Dünyada her yıl 20 milyon, ülkemizde de 

yaklaşık 230 bin kişiye kanser tanısı konuyor. 

Üstelik kanser en sık görülen ölüm nedenleri 

arasında kalp ve damar hastalıklarından sonra 

ikinci sırada yer alıyor. Dünyada her yıl 10 

milyon kişi kanser nedeniyle hayatını kaybediyor.

Yaklaşık her üç kanserden 1’inden de 

beş önemli risk faktörü sorumlu oluyor: Fazla 

kilolu ya da şişman olmak, meyve ve sebzeyi 

az tüketmek, hareketsiz yaşam sürmek, sigara 

ile alkol tüketmek. Dolayısıyla yaşam alışkanlıklarında

yapılacak olan değişimlerle kanser 

riskini azaltmak mümkün olabiliyor. Öyle ki yapılan

araştırmalara göre; risk faktörlerine karşı 

önlem alındığında kanser gelişimi yüzde 30-40 

gibi önemli bir oranda önlenebiliyor. 

Acıbadem Ataşehir Hastanesi Tıbbi Onkoloji

Uzmanı Prof. Dr. Hüseyin Engin, sigara 

kullanımının kanser için en önemli risk faktörü 

olduğuna dikkat çekerek, “Sigara içmeyen 

bir toplum oluşturabilirsek akciğer kanserlerinin

neredeyse yüzde 90’ından daha fazlasını 

önleyebiliriz. Sigara içmeyen bir toplumda 

akciğer kanserinin yanı sıra baş boyun kanserleri,

yutak borusu, mide, pankreas, böbrek, 

mesane, lösemi ve hatta meme kanseri gibi 

birçok kanser türünde azalma görülecektir” 

diyor. Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Hüseyin 

Engin, kanserden korunmamız için almamız 

gereken önlemleri anlattı; önemli öneriler ve 

uyarılarda bulundu. 

Haftanın 5 günü tempolu yürüyün! 

Kansere karşı korunmada düzenli egzersiz 

yapmak büyük önem taşıyor. Zira, düzenli ve 

doğru uygulanan egzersizler; metabolizmayı 

olumlu etkiliyor, bağışıklık sistemini güçlendiriyor,

fazla kilolardan kurtulmamıza destek 

oluyor ve stresi azaltıyor. Yapılan çalışmalarda, 

haftada 5 gün 30’ar dakika tempolu yürüyenlerde;

meme, kalın bağırsak, rahim ve prostat 

kanseri daha az görülmüş. Bu nedenle haftanın

iki- üç günü günde bir saat ya da haftanın 

beş günü 30’ar dakika yürümeyi alışkanlık 

edinin. Yürüyüşün yanı sıra yüzmek, bisiklet 

sürmek ve tenis gibi aktiviteler de sağlığımızı

olumlu etkileyen egzersizler arasında yer 

alıyor. 

Fazla kilolarınızdan kurtulun

Yapılan çok sayıda araştırma, fazla kilo ve 

obezitenin pek çok kanser türünü tetiklediğini 

gösteriyor. Östrojen ve insülin de dahil olmak 

üzere, bazı hormonların kanda yüksek düzeyde

olması belirli kanserlere yakalanma riskini 

arttırabiliyor. Araştırmalar, obezite ve fiziksel 

aktivite yetersizliğinin özellikle meme, kolon, 

yemek borusu, karaciğer ile rahim kanserlerine

yakalanma riskini yüzde 20-25 oranında 

artırdığını gösteriyor. Bu nedenle sağlıklı 

beslenme ve düzenli fiziksel aktiviteyle ideal 

kilonuza kavuşmanız büyük önem taşıyor. 

Sigarayı hemen çöpe atın

Sigara başta akciğer kanseri olmak üzere pek 

çok kanser türünün gelişmesine yol açan en 

önemli etken. Yapılan bilimsel çalışmalar, akciğer

kanserinin yüzde 90’ının sigara ve tütün 

ürünlerinin kullanımına bağlı olarak geliştiğini 

ortaya koyuyor. Ayrıca sigara ve tütün kullanımı

en az 10 farklı kanserin oluşmasında doğrudan

ya da dolaylı olarak etkili oluyor. Zira 

sigara dumanında dört binden fazla kimyasal 

madde yer alıyor ve bunlardan en az 250’sinin 

zararlı olduğu ve 50’den fazlasının da kansere 

yol açtığı biliniyor. 

Sağlıklı ve dengeli beslenin

Günde en az 5 porsiyon sebze ile meyve 

tüketin ve kanser riskini artıran gıdalardan 

uzak durun. Örneğin kırmızı eti haftada en 

fazla yarım kilo ile sınırlandırın. Bunun yerine; 

balık, tavuk ve hindi gibi beyaz etleri tercih 

edin. Bakla, kuru fasulye, nohut, börülce ile 

mercimek gibi bitkisel proteinleri sofranızdan 

eksik etmeyin. İşlenmiş tahıl ürünleri yerine 

tam buğday, tam çavdar, tam yulafı tercih 

edin. Tuz alımınızı günde 2-3 gram ile sınırlayın.

Mevsiminde olmayan sebze ve meyvelerde

kanser gelişme riskini artıran hormon 

takviyesi ve kimyasallar daha fazla kullanılıyor. 

Bu nedenle sebze ile meyveleri mevsiminde 

tüketin.

Etleri mangalda pişirmeyin

Etleri kısa zamanda yüksek ateşte pişirmek 

gibi yöntemlerden kaçınmanız da önem 

taşıyor. Örneğin mangal yöntemini tercih etmeyin.

Zira pişirme sırasında ortaya çıkan polisiklik

aromatik hidrokarbonlar kanser riskini 

artırıyor. Yine de mangal kullanacaksanız etleri 

yakmamaya dikkat edin. Kanserden korunmak 

için en ideali yemekleri buğulama ve buharda 

gibi geleneksel yöntemler ile pişirmek.

İşlenmiş ürünlerden kaçının

Kanserden korunmak için işlenmiş ürünlerini 

mümkün olduğunca tüketmeyin. Tıbbi Onkoloji

Uzmanı Prof. Dr. Hüseyin Engin, gıdaların

dayanıklılığını artırmak için besinlerin bir 

takım işlemlere tabi tutulabildiklerine dikkat 

çekerek, ”Örneğin işlenmiş balık ürünlerindeki

polikloronil bifenil ve diğer besinlerde 

kullanılan sodyum benzoatin kanser riskini 

artırabildiği yapılan çalışmalarda ortaya 

konmuş. Ayrıca sosis, salam, sucuk ve 

jambon gibi işlenmiş et ürünlerini mümkün 

olduğunca az tüketin.” diyor.

Alkollü içecekleri bırakın

Alkol tüketimi baş-boyun bölgesi, yemek 

borusu, karaciğer, kalın bağırsak, pankreas 

ve meme kanserinin bilinen sebeplerinden. 

Özellikle sigara ile beraber alkol almak 

kanser riskini oldukça yükseltiyor. Prof. Dr. 

Hüseyin Engin, “Alkolün alım süresi ve günlük 

tüketilen miktarı arttıkça kanser riski de 

artıyor. Ancak alkol kullanımı ile ilgili güvenli 

bir eşik yok. Dolayısıyla alkollü içecekleri hiç 

tüketmemeniz en doğrusudur.” diyor. 

Enfeksiyonlara karşı ‘önlem’ alın

Dünyada her beş kanserden biri kronik 

enfeksiyonlara bağlı gelişiyor. Örneğin helicobacter

pylori bakterisi mide kanserine, hepatit 

B virüsü karaciğer kanserine, herpes grubu 

bazı virüsler de cilt ile rahim ağzı kanserine 

yol açabiliyor. Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. 

Hüseyin Engin, “Aslında enfeksiyonların çoğu 

önlenebiliyor veya tedavi edilebiliyorlar. Dolayısıyla enfeksiyonlardan korunmak için önlem 

alınmalı, hastalık geliştiyse kronikleşmemesi 

için zaman kaybetmeden bir hekime başvurulmalı.” diye konuşuyor.