Değerli dostlar!

Dün Rahmetli Menderes, Polatkan ve Zorluğun İdam edilişinin yıldönümü idi. Ben bu idam olayı gerçekleştiği zaman 10 yaşımda idim. Amcamın radyosundan idamların infazlarının gerçekleştiği duyurulunca; Rahmetli Babaannem babamın yengeleri, babamın 101 yaşındaki amcası (Memişoğlu Ahmed ağa) feryat ü figan ağlamaya başladılar ve bizim evimizde 10 gün ağlama sesleri dinmedi. Babamın 101 yaşındaki amcası bu olaydan sonra yatağa düştü ve sekiz ay yatakta yattı yatakta her gün sessiz sessiz ağlıyor, teyemmümle kıldığı her namazın peşinden ellerini açıp Menderes ve arkadaşlarına dualar ediyor, peşinden de " Yarabbi bu CHP ye ömür boyu iktidar yüzü gösterme" diye dua ediyordu. Vefat edene kadar bu böyle devam etti. Evet, bu ağlamalar sadece bizim evde değil köyümüzdeki tüm evlerde devam ediyordu.

Peki, bu millet Sayın Menderes ve arkadaşlarını neden sevdi:

Bunun iki sebebi var. 1/ 1950 seçimlerine kadar CHP iktidar, İsmet İnönü hem cumhurbaşkanı hem de CHP genel başkanı, o sıralarda da ikinci dünya savaşı devam ediyor. Hükümet ne yapıyor? Savaş tedbiri adı altında köylere sirkat memurları gönderiyor vatandaşın ekip diktiği tarlaları kayıt altına aldırıyor. Tarladan ne kadar mahsul çıkağını hesaplattırıyor, hasat zamanı her vatandaş kendisine yazılan miktarı alıp hükümete teslim ediyor. Bir taraf da bu sirkat memurları köylerdeki vatandaşların hayvanlarını keçilerini, ineklerini eşekleri yazıyor ve bunlara birde yol vergisi ekleyip alıyor. Fatsa'nın Çerkezdağ köyünden Bacanağımın amcası Rahmetli Celal dayıdan dinlediğim bir hatırayı da anlatmadan geçemeyeceğim. Evet, şimdi söz Celal amca da "yeğen o zaman bana yazdıkları mısırın kilosu kadar mısırım olmadı, on kilo noksan geldi. Yakın köylerde mısır bulamadım, ta Geçtine (Fatsa Çamaş yolu üzerinde bir yerleşim yeri) kadar gittim on kilo mısır alıp Mısır'a ekledim ve öyle kurtuldum. Bir de yeğen benim dayım vardı dayımın da bir keçisi vardı, bir gün köyün alt kısmına bakıyor ki sirkat memurları geliyor, keçiyi saklayacak yer yok hemen keçinin ağzını ve ayaklarını bağlayıp yatağa yatırıyor, Sirkat memurları gelip eve giriyorlar bakıyorlar ki yatakta üzeri yorganla örtülmüş biri yatıyor hemen soruyorlar " burada kim yatıyor" oda eliyle su işareti yapıp yavaş bir sesle efendim burada hasta babam yatıyor, çok ıstırap çekiyor, gözleri yeni daldı aman sessiz olalım da uyanmasın. Sirkat memurları "geçmiş olsun deyip çekip gidiyorlar. Evet, yeğen bu inoni varya biza geçiye baba dedutturdi" Evet değerli dostlarım bu hatırayı tamamen Celal amcanın ağzından en ufak bir ilave yapmadan anlattım.

Peki toplanan o mısırlar ne oldu? Onu da Rahmetli babamdan dinlediklerimle anlatayım Bizim ünyenin tam orta kısmında deniz tarafında şimdiki Ünye akkuş yol ayrımının karşında boş ve açık alana yığılıyor başına jandarma dikiliyor yağmur suları nedeniyle mısırların üst kısmı çürüyünce çürüyen kısım alınıp denize dökülüyor tekrar çürüme olunca yine aynı işleme devam, tabi ki bu mısır tamamen çürüyüp bir tanesi dahi halkın istifadesin de kullanılmadan çürüyüp gidiyor. Yıllar sonra Fatsa’nın Kabakdağı köyünde İsmail Hanikaz diye nüktedan biri vardı. Aynı zamanda köyünde hatibi olduğu için lakabı molla idi. Aynı zamanda da hazır cevap nüktedan birisiydi. İşte bu Hanikaz bir gün siyasete atılıyor ve DP listesinin son sırasından aday oluyor. Seçim konuşması için Fatsa Cumhuriyet Meydanı’nda kürsüye çıkıp başlıyor CHP ye övgüler yağdırmaya tabi herkes şaşırıyor, herkes birbirlerine bakarken Hanikaz sözlerine devam ediyor. Ey vatandaşlarım biz bu CHP sayesinde iri hamsileri yemeye başladık, Eğer CHP topladıkları mısırları çürütüp denize dökmeseydi bugün biz iri hamsileri yiyemezdik." Evet dostlar! Şimdi bazıları yine siyaset yapma diyecekler benim yazdıklarımın siyasetle alakası yok, ben büyüklerimden duyduklarımı hatıra olarak yazıyorum. Gelecek yazımızda Rahmetli babam Memişoğlu Mahmut ve kayınpederim rahmetli Hacı Hasan Yahşiden duyduklarıma yer vereceğim.

Selam ve dua ile hoşça kalınız.

Ayrıca bugün benim ziyaretime gelen aziz dostum Bursa- İnegöl nakliyeciler kooperatifi başkanı Sayın Recep portakal ve kardeşlerine çok teşekkür ediyorum ziyaretime gelmekle beni ihya ettiniz. Sağ olun.