Ülkemizde çocuk istismarı vakalarının son 10 yılda 3 kat arttı.

Toplumda adını sıkça duyduğumuz istismar suçları yaş, meslek ve sınıf ayırt etmeksizin binlerce kişiyi mağdur ediyor. Son yıllarda özellikle de çocukların uğradığı istismar suçlarında yaşanan artış nedeniyle ailelerin daha dikkatli ve uyanık olması gerekiyor

 SON 10 YILDA 250 BİN ÇOCUK İSTİSMARA UĞRADI

İstismarın; çocuğun sağlığını, fiziksel ve psikososyal gelişimini olumsuz etkileyen, bir yetişkin ya da yetişkinler tarafından bilerek veya bilmeyerek çocuğa kötü muamele içeren tüm davranışlardır. Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) 2016 verilerine göre, Türkiye'de çocuk istismarıyla ilgili dava sayısının son 10 yılda yaklaşık 3 kat arttı.

TÜİK'in 2019 verilerine göre güvenlik birimlerine suç mağduru olarak gelen 206 bin 498 çocuğun yüzde 15,2'sinin cinsel suçlardan mağdur oldu. TBMM tarafından hazırlanan raporda Türkiye’de çocuk istismarının öncelikle aile içinde (akraba) gerçekleştiğini, sonrasında ise okullar, sokaklar, barınma evleri, yurtlar ve cezaevlerinde ortaya çıktığına değinilmiştir.

KENDİLERİNE İNANMAYACAKLARINI DÜŞÜNÜRLER

 Çocuklar istismara uğradıklarında istismarcının tehdidinden ve başlarının belaya gireceğinden korkabilirler. İstismarcıyı korumak isteyebilir, sevebilir, tanıdığı biriyse yakınlığını kaybetmekten korkabilir ama yine de yaptıklarını sevmeyebilirler. Ailesi bile olsa diğer insanlarla cinsel konuları konuşmaktan utanabilirler, bu konuları konuşmanın ayıp olduğu öğretilmiş olabilir. Nasıl anlatacaklarını bilmeyebilirler. Yaşadığı durumun istismar olduğunu, yanlış ve yasak bir davranış olduğunu bilmeyebilirler. Bunların yanı sıra ailesi, akrabaları, arkadaşları tarafından dışlanmaktan korkabilirler. ‘Ben kötü biriyim, kötü bir şey yaptım, yaşadığım şeyleri hak ediyorum’ gibi düşüncelerle kendilerini suçlayabilir veya ruhlarında derin bir yara açtığı için sorununu bastırma yolunu seçmiş olabilirler.

BU BELİRTİLER GÖZ ARDI EDİLMEMELİ!

 İstismara uğrayan çocuklarda yürümede, oturmada zorlanma ve kanlı, lekeli ya da yırtılmış iç çamaşırları görülmektedir. Bununla beraber, cinsel organlarında ağrı ya da sızı şikâyetleri gelişmektedir. Sıra dışı cinsel davranış sergileyebilir ya da bilgilerden bahsedebilir, istismar edildiği bölgeye cisim koyabilir ve kendilerine uygulanan istismarı taklit edebilirler. Kendi cinsel bölgelerini göstermek isteyebilir, arkadaşlarının ya da yetişkinlerin cinsel bölgelerine dokunmak isteyebilirler. İdrara çıkmakta zorluk çekebilirler. Evden, arkadaşlardan, insanlardan kaçmak isteyebilirler. Hırsızlık, alkol ya da ilaç bağımlılığı gibi davranışlar gelişebilmektedir. Yaşıtlarıyla ilişki kurmada zorlanabilir, sık sık kâbus görme, ağlayarak uyanma, uykusuzluk ve huzursuzluk görülebilmektedir.

YAKINLARININ DAVRANIŞLARINI SEVGİYLE KARIŞTIRABİLİRLER

İstismarda öncelikle yabancılardan şüphelenilse de, istatistiklere göre her zaman istismarı gerçekleştirenin sadece yabancılar olmayabilir. Çocuklarımıza mahremiyet eğitimini versek bile, aile içinde iyi-kötü dokunmayı öğretmiyoruz. Aile içi istismar vakalarının sessizce üstünün örtülmek istenmesi de bundan kaynaklanıyor. Çocuklar, yakınlarının yanlış davranışını sevgiyle karıştırabiliyor. Fark edilmesi için çok geç olabiliyor ya da fark edilse bile ifade edilmesi ya da adli makamlara şikâyet edilmesinde güçlük çekilebiliyor.

ÇOCUKLARINIZA GÜVENDİĞİNİZİ HİSSETTİRİN

 Öncelikle çocukla kendisini güvende ve rahat hissedeceği, konuşmanızın kesilmeyeceği bir mekân bularak baş başa konuşmalısınız. Çocuğa güven verdiğinizi anlaması için herhangi bir masa ve benzeri eşyaların arkasına geçmeden, fazla tensel temastan da kaçınarak yanına oturulmalıdır. Kendisinden izin almadan asla çocuğa dokunulmamalıdır. Sözünü kesmeden, onu sıkıştırmadan, sakince dinlenilmelidir. Gösterdiğiniz tepkiler, jest ve mimikler, seçtiğiniz kelimeler özenli olmalıdır. Yoğun duygular ve tepkiler göstermemeli,  destekleyici ifadeler kullanmaya özen gösterilmelidir. Yaşına uygun, anlaşılabilir ifadelerle konuşmaya dikkat edilmelidir. ‘Sana inanıyorum, bana güvendiğin ve anlattığın için teşekkür ederim, yaşadığın şey kötü bir durum ve bu senin hatan değil’ gibi destekleyici ifadelerle yardımcı olunmalıdır. Eğer çocuk anlatmakta güçlük çekiyorsa onu cesaretlendirmeli, desteklemeli ama asla baskı kurulmamalıdır. Anlattıkları not alınmalı ve hemen sosyal, psikolojik uzmanlardan destek alınmalıdır.