GÖREV SÜREM BİTMESİ VESİLESİYLE VEDA MESAJIM;
"Menzil yolun kendisidir." Vira bismillah diyerek Zirveden Yen'i Ufuk'lara
El ele gönül gönüle anlayışıyla bilgi ve tecrübelerimizi ortaya koyarak
Mevlana'mızın deyimiyle "şimdi Yen'i şeyler söylemek lazım" diyerek Üç aylar’ın manevi atmosferinde görevimize başladık.
İlk Cuma sohbetinde;
Din gönüllüsü cemaatinin temsilcisidir. Benim kapım bundan böyle sizlere ardına kadar gönlüm gibi açık olacaktır.
Birliktelik içersinde Allah'ın Dinine hizmet edip Baki kalan bu kubbede
Hoş bir seda bırakmak olacaktır.
Emribil ma'ruf Nehyi anilmünker çizgisinde olacağımı sizleri Allah'ın bir emaneti olarak gördüğümü bilmenizi isterim. Bu görev bizim için bir onurdur. Allah'ın lütfudur.
Bu hizmet çalışmalarında sizlerin beni destekleyeceğinizi yanımda olacağınızı inanıyor bakışlarınızda bunu hissediyorum.
Bugüne kadar camimizde hizmet etmiş olanları Şükran'la anıyor Ahirete irtihal edenlere de Allah'tan Rahmet diliyorum.
Cuma 500-700 civarındadır..
Bayram namazında 1000-1250 civarındadır..
FAALİYETLERİMİZİ SOSYAL MEDYADA PAYLAŞARAK GERÇEKLEŞTİRDİĞİMİZ HİZMETLER
1- WhatsApp veya Facebook tan Gönüller'e hitap edecek Ayet ve Hadisi Şerif'lerden
Allah dostlarının sözlerinden günlük faaliyetleri dahil mesajlar göndermek suretiyle gündemi sıcak tutarak bu vesileyle kardeşlik ve gönül köprülerini sağlamlaştırmaya çalıştık.
2-Esnaflarımız ziyaret edilerek
hasbihal edilerek Camimizin bu Coğrafya’da hizmetlerinin önemini anlatmış olduk.
3 Manevi atmosfer ve bilinçlendirme Derneğimize üye olmanın Aidiyet’in önemini anlatarak Allah yoluna baş koyanlardan olalım hayatımız boyunca dedik.
Birlik ve beraberlikle ilgili sunum yaparak gençliği bilinçlendirme faaliyetlerimiz pekişmiş oldu..
4- Namaz vakitleri dışında her kesimden insanımızla Mevlana'mızın deyimiyle "aynı gönlü paylaşmak aynı dili kullanmaktan evlâdır" ilkesinden hareketle aynı gönlü paylaşarak beraber olduk.
5-İftar ev ziyaretleri her akşam bir evlerde konuk olarak tebliğ görevini gerçekleştirmiş olduk.
6-Cenaze taziyesine , Mevlit merasimlerine, nikaha hasta ziyaretlerine iştirak ederek mutlu ve acılı günlerde kardeşlerimizin acı ve mutluluklarını paylaştık.
7-Cuma namazından bir saat evvel güncel sohbetleri hutbelerle tebliğ görevini yerine getirdik.
Bazen namaz vakitlerinde evvel sohbet sonrası aşrı Şerif okuyarak bazen meallerini vererek manevi atmosferin devamını sağlamaya çalıştık.
8- Cennet gülü çocuklarımızın Kur’an kursumuza olan ilgilerini artırmaya özen gösterdik. Zira Dokunmadan dokuyamazsın…
Efendimiz (sav) çocuklarımıza ikramda bulunmayı ve iyi bir terbiye vermeyi tavsiye etmektedir. Peygamberimiz’in özlü beyanlarını şöyle anlamamız da mümkündür:
Çocuklarınızı terbiye etmede tesirli olabilmek için, onlara öncelikle ikramda bulununuz.
Nitekim marifet iltifata tabidir. Yani semereyi görmek isteyenler, izzet ikram hususunda fedakârlık içinde olmalıdırlar.
Her gün farklı cemaatimizin yapmış oldukları bu ikramlarla öğrencilerimizin kurslarımıza daha severek gelmesini sağladık..
Kursumuza gelen çocuklarımızın başarılarını bu ikramlar ile destekliyoruz.
Kur’an Kursumuzda çocuklarımız dini eğitimin yanında sosyal ve kültürel açıdan da eğitim görmüş oluyor, arkadaşlık duygusunu da pekiştiriyorlar”
Her gün kurs sonunda çocuklara çikolata, kek, soğuk içecekler ve meyve ikram etmekten büyük mutluluk duyuyorlar. Her gün farklı bir kişi tarafından gerçekleştirilen bu ikramlar, çocukların kursa daha büyük bir hevesle geldiğini ve başarılarının desteklendiğini görmekteyiz.
Ayrıca erkek öğrencilerimize Vakit namazlarında Camimizde Ezan ve müezzinlik yaparak öz güvenleri gelişiyor daha çok mutlu oluyorlar..
İkramlarıyla çocuklarımızın sevincine katkı sağlayan cemaatimize teşekkür ettik..
"Rabbimiz ikram verenlere imtihan değil, ikram ettiği kullarından eylesin.
Anlaşılmak nimet, anlayacak insanla karşılaşmak ise büyük kısmet..
(Sadi Şirazi)
9-Ramazan kampanyamızı cemaatimize önemini özel hazırlamış olduğumuz infakın önemi çalışmamızı Sosyal medyadan paylaşarak kampanyaya ilgi ve katılımı gerçekleştirmeye çalıştık.
10- Kandil gecelerindeki Mevlit Kur’an tilaveti prağramını Kur’an kursu öğrencilerimizle Fatih Camimizde icra ettik.
11-Ramazan ayında mukabele okuduk. özetle cüzlerin mealini açıklamalar yaptık..
watsap grubunda Âyet hadis ve veciz sözleri paylaşarak tebliğ görevini yerine getirmeye çalıştık..
Zira İnsan, kulağından beslenir. Doğru bilgi, imanını güçlendirir, ruhunu aydınlatır. Sohbetlerden uzak kalanlar ise zamanla nefsin ve şeytanın tuzaklarına düşebilir. O yüzden sohbetler, vaazlar, dini telkinler bir insanın hayatında çok önemli bir yer tutar. Çünkü insan, duyduğu hakikatlerle şekillenir, yönünü bulur.
Çünkü söz, kalbe dokunduğunda bir ömür boyu iz bırakır.
12-LE HAVREDEKİ GENÇ KARDEŞLERİMİZLE UMREYE AŞK'IN MERKEZİNE YOLCULUK KAMPANYASI BAŞLATTIK..
Kainatta bir merkez dünyada bir buluşma noktası,
Yeryüzünün cazibe merkezi,
Vahyin kalbi,
Şehirlerin anası,
mübarek beldeye
UMREYE
Bu vesile ile ramazanın manevi atmosferinde bu ulvi yolculuğa kayıt olmaya var mısınız?
Bir Tarihi Camimizde kıble tarafında çini üzerine bir beyit yazmışlar çok dikkat çekici yazı şu;
Her kime Ki Kabe nasib olsa hüda rahmet eder
Her kişi ki sevdiğini evine davet eder(Nahifi)
Bu beyit bizim için bir müjde değil midir?
Bizler bile evimize bir yakınlık gönül bağı oluşturduğumuz kişileri davet ederiz değil mi?
Allah’ın daveti çeşitli yollarla olur. Allah telgraf çekmez mektup göndermez.
Kıldan ince kılıçtan keskince bir sırat olan hayat yolunda insanoğluna yürüyüşü öğretme amacı taşıyan bir ibadettir.”
Allah’a yürüyüş destanın her mü’min kendi şahsında tekrar yaşamasıdır. Cenneti aramaya çıkması fıtratına yeniden dönüşü simgesel bir talimdir. Özetle “MAHŞERİN PROVASIDIR”
Hadis;
الْحُجَّاجُ وَالْعُمَّارُ وَفْدُ اللَّهِ إِنْ دَعَوْهُ أَجَابَهُمْ وَإِنِ اسْتَغْفَرُوهُ غَفَرَ لَهُمْ
Ebû Hüreyre (r.a.) 'den rivayet edildiğine göre Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurdu: "Hac ve Umre yapanlar Allah'ın misafirleridir. O'ndan birşey isterlerse, onlara cevap verir. Af isterlerse, onları affeder. " (İbn Mâce, “Menâsik,5)
Düşünün Umre’de
Kabeyi tavaf eden milyonlar;
Sırtlarındaki ihramlarından başka,
Kaybedecek bir şeyleri olmadığını
Anlarlarsa ne olur?
"Ölmeden evvel ölünüz"
Sırrını anlarlar da,
Ölüm korkusuna karşı
Bağışıklık kazanırlarsa ne olur?
Ya Arafat'a çıkan milyonlar;
Marifete erer de,
Rabbinin, güç ve kudretini,
Tanırsa ne olur?
Umreyi Allah karşısında;
Esas duruşa çevirirse,
Allah'la yeni bir kulluk sözleşmesi,
Yaparsa ne olur?
İşte o zaman;
“Lebbeyk Allahumme lebbeyk!"
"Buyur Allah'ım, emrine âmâdeyim,”
Demenin bir kıymeti olur.
İNŞAALLAH EKİM AYINDA NİYETLENDİĞİMİZ UMRE KAMPANYAMIZA DAVETİMİZ KISA ZAMANDA KARŞILIK BULMUŞTUR.
LE HAVRE TARİHİNDE İLK DEFA GRUP OLARAK UMRE HİZMETİ OLACAKTIR.
Hamdolsun hizmetlerimizde her zaman ilkleri yapmayı nasip eden Rabbimize…
13-Mükemmel başarılar mükemmel şartlardan değil, çok zor şartların mükemmel yönetilmesinden doğar. Mevcut şartlar içerisinde en iyisini başarmaya özen gösterdik.
Bir defa daha gördük ve tecrübe ettik ki insanın üç şeyi ecdadımızda olduğu gibi açık olacak;
1- Evi açık olacak sohbet ve ikram yapmak için
2- Eli açık olacak cömertlik ve hizmet için
3- Gönlü açık olacak sevgi ve muhabbet için..
Bu üç şeyi yani evini, elini, gönlünü kapatmış olan milli manevi ruhunu içinde hisseden taşıyan Aidiyat duygusunun tezahürünü sergileyenler böyle bir gafletin içine düşmez.
14-Veda konuşmasında şu ifadelere yer verdik;
Her fanin herşeyin bir sonu ve takdiri olduğu gibi bizim de üç aylık görevimiz buraya kadarmış bu Cuma'dan sonra gönül bağı oluşturduğumuz sizlerden ayrılacağım. Sizleri unutmayacağım hayırla minnetle anacağım. İnanıyorum ki sizlerde beni hayır ve güzel intibalarla yâd edersiniz.
Bütün kalbimle ifade etmek isterim ki sizler bendenizi sadece camiye değil gönlünüzü de misafir ettiniz. Sizler bu caminin kapısını açtığınız gibi gönül bahçenizide açtınız. Minnettarım çok teşekkür ederim.
İyi ki buralara gelmiş sizleri tanımış ve sizlerle gönül köprüsü oluşturmuşuz.
Rabbime hamdediyorum böyle güzide toplulukla tanıştığım ve hasbihal ettiğim için bahtiyarım.
Beni buraya davet eden Müşavirimiz Bayram Demirtaş’a Kerim Karagöz Hocamıza Buralara gelmemize vesile olan Nurettin Yapıcı hocamıza çok teşekkür ediyorum.
Üç ay boyunca bugüne kadar desteklerini esirgemeyen nazik davranışlarından dolayı Dernek başkanımız Bülent Turan’a çok teşekkür ediyorum.
Umre kayıtlarında gençlerin birlikte olmamıza destek veren Onur Ak’a bizlere yardımcı olan Burak Demir’e ve genç kardeşlerime En kalbi sevgi ve teşekkürlerimi sunuyorum.
Emeği geçen herkese çok teşekkür ediyor Şükran'larımı sunuyor Allah razı olsun diyorum.
Onun için diyorum ki bu minberden Alemlere Rahmet sevgili peygamberimizin buyurduğu gibi "kimin bende hakkı varsa gelsin alsın kim ne söyleyecekse şimdiden söylesin ardımdan konuşan olmasın" diyorum.
Din görevlisi cemaatinin temsilcisidir, sizleri temsil etmeye çalıştım. Sizleri üzecek bunları bu mu söylüyor diyecek hiçbir hareketin yaşantının içinde olmadım. Mevcut şartlar içinde en iyisini en güzelini yapmaya gayret ettim. Takdir sizlerindir.
Baki kalan bu kubbede hoş bir seda bırakmışsak ne mutlu bize..
Benim kapım bundan sonra sizlere ardına kadar kadar gönlüm gibi açık olacaktır. İnsanın sevdiklerinden ayrılması çok zor ancak görev misyonumuzun aynen devam ettirebilmesi yönündeki kararlılığımız ferahlık ve teselli veriyor yüreğimize..
Bir başka mekanda veya nasibse tekrar burada buluşmak ve görüşmek dileğiyle hepinize Ben gidiyorum, ta ki benden hayırlısı gelsin Hz. İsa Aleyhisselam'ın Peygamber efendimizi geleceğini müjdeleyen duaymış..
Ve şimdi ben gidiyorum ta ki benden hayırlısı gelsin diyorum...
Ben sizlere olan sevgi ve muhabbetimi tekrar ederken hakkımı helal ediyorum.
Sizlerin de hakkınızı helal etmenizi talep ediyorum.
Sizleri Yüce Allah'a emanet ederken Duygularıma tercüman olacak Yunus emremizin sözleriyle son veriyorum...
Biz dünyadan gider olduk; Kalanlara selam olsun;
Bizim için hayır dua kılanlara selam olsun;
Ecel Büke belimizi söyletmeye dilimizi;
Hasta iken halimizi soranlara selam olsun; Derviş Yunus söyler sözü yaş dolmuştur iki gözü;
Bilmeyenler bilsin bizi bilenlere selam olsun...
Bu şekilde devam eden veda konuşmasında sonra önemine binaen;
Yurtdışında göreve talip olanlara şu hususu belirtmek isterim.
Taş üstüne taş koyanlar eser ve hizmet üretirler.
Laf üstüne laf üretenler hamasi nutuklar üretirler.
"Tarih savrularak gidenleri değil, KAVRULARAK gelenleri yazar."
Niyet hayır akıbet hayır hatırlatmasını yaparken şu çarpıcı misalde olduğu gibi..
Afrika kâşiflerinden gezgin David Livingstone Güney Afrika'daki bir dernek şu mektubu göndermiş;
"Bulunduğunuz yere ulaştıracak iyi bir bir yol buldunuz mu? Bildirin, size katılmak isteyenleri göndereyim."!
David'in bu isteğe cevabı şu olmuş: Buraya iyi yol varsa gelmek isteyenleri istemiyorum. Benim, yol olmadığı halde gelmek isteyenlere ihtiyacım var!..
İşte böylesine azimli, kararlı ve ümitvar ustalara ihtiyaç var.
Azimli samimi ihlaslı ve kararlı adımlarla yol aşabilenlere hizmet çıtasını daha ileriye götürebilenlere
Selam olsun...
Sevgi saygı ve muhabbetlerimle..