Geçen hafta güzel Ordu’muzda gencecik bir kızımızın Ceren Özdemir‘in hayatı, hayalleri, umutları bir cani tarafından sonlandırıldı... Hepimizin yüreğini yakan bu durum öylesine küllenecek bir yangın da değil açıkçası... Ceren’in yolunu bekleyen bir annenin babanın acısını anlatmaya kelime bulamıyorum.
Hiç sebepsiz, manasız yalnızca bir hapishane kaçkınının, bir sosyopatın, bir psikopatın, akla sığmayan adam öldürme isteğinin belki tecavüz etme dürtüsünün kurbanı oldu bu gencecik kızımız... Suçu evine yürüyerek mi dönmekti, suçu savunmasız bir genç kız olmasımıydı... İnan’ın dostlarım bunu dile getirmeye çalışırken bile duyduğum acının ve nefretin tarifi mümkün değil. Allah annesine babasına ailesine ve tüm sevenlerine sabır ve dayanma gücü versin...
Cevapsız kalan bazı sorulara değinmeden edemeyeceğim... Cezaevine üstelikte yarı açık bir cezaevine suçu sabit, toplumsal hayata uyumsuz ve saldırgan olduğuna dair raporu olan bir cani nasıl konur ve nasıl buradan kaçmayı başarır en acısıda bu durumdan halk nasıl habersiz olur en azından sosyal ve diğer medya organlarında vede herkesin göreceği yerlerde bir resmî olsa ve insanlar uyarılsa belki de bu cinayetin önüne geçilmiş olurdu (nitekim yakalanması sosyal medya sayesinde oldu)... Bizlerde şimdi keşke demek yerine iyiki önlem almışız diyor olurduk... Bu cani kadar bu olayda ihmali olan tüm yetkililerin bunun hesabına vermesi gerektiğine inanıyorum… Umarım bu tip olaylar bir daha tekrarlanmaz ve bunu yapan bu cani en ağır şekilde cezalandırılır…
Hiçbir şey Ceren’i geri getirmez ama en azından belki diğer suç makinelerini engeller. Ayrıca bu olay ceza ve ıslah evleri gerçekten ıslah mı ediyor yoksa topluma düşman mı yetiştiriyor bunların araştırılıp düzenlenmesi gerekliliğini de ortaya koymuştur, Umarım yetkililer bu konuyu da gözden kaçırmaz ve değerlendirirler… Hepinizi sevgi ve muhabbetle selamlıyorum.