Çocuklarda konuşma bozuklukları, erken dönemde fark edilen ve müdahale edildiğinde büyük oranda düzelebilen sorunlar arasında yer alır. Dil ve konuşma terapisti Burakhan Var ile gerçekleştirdiğimiz röportajda, çocuklarda konuşma bozukluklarının sebepleri, gelişim süreçleri ve bu sorunların nasıl ele alınması gerektiği üzerine derinlemesine bir sohbet gerçekleştirdik.

Konuşma Gelişimi: Anne Karnından Başlar

Burakhan Var, konuşma gelişiminin anne karnında başladığına dikkat çekiyor. Çocuk, anne karnındayken çevresindeki sesleri duymaya başlar. Bu süreç, bebeğin dünyaya geldiği andan itibaren devam eder ve doğumdan önce anne karnındaki sesler, ışıklar ve dış uyaranlarla beyin gelişimi şekillenir. Bu yüzden, bebeklerin sosyal ve duygusal gelişimlerinin de temelleri aslında erken dönemde atılmaktadır.

“Anne karnındaki çevresel faktörler, çocuk doğduktan sonra da etkisini sürdürüyor,” diyen Burakhan Var, bunun çok önemli bir nokta olduğunu vurguluyor. "Bebek, anneyle kurduğu ilk iletişimde bile bilinçli veya bilinçsiz olarak sesleri, bakışları ve beden dilini algılar."

İletişim: Konuşmadan Önce Başlayan Bir Süreç

Konuşma, aslında çok daha geniş bir gelişim sürecinin parçasıdır. Burakhan Var, konuşma gelişiminin yalnızca çocuğun ağzından çıkan kelimelerle sınırlı olmadığını belirtiyor. Konuşmadan önce iletişim becerilerinin gelişmesi gerekiyor. İletişim, sadece sözel dil ile değil, beden dili, mimikler, göz teması ve ses tonlarıyla da gerçekleşiyor.

Bebeklerin iletişim becerilerinin en temel adımlarından biri "ortak dikkat" becerisidir. Bu, bebeğin etrafındaki uyarıcılara dikkatini verebilmesi anlamına gelir. Bir bebek, annesinin sesini duyduğunda kafasını çevirebiliyorsa, ortak dikkat becerisi gelişmiş demektir. Ancak bu beceri yeterince gelişmemişse, çocuk ilerleyen yaşlarda dil gelişiminde zorluklar yaşayabilir.

Konuşma Becerilerinin Gelişimi: Söz Öncesi Beceri ve Model Alma

Konuşma, ancak doğru çevre ve doğru modelle şekillenir. Bebek, konuşma becerisini çevresindeki yetişkinlerden ve diğer insanlardan model alarak öğrenir. "Bir çocuk, çevresinde konuşan birilerini gözlemleyerek ve onları taklit ederek konuşmayı öğrenir," diyor Burakhan Var. Örneğin, bebek "anne" demeyi, annesinin sürekli kullandığı bu kelimeyi taklit ederek öğrenir.

Eğer çocuk, konuşma modeli alacak bir çevreye sahip değilse, ya da bu çevre olumsuzsa (örneğin ailede şiddet, gerginlik veya ihmal varsa), dil gelişimi gecikebilir. "Çocuk, sağlıklı bir iletişim kuracağı bir çevreye ihtiyaç duyar. Anne-baba arasındaki gerginlik, çocuğun konuşma gelişimini olumsuz etkileyebilir," diyor Burakhan Var.

Kekemelik ve Genetik Faktörler

Kekemelik, genellikle çocukluk döneminde ortaya çıkan, fakat net bir sebebi hala kesin olarak belirlenemeyen bir durumdur. Burakhan Var, kekemeliğin genetik faktörlerle bağlantılı olabileceğini, ancak çevresel faktörlerin de etkili olabileceğini belirtiyor. Kekemelik, genetik bir yatkınlıkla birlikte, çevresel faktörler (stres, aile içindeki iletişim biçimleri, okul ortamı gibi) tarafından tetiklenebilir.

"Genetik faktörler, kekemeliğin temelinde önemli bir rol oynar. Ailede bir kekemelik geçmişi varsa, çocukta da kekemelik görülebilir," diyen Burakhan Var, bununla birlikte her çocukta kekemelik aynı şekilde gelişmez. "Kekemelik, bir hastalık değil, bir durumdur ve doğuştan gelir."

Kekemelik tedavi edilmesi gereken bir durumdur, fakat kesin bir tedavi yöntemi bulunmamaktadır. Terapistler, kekemelikle mücadele eden çocuklara çeşitli tekniklerle yardımcı olabilir, ancak bu sürecin bir kısmı çocuğun kendi kendine yönetebilmesini sağlamakla ilgilidir. Ayrıca, kekemeliği olan çocuklar için çevreyi normalleştirmek, onlara destek olmak ve onları rahatlatmak da çok önemlidir.

Ailelerin Rolü: Doğru Çevreyi Oluşturmak

Çocukların dil ve konuşma gelişiminde ailelerin rolü çok büyüktür. Burakhan Var, ailelerin doğru çevreyi oluşturmalarının önemini vurguluyor. Çocuk, evde eğlenceli ve etkileşimli bir ortamda daha rahat öğrenir. Bu, dil gelişimini teşvik eden en önemli faktörlerden biridir.

Aileler, çocuklarına "kelime öğretmek" amacıyla onları sıkça zorlayarak veya emir kipiyle konuşarak dil gelişiminde olumsuz bir etki yaratabilirler. “Çocuğa sürekli olarak ‘elma de’, ‘baba de’ demek yerine, bu kelimeleri onun etkileşime girebileceği bir ortamda, oyunla, eğlenceyle öğretmek gereklidir,” diyen Burakhan Var, oyun oynamanın çocukların öğrenme süreçlerini çok hızlandırdığını belirtiyor.

Ekran Maruziyeti ve Dil Gelişimi

Bugün çocuklar, teknolojik cihazlar ile daha fazla vakit geçiriyorlar. Ancak ekran maruziyeti, dil gelişimi üzerinde olumsuz etkiler yaratabiliyor. Burakhan Var, "Çocuklar televizyon veya tablet gibi cihazlardan yalnızca pasif olarak bilgi alırlar. Bu, çift yönlü iletişim gerektiren konuşma becerilerinin gelişmesini engeller," diyor.

Teknolojik cihazlar, çocuklara sesleri ve renkleri tanıtabilir, ancak onları etkileşimli bir şekilde kullanmadıkları için dil gelişimi üzerinde sınırlı bir etkisi vardır. Burakhan Var, ekran maruziyetinin fazla olmasının dil gelişimi ve konuşma üzerinde olumsuz etkiler yarattığını ve çocukların çevrelerinde sağlıklı iletişim kurmalarını teşvik etmek gerektiğini belirtiyor.

Erken Müdahale: Çocuğun Geleceği İçin Kritik

Çocuklarda konuşma gelişimi söz konusu olduğunda erken müdahale çok önemlidir. Burakhan Var, "Bir çocuk dil gelişiminde gecikme yaşıyorsa, bu durumu 3 yaş öncesinde fark etmek ve müdahale etmek çok kritiktir. Bu sayede çocuk, yaşıtlarıyla aynı düzeyde gelişim gösterebilir," diyor.

Geç konuşan bir çocuk, yaşıtlarından geride kalabilir ve bu da özgüven kaybına yol açabilir. Çocuk, daha sonraki yıllarda yaşıtlarıyla eşit seviyeye gelmeye çalışırken, bazı sosyal ve duygusal zorluklar yaşayabilir. Burakhan Var, erken dönemde yapılan müdahalelerin, çocuğun gelecekteki yaşam kalitesini doğrudan etkilediğini belirtiyor.

Farklı Konuşma Bozuklukları ve Tedavi Yöntemleri

Dil ve konuşma terapistleri, birçok farklı konuşma bozukluğuna yönelik tedavi yöntemleri uygularlar. Bunlardan en yaygın olanı, artikulasyon problemi (sesleri doğru üretememe), gecikmiş konuşma ve kekemelik gibi sorunlardır. Erken müdahalelerle, bu tür bozukluklar çoğu zaman başarıyla tedavi edilebilir.

Ayrıca, seçici mutizm gibi psikolojik kaynaklı konuşma bozukluklarında, psikolojik destek ve terapi ile çocukların özgüvenlerini artırarak konuşmalarını teşvik etmek mümkündür. Bu süreçte ailelere de rehberlik edilerek, evde doğru ortamın yaratılması sağlanır.

Sonuç Olarak: Çocuklarda Konuşma Gelişimi ve Destek

Dil ve konuşma gelişimi, çocuğun dünyayı anlama ve etkileşimde bulunma becerisini doğrudan etkileyen önemli bir süreçtir. Ailelerin, çocuklarına doğru çevreyi ve modeli sunarak, erken yaşta müdahale etmeleri, dil gelişiminde büyük farklar yaratabilir. Çocukların doğru gelişebilmesi için, oyun, etkileşim ve güvenli bir ortam oluşturmak gereklidir. Terapistler, çocukların dil becerilerini desteklemek için önemli bir rol oynamakta ve bu süreçte ailelerle birlikte çalışarak, çocukların sağlıklı bir şekilde gelişim göstermelerine yardımcı olmaktadır.

Kaynak: Haber Merkezi