Hacı Hüseyin Taşar (Dr. Öğr. Üyesi): Şiddet, bireyin zihinsel, ahlaki ve bedeni gelişimini durduran veya geriye götüren fiziksel ve ruhsal travmalara neden olan, kişinin toplumsal yaşama katılımını engelleyen olaylardır. Eğitimde şiddet, öğrencinin öğrenciye; öğrencinin öğretmen veya yöneticiye; öğrenci olmayan kişilerin, öğrenci, öğretmen ve yöneticilere; yönetici, öğretmen ve diğer çalışanların öğrencilere uyguladığı fiziksel, psikolojik ve cinsel türden olumsuz davranışlardır. Bu araştırmanın amacı, okulda şiddetin nedenlerini; kişi, aile ve okul bağlamında ortaya koymaktır. Araştırma tarama modelinde bir çalışma olup, araştırma verileri, anket formu kullanılarak toplanmıştır. Çalışmada 2018-2019 öğretim yılında Adıyaman merkez ilçede bulunan biri özel diğeri devlet lisesi olan iki okulun son sınıfında okuyan 100 öğrencinin, okulda şiddete ilişkin görüşleri alınmıştır. Araştırmada elde edilen veriler, SPSS 15.0 istatistik programı yardımlıya, yüzde hesaplamaları yapılarak çözümlenmiştir. Araştırmada; iki öğrenciden en az birinin şiddet olayına karıştığı; şiddete neden olarak daha çok “öğrenciler” ve “karşı cinsle ilgili meseleler” gösterildiği; özel lise öğrencilerinin şiddeti daha çok çevreden, devlet lisesi öğrencilerinin ise “medyada” ve “okulda” gözledikleri; okullarda şiddetin kaynağının daha çok öğrenci, öğretmen ve yönetici tutumu olduğu, sonuçlarına ulaşılmıştır. Her iki okulda da şiddet olaylarında öğrencilerin hem özne hem de nesne konumunda oldukları, şiddetin ikinci sırada öznesi ise devlet lisesinde; yönetici ve öğretmenlerin, özel lisede ise daha çok öğretmenlerin, olduğu görülmüştür. Okullarda şiddeti azaltmak için sosyal ve sportif faaliyetlere ağırlık verilerek, şiddete eğilimli öğrencilerin enerjilerinin bu alanlarda tüketilmesi sağlanabilir. Araştırmada şiddetin öznesi olarak, öğrencilerden sonra, öğretmenler ve okul yöneticileri gelmektedir. Bu bağlamda il ve ilçe milli eğitim müdürlükleri bünyesinde, okullardaki şiddeti izleme ve değerlendirme kulları oluşturularak, şiddet uygulayan veya eğilimi olan öğretmen ve yöneticilere dönük önlemler/ yaptırımlar devreye konabilir.

Hacı Hüseyin Taşar (Dr. Öğr. Üyesi): Dünya Sağlık Örgütü, şiddeti; bireyin kendine veya çevresindekilere kasıtlı olarak uyguladığı; sözlü, fiziksel ve cinsel türden davranışlar, olarak tanımlamaktadır. Eğitimde şiddet ise bireyin zihinsel, sosyal ve fiziksel gelişimini durduran veya geriye götüren, kişinin toplumsal yaşama katılımını olumsuz etkileyen olaylar bütünüdür (Milli Eğitim Bakanlığı [MEB], 2018). Eğitim kurumlarında, öğrencinin öğrenciye; öğrencinin, öğretmen veya yöneticiye; öğrenci olmayan kişilerin, öğrenci, öğretmen veya yöneticiye; veli, yönetici, öğretmen ve diğer çalışanların öğrencilere şiddet uyguladığı bilinen bir gerçektir. Son zamanlarda eğitimde şiddet olayları, yükseköğretim kurumlarına da sıçrayarak, farklı bir boyut kazanmıştır. Üniversitelerde; dekanlara, bölüm başkanlarına ve öğretim elamanlarına yönelik şiddetin boyutu cinayetlerle sonuçlanır noktaya gelmiştir. 1.1. Şiddet Türleri Kaliforniya İş Güvenliği ve Sağlığı İdaresi’nin geliştirdiği sınıflamaya göre kaynağına veya saldırgan kişiye göre şiddetin dört türü mevcuttur (Cal/OSHA, 1995: 1). Bunlar: 1. Herhangi bir kurum veya kuruluşla ilişkisi bulunmayan bireylerin, nakit para ve değerli eşyaları ele geçirme amacına dönük olarak yaptıkları eylemler. 2. Herhangi bir kurum veya kuruluşta çalışan iş görenlere, müşteri konumunda bulunan kişiler veya yakınları tarafından yapılan saldırılar. 3. Bir kurum veya kuruluşta çalışanların amirlerine, kendisi ile aynı statüde olan kişilere veya alt kademede bulunan iş arkadaşlarına uyguladığı şiddet türüdür. 4. Aile içerisinde veya okulda fiziksel veya psikolojik olarak güçlü olan bireylerin, zayıf olanlara uyguladığı şiddet türüdür. Uygulanma biçimine göre şiddetin; ekonomik, fiziksel, psikolojik ve cinsel olmak üzere dört türü bulunmaktadır. Fiziksel şiddet, dayak atma, tekmeleme, tokat atma, çekme, itme, ısırma gibi eylemleri içermektedir (Pınar ve Pınar, 2012). Psikolojik şiddet ise fiziksel güç kullanılarak bir kişi veya grup üzerinde baskı oluşturma türündeki davranışlardır. Psikolojik şiddet türleri arasında; sözel şiddet, yıldırma/ mobbing ve cinsel taciz en yaygın olanlardır. Sözlü şiddet: Azarlama, aşağılama, hakaret, sövme, tehdit gibi sözlü ifadeleri içermektedir (Yeşilbaş, 2016). Psikolojik yıldırma: Bir kişinin bir veya birden çok kişi tarafından, ahlak dışı bir dil kullanılarak sistemli ve sürekli olarak uygulanan psikolojik baskı türüdür (Özdemir ve diğerleri, 2013). Cinsel şiddet: Kişinin korkmasına, aşağılanmasına, utanmasına ve rencide olmasına neden olan davranışları kapsamaktadır (Solmuş 2005; Yeşilbaş, 2016). Cinsel şiddetin; fiziksel, sözlü, yazılı ve jest ve mimiklerle yapılan türleri bulunmaktadır. 1.2. Eğitimde Şiddet Eğitimde şiddet, okuldaki havayı bozan, özellikle öğrenci ve öğretim elamanının motivasyonunu etkileyen, saldırı ve suç niteliğindeki fiziksel, psikolojik, cinsel ve sözel türden davranışlardır. Ülkemizde eğitim çalışanlarına ve öğrencilere dönük şiddet olaylarının son yıllarda artış gösterdiği (Çubukçu ve Dönmez, 2012; Durmuş ve Gürgan, 2005; İnan, 2005; Öğülmüş, 2006; Solak, 2007; Terzi, 2007) gözlenmektedir.

Eğitimde şiddet olayları, hemen hemen her toplumda artış göstermiş ve eğitim paydaşlarını endişelendirir noktaya gelmiştir. ABD’de okullarda şiddet olaylarının geçmişe oranla 150 kat arttığı görülmektedir. Hamburg’daki okulların %56’sinin, Berlin’deki öğrencilerin ise %40’nın şiddet olaylarına karıştığı gözlenmektedir (Gözütok, 2008). Türkiye’de eğitim kurumlarındaki şiddetin giderek artış gösterdiği (Durmuş ve Gürgan: 2005; İnan, 2005; Öğülmüş: 2006, Terzi, 2007; Solak, 2007, Çubukçu ve Dönmez, 2012) görülmektedir. Milli eğitim bakanlığına, intikal eden bilgiler, görsel ve yazılı medyada yer alan haberler, okullarda şiddet olaylarının arttığını (MEB, 2006) göstermektedir. “1998- 2004 yılları arasında medyaya yansıyan şiddet haberlerinde; sözel şiddet %7,41’den %21,21’e, taciz olayları %5,97’den %9,15’e yükselmiştir” (Teyfur, 2014:1313- 1321). Okullardaki bıçaklama olayları ise %1,49’dan %4,23’e tırmanmıştır (Yavuz ve diğerleri, 2003). Arslan’ın (2013) yapmış olduğu araştırmada ise okullarda sözel şiddetin ve kavga olaylarının ciddi artış gösterdiği sonucuna ulaşılmıştır. Özcebe ve diğerlerinin (2006) öğrencilerin şiddet davranışlarını tespit etmek amacıyla yaptıkları araştırmada; öğrencilerin %16,1’i şiddete maruz kaldığını, %8,8’i şiddet uyguladığını, %20,6’sı hem şiddete maruz kaldığını hem de şiddet uyguladığı belirlenmiştir. Aynı araştırmada şiddetin gerçekleştiği yerin büyük oranda okul ortamı olduğu belirtilmiştir. Yavuz ve arkadaşlarının (2003) yaptığı bir araştırmada, kızların ailede, erkeklerin ise daha çok okulda şiddet gördükleri sonucuna ulaşılmıştır. Ögel ve diğerleri (2005) tarafından yapılan bir çalışmada ise son bir yılda en az bir kavgaya karışanların oranın %50, fiziksel kavgada yaralandığını belirtenlerin oranının %15,4, hayatı boyunca en az bir kez başkasını yaralamaya karışanların oranının %26,3 olduğu belirtilmiştir. TBMM (2007) Eğitim Komisyonun hazırladığı raporda Türkiye’de 2006-2007 eğitim ve öğretim yılında orta öğretim kurumlarında okuyan öğrencilerin %22’ sinin fiziksel, %53’ünün sözel, %26,3’ünün duygusal ve %15,8’nin cinsel saldırıya maruz kaldıkları belirtilmiştir. Özgür ve arkadaşlarının (2011) yapmış oldukları araştırmada, öğrencilerin en çok karşılaştıkları şiddet türü, fiziksel (%78,9) ve psikolojik (%45,6) olandır. Okullarda giderek artan şiddet olayları, azaltılmaz ise eğitim kurumları güvenilir yerler olmaktan çıkabilir (MEB, 2015). Yapılan literatür taramasında eğitimde şiddet konusunda değişik araştırmalar yapılmış olmakla birlikte, özel ve kamu okullarında şiddete ilişkin görüşlerin karşılaştırıldığı her hangi bir araştırmaya rastlanmamıştır. Araştırmada elde edilen sonuç ve önerilerin eğitimde şiddetin azaltılmasına katkı sunacağı beklenmektedir. 1.3. Araştırmanın Amacı Araştırmanın amacı, öğrenci görüşlerinden hareketle şiddetin nedenlerini; öğrenci, veli ve okul bağlamında ortaya koymaktır. Araştırmada eğitim kurumlarında mevcut olan şiddete; 1. Öğrencilerin kendilerinin neden olma durumuna ilişkin görüşleri nelerdir? 2. Ebeveynlerin neden olma durumuna ilişkin öğrenci görüşleri nelerdir? 3. Okul yöneticilerinin neden olma durumuna ilişkin öğrenci görüşleri nelerdir? Sorularına yanıt aranmıştır.

Araştırma tarama modelinde bir çalışma olup, veriler anket formu kullanılarak toplanmıştır. Çalışmada eğitim kurumlarındaki şiddetin nedenleri öğrenci görüşlerinden hareketle; kişi, aile ve okul bağlamında incelenmiştir. Araştırmada veri toplama aracı olarak Özmen ve Küçük (2013) tarafından geliştirilen “Anket Formu” kullanılmıştır. Anket formu; eğitim kurumlarındaki şiddete, öğrencilerin kendilerinin neden olma durumuna ilişkin görüşlerini belirlemeyi amaçlayan 8, ebeveynlerin ve okul yöneticilerinin neden olma durumuna ilişkin görüşleri ortaya çıkarmayı amaçlayan 10’ar soru olmak üzere toplamda 28 maddeden oluşmaktadır. Araştırmada 2018-2019 öğretim yılında Adıyaman merkez ilçede bulunan ve akademik açıdan benzerlik gösteren biri özel diğeri devlet lisesi olan iki okulun son sınıfında okuyan 120 öğrenciye anket uygulanmıştır. Araştırmaya ilişkin bulgular anket formunu eksiksiz dolduran 100 öğrencinin görüşünden elde edilmiştir. Araştırmada çalışma grubu olarak son sınıf öğrencilerinin alınma nedeni, okullarda şiddet konusunda farkındalıklarının, alt sınıflarda okuyan öğrencilere göre daha yüksek olduğu inancıdır.