Mutlu olmanın iki yolu var: Ya isteklerinizi azaltacaksınız yada imkanlarınızı zorlayacaksınız.
***Mutluluk, her an, onu elde etmek için can attığımız hal. Ulaşmak istediğimiz en son amaç. Ama onu elde edince yeni mutlu olma amaçları ortaya çıkıyor. Böylece sürüp gidiyor. Mutluluk, göreli bir kavramdır. Herkese göre değişiyor. Fakir için mutluluk, zengin olmak, hasta için sağlığa kavuşmak, âlim için yeni ilimlere sahip olmak, tüccar için sermayenin büyümesi, memur için en üst makam, hâkimiyet elde etmek isteyen için mutlak itaat edilmesi… Maddi mutluluklar hep gelip geçici. Ruhun aradığı mutluluk ise daimi olan mutluluktur. Doğruluk, sadakat, adalet, sevgi ve şefkat gibi kavramların ve davranışların verdiği mutluluk ise uzun süre devam eden mutluluktur. Esas mutluluk, ruhun veya aklın mutluluğudur.
***Zamanımızda, insanlar, mutsuz ve stres içindeler. Mutluluğu elde etmek için oraya buraya koşuyorlar. İyi, güzel ve gerçek mutluluğu arıyorlar. Şunu ifade edelim: En güzel mutluluk, yüce Allah ile beraber olma mutluluğudur. Onunla, insan, huzura kavuşur. Dertlerinden kurtulur. Akıl, kendisini sıkan, burkan ve ıstırap veren düşüncelerden kurtulur. Cennete girmeye hak kazanır. Sıkıntı, maddeye bağlılıktan kaynaklanır. Mutluluk, manevi olanda, sevgide, şefkatte, doğrulukta, adalette, merhamette, affetmede ve fedakârlıktadır.
***Haydi, mutlu olmak için onun yollarını öğrenelim; kendimizi iyi ve güzel için serbest bırakalım. Kin, nefret, öfke ve benzeri kötü duyguların esaretinden kurtularak ruhun ve aklın özgürlüğüne kanat açalım.
***Hayattan beklentilerin hep umuda ve mutluluğa dönük olmalısın.
***Hep güneşe çevireceksin yüzünü,
_”Hayattan son derece umutsuz görünen bir adam, 
Yolda yürürken hemen ileride bir ayçiçeği tarlası olduğunu fark eder… 
Hayat yolculuğunda yorgun düşmüştür ve kim bilir, bu dünyada aradığı huzuru belki de orada bulacaktır. Tarlanın içine girdiğinde tüm ayçiçeklerinin ona doğru baktığını görür. Her biri onu selamlamaktadır. Adeta.İçlerinden bir tanesi adama seslenir! Burada ne arıyorsun? Adam şaşkın bir şekilde çiçeğe yaklaşarak şunu söyler,Umudumu kaybettim, onu arıyorum.Ayçiçeği, yine sorar?
Onu nerede kaybettin ki, niye burada arıyorsun? Adam çaresiz bir şekilde, Çünkü burası hayatla dolu,o yüzden burada arıyorum der. Ayçiçeği, ona bilgelikle şu yanıtı verir,Hayat içimizdeki ışığın yansımasıdır,Işığımız ne kadar güçlüyse, yaşam o kadar parlak görünür. Bizlere bakıpta umudu burada değil, içinde arayacaksın!
Onu kendinde bulduğunda, daima seninle kalacaktır…Şimdi derin bir nefes al… sonra yavaşça ver. 
Gördün mü, bak! Umut içinde, her bir nefeste, sen hala hayattasın, ve hayatla dolusun, öyleyse bunu kullan! 
Dostlarım; !Ayçiçeği misali, hep güneşe çevireceksiniz yüzünüzü.. için ve ruhun aydınlanacak,birde gözün aydınlanacak,
"İnsanları geçimsiz yapan SEVGİ' sizliktir. Birbirine düşman eden İLETİŞİM'sizliktir. Güzellikten yana ne varsa yok eden İLGİSİZ' liktir.... (konfüçyüs)