21.Y.Yılda değişen aile, evlilik,nikâh kavramları adeta yozlaşmış ve evrime uğramıştır.
•••Bugünün yazısında işte bu aile, evlilik ve nikâh kurumlarında ki gözlenen değişim ve dönüşümleri dini ve örfi bir dayanağının olup olmadığını konusunu arz etmeye çalışacağım.
•••İnsanlık uzun bir dönemden beri bir modernleşme akımı içine girmiş ve bu olmakla birlikte, değerler alanında belirgin bir aşınma yaşandığı herkes tarafından kabul edilmektedir. •••Büyük bir değişim ve dönüşüm süreci olan modernleşmenin, sosyokültürel alanda aidiyet bilincini, şahsiyeti, kültürel değerleri ve mahremiyet sınırlarını aşmış ve derinden etkilemiştir.
•••Bu bağlamda dini düşüncelerin zafiyeti yanında,aile, evlilik ve nikâh kurumlarında gözlenen değişim ve dönüşümler en çarpıcı olanlarıdır.
•••Günümüzdeki iletişim araçları farklı ülkelere ve kültürlere mensup bireylerle doğrudan iletişim kurmaya imkân sağlayamış ve medya, internet, popüler kültür gibi kaynaklar aracılığı etkileşim sağlayalarak bütün evlere, yatak odalarına kadar girmiş ve küresel güçlerin ve   emperyalizm sayesinde kültür,aile, evlilik ve nikâh konuları üzerinde oldukça etkili olmuştur. 
•••İslam ülkeleri maalesef bu akım sürecinden etkilenmiş ve  aile kurumu gücünü önemli ölçüde kaybetmiş her şey maddiyata dökülmüş ve ailevî ilişkiler de giderek zayıflamış ve insanların nikâha yaklaşımı önemli ölçüde değişim geçirmiştir. 
 •••Zamanla evlilik müessesi çoğu ailede ciddiyetini yitirmiş yerine,
evlilik bağı oluşturmadan birlikte yaşama âdeti yaygınlaşmaya 
başlamıştır.
•••Günlük televizyon dizilerinde de olduğu gibi, evliliğin kutsal bir bağ olmaktan çıkartılmaya özendirilerek basitleştirilmiş anlaşmalı bir şekilde gençler  “nikâhsız birliktelikler”, “düzeyli/seviyeli ilişki” anlaşmalı bir şekide “beraber olma ve yaşama tarzları” yaygınlaşma başlamıştır.
•••Bu yeni yaklaşım tarzına göre  nikâh basit bir formalite olarak görülüp, olsa da olmasa da olur seviyesine indirilmiştir. 
•••Bu sebeple de günümüzde nikahlı ilişki yerine,nikahsız ilişki şeklinde bir yaşam tarzına görüşmüştür.
•••Bu kendilerine göre çağdaş, modern, ilerici ve laik olarak tanımlayanlar evlenmeye karşı çıkarak,evlenmek isteyenleride  geriçi ve muhafazakâr olmakla hor görme ve aşağılamaktadırlar.
 ••Nikâhsız birlikteliği tercih eden bu insanlar binlerce yıllık bir kurum olan evliliğin temelli sanki dinamit bağlayarak ve geçmişini unutarak ayla bağlarınının kopmasına, kısa dönem evlilik hayatının sürmesine daha sonra boşanarak meydana gelen çocukların anasız babasız ana baba şefkatinden uzak olarak büyümelerine sebep olmaktadırlar
•••Modernlik öncesi toplumlarda yetişkin erkek veya kadınlara sosyal bir sorumluluk olarak evlenme,aile olma sorumluluğu ve çocuk sahibi olma şeklinde görevler yüklenirdi. Bu tür görevleri üstlenenleri aşlelerini ihmal eden yerine getirmeyenler toplum tarafından kınanırdı. 
••Ancak modernleşme sürecinde aile ve evlilik konusunda yaşanan zihinsel değişim nedeniyle aile ve evlilik kurumları eski değerini kaybetmiş; bekâr kalmak, özgür olmak, kariyer yapmak alternatif yaşam tarzı olarak kabul edilmeye başlanmıştır. Zira modern dönemde kendi kendine yetme, ayakları üstünde durma, başkasına ihtiyaç duymama, özgür olma, hayatını yaşama, kendini gerçekleştirme gibi yeni değerler yaygınlaşırken, bir arada yaşama, bir başka kişinin düşüncelerine tahammül etme, kazandıklarını paylaşma, sorumluluk alma gibi değerler örselenmiştir.
••••Toplumda mevcut düzene bir meydan okuyuş olarak ortaya çıkan bu hareketlerin cinsel özgürlüğü kutsamaları, cinsel zevk ve üreme arasında bir ayrım yapılmasına yol açmıştır. Bu ayrım, özellikle kadın grupları için erkek egemenliğinden kurtulmanın bir aracı olarak görülmüştür. Zira modern bakış açısına göre aileyi koruma iddiasında olan geleneksel anlayış, nikâhı zaruri kılma ve kürtajın engellenmesi taleplerinde bulunurken sadece özgürlükleri sınırlandırmakla kalmamakta, bilakis kadın haklarına ilişkin bir takım tarihî kazanımları da tehdit etmektedir.
Modernleşme kendine özgü tüketim toplumunu da oluşturmuştur. Bu toplumda bireyler ne kadar tüketirse o kadar statü elde etmekte, saygınlık kazanmaktadır. 
""Öyle ki karşılıklı sevgi ve aşk gibi yüce değerler ve duygular dahi hunharca tüketilmektedir. İnsanlar sadece eşlerine değil, arkadaşlarına, komşularına bile ‘aşkım’ diye hitap etmektedir. Ailenin temel direklerinden birisi olan sevgi, televizyon kanallarındaki evlendirme, eş arama, gelin‐kaynana programlarında tüketilirken, cinsellik de artık gazetelerin köşe yazılarında, internetin kontrolsüz siber alanlarında, televizyonların sabah programlarında yeni bir statü kazanma olgusuna dönüşmüştür.
-•••Bu modernleşme sürecinde üremeye yönelik çağrışımlardan arınmış bir cinsellik anlayışının yaygınlaşması neticesinde doğal olarak aile, evlilik kurumu ve nikâh ciddi bir varoluşsal tehditle karşı karşıya kalmıştır. 
___Bu yüzden ciddiyeti olmayan evlilikler âdeta boşanmayla muteber hale gelmiş, adeta hobileşmiş,televizyon ekranlarında şov malzemesi bir meta haline getirilmiştir
Eskiden mutlu bir aile yuvası ve sanki böyle miydi?
___Evlilik denen hadise romantik bir birleşme olmayıp, dinî bağlarla pekiştirilerek sağlamlaştırılmış bir toplumsal kurumdu. Evli çiftler çevrelerinin, geleneklerin baskısını üzerlerinde her an hissederlerdi. 
""Eskiden evliliğin devamı için birtakım fedakârlıklarda bulunmak gerektiğine inanılırdı. Eşler için boşanma, tercih edebilecekleri en son çözüm yoluydu. Günümüzde dini ve milli değerlerinden uzaklaşmış, fedakârlık duygularını kaybetmiş, gönlüne, heva ve heveslerine göre yaşamayı çağdaşlık kabul eden bireyler, aile kurumu ve nikâhı çocuk oyuncağına çevirmişlerdir
!!!Türkiye’de baş gösteren  bir sorunda son yıllarda babasının emekli maaşını alabilmek için resmen boşanıp evliliklerini dinî nikâh bağıyla sürdürmeyi uygun gören bir anlayış ta gözlenmektedir.
bütün bunları özetle ifade etmek gerekirse, Türk toplumunda aile yapısı ve nikâh algısı ciddi bir değişime maruz kalmıştır. Bireylerin yaşam felsefelerinin ve önceliklerinin değiştiği modernleşme sürecinde aile ve nikâh algısında ciddi bir zihinsel değişim ve dönüşüm yaşandığı gerçeği ortadadır. 
""Devlet bu aile yapısını ben nikah mefhumunu basite alan saçma duruma müdahale etmelidir.
!!!"Eğer ki, bu durum ve gidişata müdahale edilmediği taktirde, bundan sonraki aile oluşumu ve yapısı dejenere olup bozulacak sonuç olarak da,analar-babalar mutsuz, evlatlar mutsuz, ailelerde mutsuz olacaktır.