Dünyada 3 milyardan fazla insanın sosyal medya kullanıcısı olduğunu ve günde ortalama 2 saati sosyal medyada geçiriyor.
Bazen stres atmak için girdiğimiz sosyal medyadan tersine stresimiz artarak çıkabiliyoruz. Hiç tanımadığımız insanlarla etkileşime girebiliyor, olumlu ya da olumsuz yorumlara maruz kalabiliyor, kendimizle ilgili görüşlerimizi değiştirebiliyoruz. Bu nedenle sosyal medya kullanırken de bazı kurallara dikkat etmeli ve internetteki bazı güzellik uygulamalarındaki gibi sanal dünyanın gerçek olmayan büyüsüne kendimizi kaptırmamalıyız.
Sosyal medyadaki bazı uygulamalar sayesinde efektler, filtreler ve photoshop programları ile birlikte kalkık bir buruna, hiç çatlağı olmayan vücutlara ve kırışmamış yüz hatlarına sahip olmak kolaylaştı. Bu uygulamaları kullanan milyonlarca insan gerçek benliklerinden uzaklaşıp sanal alemde yaşamaya başladı. Tüm bu güzellik uygulamaları bazı insanları o kadar içine çekti ki, gerçek hayatta da bu tarz yapılar takıntılı beden isteklerine, eksikliğe, sosyal fobiye ve beden algısında bozulmaya neden olmaya başladı.
Sosyal medyayı kullanma süresini gözden geçirip, takip edilen kişilerin iyi seçilmesi gerekir. Bir eyleme geçmeden önce yapacağımız şeyi iyice düşünüp sonuçlarını tartmalıyız. Sosyal medya platformlarının kurulum amaçlarının ve öncelikli hedefinin insan algı ve davranışlarını değiştirmek olduğu unutulmamalıdır. Kendi kararlarımızı ve hayatımızın geri kalan kısmını sosyal medyanın algı yönetimine bırakmamaya özen göstermeliyiz.
sosyal medyanın insan psikolojisine şu şekilde etkiler…
Beden algısını değiştirebilir
Nasıl göründüğümüz ya da nasıl görünmemiz gerektiği hakkında birçok bilgiye erişebiliyoruz. Bunların doğruluğu hakkında kesin bilgiye sahip olamadığımız için yanlış yönlendirilmelere maruz kalabiliriz. Kalkık bir burun, hiç çatlağı olmayan vücutlar, kırışmamış yüz hatları… Dönemsel meşhur olan estetik modasıyla birbirine benzeyen insan tipleri oluşmaya, tek tip vücut yapıları ortaya çıkmaya başladı. Bu tarz yapılar takıntılı beden isteklerine ve beden algısında bozulmaya neden olabilir.
Gerçekçi olmayan mükemmel yaşantılara özenti oluşabilir
Kendimize örnek aldığımız ya da hayatlarına, vücutlarına, başarılarına imrendiğimiz kişilerin yaşantılarının sadece bir kısmına sosyal medya aracılığıyla eriştiğimizde, bu kişilerin tüm hayatlarının bu kadar mükemmel olduğunu düşünürüz. Onları kendi hayatımızla kıyaslama yanlışına düşebiliriz. Hayatımızda yolunda gitmeyen şeyleri fark ettiğimizde kendimizi eksik, yetersiz, başarısız gibi hissederek hayatımızda memnuniyetsizliğe yol açabiliriz.
Kolay erişilebilirlik uygunsuz içeriklere erişimi kolaylaştırabilir
Bir konu hakkında başvurduğumuz ilk yerin internet olduğu bu günlerde bilginin doğruluğunu, uygunluğunu bazen araştırmadan kabul ediyoruz. Sevdiğimiz ünlüler bir ürün önerdiğinde bunu hiç şüphe duymadan, bize uygunluğunu sorgulamadan alıp kullanabiliyoruz. Bu nedenle bazen sonu hiç de hoş olmayan durumlarla karşı karşıya kalıyoruz. Bir girdiğimiz web sitesindeki reklam bizi başka bir siteye yönlendiriyor. Bazen virüslü, bazense yaşınıza ya da isteklerinize uygun olmayan içeriklerle karşılaşabiliyoruz. Bu problemleri yaşamamak için önceliğimiz, bilginin doğruluğunu mantık süzgecimizden geçirmek olabilir.
Duygusal yeme eğilimini ve obeziteyi tetikleyebilir
Yeni açılan mekânlar, belki de tattığınızda hiç sevmeyeceğiniz ama leziz görünen yiyecekler, tok olsanız bile sırf meraktan ihtiyaç duyduğunuzu düşündüğünüz görsel şölenler sosyal medya aracılığıyla kilo alımınızı tetikliyor olabilir. Hiç bitiremediğiniz serpme kahvaltıların sunulduğu mekânlara bazen fotoğraf çekmek için bazen karnınızla birlikte gözünüzü de doyurmak için gittiğiniz olmuştur. İşte internet dünyasında güvenilir olmayan sitelerin de sizi bir yiyeceğe ihtiyaç duyduğunuzu düşündürmeleri bazen bu kadar kolay olabilir.
Hukuki sorunlarla karşılaşabilirsiniz
İnternette detaylarını bilmediğiniz bir toplumsal olayla ilgili bilgi paylaşmak ve bazı imza kampanyalarına katılım sağlamak istenmeyen hukuki sonuçlara da yol açabilir. Örneğin masumiyet karinesinin ihlal ederek masum birinin hayatını kötü etkileyebilirsiniz ya da hiç bilmediğiniz, alakanızın dahi olmadığı provokatif bir eylemin içerisine tek bir yazıyla ya da beğenmeyle dâhil olabilir, zor durumda kalabilirsiniz.
Güzellik filtreleri stresimizi arttırabilir
Sosyal medyadaki uygulamalarda yer alan güzellik- makyaj filtreleri yüzünden olduğumuz kişiyi beğenmeyip filtreleme ihtiyacı hisseden kişiler de var. Kusursuz yüz ve vücut hatları oluşturan bu efektli filtreler, insanların olduğu kişiden utanmasına, sosyal ortama çıktığında görüntüsünü beğenmeyip stres yaşamasına neden olabilir.
Değerimizi beğenme sayımıza göre belirlememize neden olabilir
Sosyal medya platformlarında paylaştığımız her fotoğraf, video ya da yazı için başkalarının görüşüne daha çok önem vermemize sebep olabilir. Beğenme sayısına göre yaptığımız paylaşımların iyi, güzel, önemli olduğunu düşünmemize neden olabilir. Eğer az beğeni alırsak bu gönderinin iyi olmadığını düşünüyor ve silme ihtiyacı hissediyoruz ya da çok beğeni alırsak kendimizi değerli ve önemli hissediyor, buna benzer gönderiler atmaya teşvik oluyoruz. Özetle kendi değerimizi belirlemede ölçüt olarak diğerlerinin görüşlerini dikkate alıyor ve dışa bağımlı bir hale gelebiliyoruz.
Hareketsizliğe neden olabilir
Yapılan araştırmalara göre internetin uyuşturucu kadar bağımlılık yaptığı belirlenmiştir. Uyuşan beyinler ve bedenler hareket isteğini azaltabilir. Sosyal medya ile iletişim kurabilecekken dışarı çıkıp arkadaşlarla görüşmek ya da sanal filtre ile vücut yapısını değiştirebilecekken artık spora gitmek kişilere gereksiz gelebilir.
Uykusuz gecelere neden olabilir
Geç saatlere kadar mesajlaşma, uyumadan önce sosyal medya sitelerine göz atma isteği fark etmeden uzun bir süre boyunca sosyal medyada zaman geçirmenize neden olarak uyku bozuklukları yaşamanızı tetikliyor olabilir.
Gereksiz tüketime neden olabilir
Sosyal medya platformlarında takip ettiğimiz arkadaşlarımız, ünlüler ya da hiç tanımadığımız kişilerin giydikleri, gezdikleri yerler, kullandıkları ürünler onlara imrenmemize ve ihtiyacımız olmadığı halde o kişilere ait ürünleri alma dürtümüze neden olabilir. Fotoğraflar ya da videolarda bu ünlülerin kullandığı markaların sitelerine girerek gereksiz harcama yaparak sonrasında pişmanlık yaşayabiliriz.