Biz doğan güneşin kıymetini iyi biliriz! 15 Temmuz gecesi salaların minarelerde yankılandığı, insanları dil din ırk ayırt etmeksizin Türk toprağında bir olması gurur verici bir durumdur. Mehmet Akif Ersoy’un yazdığı ve Türk milletine armağan ettiği İstiklal Marşımızın kıtalarından esinlenerek diyebiliriz ki; ‘Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak; Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak. O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak; O benimdir, o benim milletimindir ancak…’ ne güzel bir kıta değil mi Türk halkı daima başı dik, göğsünü kabartıp, gücüne güç katarak bu ülkeyi bu vatanı bölmeye çalışanlara her daim karşı gelecektir. ‘Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım. Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım! Kükremiş sel gibiyim; bendimi çiğner, aşarım; Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım. Garb’ın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar; Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var. Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir îmânı boğar, "Medeniyet!" dediğin tek dişi kalmış canavar?’ o gece yırttık dağları sığmadık enginlere. Vermedik bu toprakları tek dişi kalmış canavarlara. Polisi askere düşman kılmaya çalışanlara. Hür yaşadık hür yaşayacağız. ‘Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâl; Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helâl. Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl: Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet; Hakkıdır, Hakk’a tapan milletimin istiklâl!’ tüm şehitlerimizin mekânı cennet ruhu şad olsun. Rabbim bir daha bu ülkeye darbe yaşatmasın.