktü; 7.7ve 7.6 şiddetinde ilk olarak K.maraş ve Elbistan merkezli olarak zuhur etmişti.
Güneydoğunun ve bu 10 ilini içine alan bu depremin sonucunda 50
binin üzerinde insan hayatını kaybetmesine ve birçok insanında yaralanmasına aynı zamanda sakat kalmalarına sebep oldu.
Bu depremde yapılan tespitler ve araştırmalar sonucunda 10 bin üzerinde bina yıkıldı veya hasar gördü. Altyapı denen herhangi bir şey kalmadı büyük zarar gördü
Dolayısıyla da; ulaşım, iletişim
yağan kara rağmen Isınmak ve aydınlanmada,doğalgaz, elekt ihtiyaç giderme de ve cenazelerin yıkanma noktasında gibi temel ihtiyaçların giderilmesinde o an için çok büyük zorluklar yaşanıldı.
Ölen ve şehit olanlar, yıkanmadan ve kefenlenmeden elbiseleriyle kabir yerine kepçeyle çukurlar açılarak defnedildiler.
Bu aziz Türk milletinin her bir ferdi
Bu acıyı yüreğinde hissederek,bu bölgeye tez elden hızlı bir şekilde ulaştırılması için devlet,millet ve sivil toplum kuruluşları aracılığıyla yardım çalışmaları başlatılmıştı
O gün de şahit olduğumuz üzere hızlı bir şekilde buraya bütün yardımların ulaşmadığına şahit olmuştuk.
Burası çok önemli ve bu gerçek unutulmamalıdır.
Türkiyemiz bir deprem bölgesinde ve deprem kusağı üzerinde olduğu kesin olaraktan biliniyor.
Bu 10 ilimizde meydana gelen depremler bizlere bir kez daha bu zama kadar yapmış olduğumuz çalışmaların yetersiz olduğunu bu deprem konusunu biraz daha çalışmamız ve buna göre gerekli tedbirlerin alınması gerekir.
Şeyh Edebali’nin bu konudaki bizler için çok anlamlı sözleri şu şekildedir, aittir; Ey oğul şunu da unutma; insanı yaşat ki devlet yaşasın.
Bu toplumun geleceğine dair devletten elbetteki bir beklentisi ve umudu olmalıdır,
En başta geleni can,mal emniyet güvenliğinin sağlanırsa o millet
huzuru ve mutluluk içinde yaşar.
Bizim dinimiz insanlara faydalı ve yararlı olmamızı ister.
Resulullah öyle buyurmaktadır:” İnsanların en üstünü en faziletlisi insanlığı ve insanlara faydası dokunanlardır.
Şimdi gelelim konumuza!
Bu meydana gelen depremin ardından, her bir sorumluluk taşıyan ister müteahhit olsun, isterse devlet olsun, bundan böyle
buralara yapılacak konutların ve evlerin deprem gerçeğine dayanıklı hale getirilmesi için bir takım kanun ve kuralları devreye sokması gerekir.
Depremler öldürmez, bilinçsizlik, tecrübesizlik bunun yanında depreme uygun yapılmayan binalar insanları öldürür. Bu gerçeği herkes bilmelidir.
Bazı deprem bölgesindeki illere gidip nazar ettiğimde, gerçekten bu depremden dersler çıkartmak suretiyle çok güzel konutların ve evlerin yapıldığına şahit oldum.
Adı üstünde devlet baba, baba görevini hiç bir şekilde ayırım yapmaksızın halkına el uzatıp yapmak zorunluluğu vardır.
BenDENİZ’de derki!
Bundan böyle, bir daha böylesi bir deprem olmadan can kayıplarını önleyici deprem yönetmeliklerinin gözden geçirilmesi, binaların denetlenmesi, yapısal onarım ve güçlendirmeye önem verilmesi ve en önemlisi deprem konusunda bilgilendirici eğitimimin ilkokuldan başlamak suretiyle, halkında bu konuda bilinçlendirilmesi gerekir diye düşünenlerdenim.
Nedenine gelince,böyle bir olay karşısında daha verimli bir iletişim sağlanır, diğer taraftan sevk ve idare noktasında daha az can kaybı olacaktır.
Bu yazdıklarımla sizlere asla acıları bir daha dile getirmek değil, bundan böyle daha çok can kaybı ve acıların en aza indirmek amacıyla tedbir almak içindir.
Yaşanan bu on ilimizde 6 Şubat depremi,Türkiye'nin unutulmaz bir acısı olarak hafızalarımızda hep kalacaktır.
Bu acıyı tekrar yaşamamak için depreme karşı bilinçli ve tedbirli olmak şarttır.
Bundan sonraki olası depremlere karşı neler yapabiliriz bu sorulara cevap arayalım.
1-Depreme karşı hazırlık olarak binalar yapabilmek ve bu binaları güçlendirme,iyileştirmek için ne yapılması gerekiyorsa bu hususta gayretler gösterilmelidir.
2-Binaların içindeki eşyaların sabitlenmesi noktasında her daim toplumu bilinçlendirilmesi gerekir.
3-Deprem sırasında yapılacaklara dair bir acil durum planı mutlaka oluşturmak gerekir.
4- Bu planda, aile üyelerinin toplanacağı bir yer belirlenmeli ve acil durum ekipmanlarının ve yardım çantası, yangın söndürücü gibi şeylerin yerinin belirtilmelidir.
Bu ve bunun gibi tedbirler, bundan sonra hayata geçirilmez, İstanbul
Gibi birmetropol şehirde meydana gelecek tahribatı ve can kaybını düşünmek bile istemiyorum.
Allah bizlere ve Türk milletine böylesi acısı ve tarifi mümkün olmayan afatlar yaşatmasın.