Akran zorbalığı, günümüzde çocukların sosyal ilişkilerinde önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu olgu, çocukların psikolojik ve duygusal gelişimleri üzerinde derin etkiler bırakabilir. Zorbalığa maruz kalan çocuklar, özgüven kaybı, depresyon ve sosyal izolasyon gibi ciddi sorunlarla karşılaşabilir. Bu durum, maalesef bazı vakalarda intihara kadar sürüklenebilmektedir. Akran zorbalığının önlenmesi ve müdahale yolları konusunda aileler ve öğretmenler ne gibi adımlar atabilir? Bu soruları Psikolog Büşra Avcı’ya sorduk.

Akran zorbalığı, bir çocuğun kendi yaş grubundaki diğer çocuklar tarafından bilinçli ve kasıtlı bir şekilde dış görünüşü, fiziksel özellikleri, davranışları ve hareketleri ile eleştirilmesi ve dışlanması anlamına gelir. Akran zorbalığı, genellikle 10 yaş ve sonrasında daha yaygın olarak görülse de bazı durumlarda anaokulu dönemine kadar inebilmektedir.

Zorbalık, çoğu zaman oyuna alınmamakla başlayarak, daha sonra sınıfta yalnız bırakma veya dışlama gibi durumlarla devam eder. Bu tür davranışlar, zorbalığa maruz kalan çocukta derin psikolojik etkilere yol açabilir. Zorbalığa uğrayan çocuklar, özgüven eksikliği, içine kapanma, depresyon gibi olumsuz sonuçlar yaşayabilirler. Dışarıdan gözlemlenmesi zor olan bu süreç, çocukların okulda isteksizlik göstermeleriyle kendini gösterebilir. Küçük yaş gruplarında ise uyku problemleri, alt ıslatma, tırnak kemirme gibi davranış bozuklukları ile ortaya çıkabilir.

Öğretmenlerin Rolü Çok Büyük

Akran zorbalığını gözlemlemek ve önlemek konusunda veliler ve öğretmenler büyük bir sorumluluk taşımaktadır. Öğretmenler, çocukları okul ortamında yakından gözlemleme imkanına sahip oldukları için bu konuda en etkili gözlemciler arasında yer alır. Sürekli yalnız kalan çocukların ailelerine bilgi vermek, zorbalıkla mücadelede atılacak önemli adımlardandır. Örneğin, bir öğrenci sürekli yalnız oyun oynuyorsa, bu durumun aile ile paylaşılması ve birlikte bir çözüm bulunması gerekir.

Çocukların kendilerini ifade etme yeteneklerinin desteklenmesi, özgüvenlerinin artırılması ve sağlıklı sosyal ilişkiler geliştirmeleri için eğitimcilerin katkısı çok önemlidir. Aileler, çocuklarına sorumluluklar vererek, özgüvenlerini artırmak için cesaretlendirici bir ortam yaratmalıdır. Unutulmamalıdır ki, özgüven evde başlar, sokakta ve okulda gelişir.

Akran Zorbalığı İNTİHARA Sürükleyebilir

Eğer akran zorbalığı dikkate alınmazsa, çocuklarda çok ciddi sonuçlar doğurabilir. Bu süreç, çocukların okuldan kaçma, arkadaşlıktan kaçınma, olumsuz davranışlar sergileme hatta intihar vakalarına kadar gidebilen sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle, zorbalığa maruz kalan çocuk kadar, zorbalık yapan çocukların da desteklenmesi gerekmektedir.

Aileler, çocuklarına kendi haklarının yanı sıra diğer insanların haklarını da öğretmelidir. Özgürlük kavramının, başkalarının sınırlarını ihlal etmediğimiz noktada geçerli olduğunu vurgulamak son derece önemlidir. Zorba olmaması için çocuklara sınırlarını bilmenin öğretilmesi gerekir. Aksi takdirde, çocuklar evdeki davranışlarını okulda veya çevresinde de sergilemeye başlayabilir.

Akran zorbalığı, günümüz çocuklarının karşılaştığı önemli bir sosyal sorundur. Veliler ve öğretmenler, bu sürecin en iyi gözlemcileri olarak çocukları desteklemeli ve zorbalıkla mücadelede bilinçli bir yaklaşım sergilemelidir. Unutulmamalıdır ki, çocukların sağlıklı bir birey olarak yetişebilmeleri için sevgi dolu bir ortamda büyümeleri ve sosyal ilişkilerinde karşılaştıkları zorluklarla başa çıkabilme yeteneğine sahip olmaları gerekmektedir.

Haber: Gülüşan Tuğran