Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, 19 Ocak'ta Antalya'da partisinin il başkanları toplantısında yaptığı konuşma nedeniyle, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında 20 Ocak'ta gözaltına alındı.
Ankara'da bir restoranda gözaltına alınan Özdağ, İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde geceyi geçirdikten sonra savcılıkta ifadesini verdi. "Cumhurbaşkanına hakaret" suçlamasının yanı sıra, Özdağ'a "halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik" suçlaması da yöneltildi. İstanbul Adliyesi'ne sevk edilen Özdağ, tutuklanma talebiyle çıkarıldığı mahkemede tutuklandı.
Zafer Partisi'nden ve Siyasi Destek: Hukuksuz Bir Süreç
Zafer Partisi Sözcüsü Azmi Karamahmutoğlu, Özdağ'ın gözaltına alınmasını "Eziyet çektirircesine gözaltına alındı. Başından beri hukuksuz bir süreç" diyerek eleştirdi. Parti, sosyal medyada "Ümit Özdağ yalnız değildir" etiketiyle destek paylaşımı yaptı. Özdağ’ın avukatı Sevdagül Tunçer de, müvekkilinin "Cumhurbaşkanına hakaret" suçlamasından serbest bırakıldığını, ancak "halkı kin ve düşmanlığa tahrik" suçlamasıyla adliyeye sevk edildiğini duyurdu.
Savcılıktan Tutuklama Talebi: Sosyal Medya Paylaşımları ve Kayseri Olayları
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Özdağ'ın 2020'den bu yana yaptığı 11 sosyal medya paylaşımını delil olarak sundu. Özdağ’ın mültecilerle ilgili paylaşımlarının resmi kurumlar tarafından yalanlandığı ifade edilirken, Temmuz 2024’te Kayseri’deki protesto eylemlerine atıfta bulunuldu. Kayseri’deki olaylarda 263 ikamet ve 166 araçta hasar oluşmuş, 25 emniyet ve itfaiye personeli yaralanmıştı. Savcılık, Özdağ’ın paylaşımlarının bu olayları etkilediğini ve halkı kin ve düşmanlığa tahrik ettiğini öne sürdü.
Ekrem İmamoğlu'ndan Tepki: Yargıya Siyasi Müdahale
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Özdağ’ın tutuklanmasına sosyal medyada tepki gösterdi. İmamoğlu, "Herkes bunun yargıya siyasetin müdahalesi olduğunu biliyor" diyerek, "Bu uygulamaların altında imzası olan akıl elbet millet iradesine yenilecek ve o koltuklardan gidecek" ifadelerini kullandı.
Ümit Özdağ'ın tutuklanması, Türkiye’deki siyasi ve hukuki atmosferi yeniden gündeme getirirken, ifade özgürlüğü ve yargı bağımsızlığı tartışmalarını da alevlendirdi.