Koronavirüs salgın tehdidinin artarak devam ettiği günlerden geçmekteyiz. Yapılan test sayısının azlığına rağmen, tanı konulan ve yaşamını yitiren yurttaşlarımızın sayısının yükseliyor olması kaygılarımızı artırıyor. Dün akşam yapılan açıklama ile tanı konulan kişi sayısı 1236’ya, yaşamını yitirenlerin sayısı ise 30’a ulaşmış durumdadır. İlk gün yaptığımız açıklamada belirttiğimiz üzere, bu süreçten dayanışmayla ve birlikte çıkacağız. Bunu da bilimin ve ilgili kurumların bilgilendirme, uyarı, öneri ve görüşlerini titizlikle takip ederek yapacağız. Ancak, bir taraftan kamu yöneticilerinin yapılan tüm uyarılara rağmen almaları gereken önlemleri yeterince ve zamanında almadığını; yurttaşların da “Evde Kal” uyarılarına tam olarak uymayarak, sürecin ağırlaşmasına neden olduğunu gözlemlemekteyiz. Bütün bunlarla beraber, tüm kesimlerin dayanışma ve birlikte olma çağrısı yaptığı bir dönemde seçilmiş belediye başkanlarının görevlerinden alınarak, yerlerine kayyum atanması kabul edilebilir bir durum değildir. Eğitim Sen Merkez Yürütme Kurulu, karar vericileri, risk altında bulunan tüm kesimlerle ilgili gerekli önlemleri almaya, yurttaşları da salgın tehdidi ortadan kalkana dek “Evde Kalmaya” bir kez daha çağırır; tüm kesimleri bilimin ve ilgili kurumların uyarı ve önerilerine uygun davranmaya davet eder. Bugünün gündemi :
Okulların kapalı olması ve ne zaman yeniden açılacağı ile ilgili bir belirsizlik olmasından kaynaklı uzaktan eğitim EBA TV aracılığıyla başladı. EBA sistemine ise yaşanan yoğun internet kullanımından dolayı sağlıklı erişim sağlanamadığını da belirtmek gerekmektedir. EBA TV ile ilgili ilk izlenimler planlamanın ve ders içeriklerinin belirlenmesi ile ilgili yeni bir değerlendirmeye ihtiyaç olduğunu göstermektedir. Ders içeriklerinin zorluk derecesi, öğrencilerin takibine çok uygun olmayan şekilde ders çekimlerinin yapılmış olması, ders içerikleri ve kullanılan örtük müfredat unsurları sorunludur.
Uzaktan eğitimin ilk gününde öğrencilere Adnan Menderes’in idamı ile ilgili video izlettirilmesi, ders aralarında çalınan ilahiler, bir kamu kurumu olan MEB açısından izaha muhtaç bir durumdur. İçerisinden geçmekte olduğumuz bu olağanüstü dönemde dahi, eğitimi bir siyasetin, yeni rejimin inşası çabası olarak gören bu yaklaşımı kabul etmeyeceğimizi bir kez daha ifade ederiz. Milyonlarca öğrenciye, psikolojilerini olumsuz etkileyecek video izlettirme hakkının kimsede olmadığını belirtiriz.
MEB ve günlerdir uzaktan eğitimin tanıtımını yapan Milli Eğitim Bakanının, acilen bu konu ile ilgili kamuoyunu bilgilendirmesi gerekmektedir. Milyonlarca öğrenciye izlettirilecek videoların denetime tabi tutulmadan yayınlanabileceğini düşünmek bile istemiyoruz. Eğer denetlenmedikleri veya incelenmedikleri için böylesi hatalar olmuşsa, MEB’in eksikliği ve ihmali olan görevliler ile ilgili acilen inceleme başlatması gerekmektedir. Eğer, bu içerikler incelenmesine rağmen yayınlanmasında sakınca görülmediyse, bu durumda sorunumuz daha büyük demektir. Bu konunun açığa kavuşması ve kamuoyunun eleştirilerine tatmin edici yanıtlar verilmesini beklemekteyiz.
Uzaktan eğitimde kullanılacak ders içerikleri, görselleri ve diğer materyalin yayınlamadan önce bilim insanlarından oluşan bir kurul tarafından değerlendirilmesi gerektiği açıktır. Bilimsel gerçeklikle bağdaşmayan, pedagojik açıdan uygun olmayan içerikler mutlaka ayıklanmalıdır. MEB’e bu konu ile ilgili yeni bir çalışma yapmalı ve tüm kesimleri bu çalışmaya dahil etmelidir. Sendikamızın tüm yayınları yakından takip ederek, gerekli uyarıları yapacağı ve atılması gereken adımları atacağı bilgisini kamuoyu ile paylaşırız. Eğitim Sen, çocuklarımızın bu olumsuzluklardan daha fazla etkilenmemesi ile ilgili sorumluluklarının farkında, yerine getirmede de kararlı olduğunu kamuoyu ile paylaşır.
İçişleri Bakanlığı Valiliklere 65 yaş üstü ile kronik rahatsızlığı bulunanlar için uygulamaya konulan sokağa çıkma yasağı genelgesine ek bir genelgeyi 22 Mart saat 01.00’da gönderdi. Bu ek genelgeye göre sokağa çıkma yasağı kapsamında olan yurttaşların temel gereksinimlerinin karşılanması için “Vefa” grupları oluşturulması istendi. Genelgenin ilgili bölümü şu şekilde:
“İhtiyaçlarını karşılayacak kimsesi bulunmayan vatandaşların temel ihtiyaçlarının karşılanması süreci vali/kaymakamların başkanlığında oluşturulan Vefa Koordinasyon Grubu tarafından yönetilecek. Bu grubun kararı, görevlendirmesi, koordinasyonu olmadan hiçbir kurum, kuruluş, STK tarafından yardım faaliyeti gerçekleştirilmeyecek. Valilik ve kaymakamlıklarımız tarafından bu kapsamda görevlendirilecek tüm kamu/sivil tüm görevlilere görev belgesi/yaka kartı düzenlenecek, bu görevlilerin isimleri görev alanları ilgili mahalle muhtarlarına paylaşılacak.
Ayrıca sokağa çıkması kısıtlanan/yasaklanan tek başına yaşayan ve/veya herhangi bir yakını olmayan 65 yaş ve üzeri ile kronik rahatsızlığı olan vatandaşlarımızın zorunlu/temel ihtiyaçların karşılanması sürecinde valilik/kaymakamlıklarımız tarafından oluşturulan Açık Kapılar Vefa İletişim Merkezi görevini üstlenmek için görevlendirilebilecek.”
Genelge ile ilgili en önemli belirsizlik, vefa gruplarında kamu çalışanlarının resen görevlendirmelerinin yapılıp yapılmayacağıdır. Kuşkusuz dayanışma ve yardımlaşma bu zor dönemden çıkışın en önemli iki unsurudur. Ancak, sağlıkla ilgili gerekli önlemlerin alınmamasından kaynaklı oluşan sorunlar ve belirsizlik, çalışanlar arasında ciddi kaygılara neden olmaktadır. Bu sorular ortadan kaldırılmadan ve gerekli önlemler alınmadan çalışanların bu gruplarda görevlendirilmesi doğru olmayacaktır. Bu nedenle vefa gruplarında yapılacak olan görevlendirmelerin gönüllüler arasından yapılması ve çalışanların bu konuda zorlanmaması gerekmektedir.
Genelgede dikkat çeken hususlardan bir tanesi de sivil kişilerin de bu vefa gruplarında görev alabilecek olmasıdır. Bu kişilerin kimler olacağı ve nasıl belirleneceği genelgede açık olarak belirtilmemiştir ve bu durumdan kaynaklı sorunlar ve olumsuz sonuçlar yaşanma olasılığı olduğu açıktır . Bir diğer konu da vefa gruplarında görev alacaklara dönük sağlık tedbirlerinin ve bu kişilerle ilgili, güvenlik başta olmak üzere, alınacak tedbirlerle ilgili diğer hususların ne olacağıdır. Bu belirsizliklerin çeşitli sorunlar yaratma potansiyeline dikkat çekmek isteriz.
22 Mart 2020 tarihinde yayınlanan 2020/4 sayılı genelge ile kamu çalışanlarının uzaktan çalışma, dönüşümlü çalışma veya idari izinli sayılmaları ile ilgili bir adım atılmış oldu. Salgın tehdidinin arttığı dönemde sendikamız tarafından da sıklıkla yapılan çağrının karşılık bulması olumlu olmakla beraber, kurum yöneticilerinin keyfi ve adil olmayan uygulamalara başvurmaması uyarısını yapmayı da gerekli görüyoruz. Sürecin merkez yürütme kurulumuz tarafından titizlikle takip edileceğini kamuoyu ile paylaşırız.
Ücretli öğretmenler, usta öğreticiler ve rehabilitasyon merkezlerinde çalışan öğretmenler başta olmak üzere eğitim emekçilerinin yaşamakta olduğu sorunlar tüm karar vericiler tarafından bilinmesine rağmen, çözüm için somut adım atılmamaktadır. Sorunları çözme sorumluluğu olanların, hem bu konuda adım atmayıp, hem de TV ekranlarında “Bu dönem paranın düşünüleceği bir dönem değil.” diye açıklama yapmalarını kabul etmemiz mümkün değildir. Biz emekçileri, kimse yoksulluğa hamasetle ikna etmeye çalışmasın. Mücadelemiz yoksulluğun ortadan kalktığı, eşit ve özgür bir dünya içindir.