Medical Park Ordu Hastanesi Ağız ve Diş Sağlığı Kliniği’nden Dt. Tuğçe Serdaroğlu, ciddiye alınmayan diş ve diş eti rahatsızlıklarında en basit bir çürüğün dahi ağız içi kanserine neden olabileceğinin altını çizdi.

Ağız içi kanserlerine en sık yanak içlerinde, dil altında ve dudak içinde rastlandığını belirten Medical Park Ordu Hastanesi Ağız ve Diş Sağlığı Kliniği’nden Dt. Tuğçe Serdaroğlu, uyarılarda bulundu. Aft diye adlandırılan lezyonların yapı olarak kansere çok benzediği için bazen hastalar hatta bazı hekimler tarafından ihmal edilebildiğini ifade eden Dt. Tuğçe Serdaroğlu; “Bu tip yaralar tabii ki basit lezyonlar da olabilir ama 3-4 hafta içinde geçmiyorsa mutlaka diş hekiminize başvurun” diye konuştu.

Altı ayda bir diş hekiminize uğrayın

Sadece diş çürüklerini değil, yanak ve dudak içleri, dil ve dudak üstü ile diş etlerinde oluşabilen kanserlerini de önce diş hekimlerinin fark ettiğini söyleyen Dt. Tuğçe Serdaroğlu; “Ağız içi kanserleri tüm kanser türleri arasında yüzde 2’lik bir oran oluşturuyor ve çok çabuk fark edildiği için erken tanı konulup başarıyla tedavi edilebiliyor. Ağız içi kanserleri gırtlak bölgesi ve ağız içi (dudak içi, dudak üstü, dil üstü, dil altı, yanak ve diş eti) kanserleri olmak üzere ikiye ayrılıyor. İkinci grupta yer alan kanser türleri, diş hekimlerini yakından ilgilendiriyor. Düzenli olarak diş kontrollerini yaptırmak, ağız içi kanserlerinin en hemen fark edilebilmesini ve tedavinin hızlanmasında oldukça önemlidir.  Altı ayda bir diş hekimine uğramak sadece diş çürüklerinden değil, kanserden korunmak açısından da önem taşıyor” dedi.

Diş protezi kullananlar dikkat!

Protez kullanan hastaların protezden kaynaklanan vurukları ciddiye almaları gerektiğinin altını çizen Dt. Tuğçe Serdaroğlu; “Vuran bir protez, nasıl olsa alışırım düşüncesiyle diş hekimine gösterilmezse, oradaki mukoza kesiliyor ve protez yavaş yavaş içine oturuyor, dış etkenlerin de tesiri ile zamanla orada tümör oluşuyor. Eğer hastanın bünyesi yatkınsa tümör kötü huylu da olabiliyor. Sigara ve bakımsız bir ağız da riski artırıyor. Ağız içi kanserlerinin erken yakalanma şansı yüksek olduğu için bu kanserlere bağlı ölüm oranları da çok düşük. Ağızda bu tür oluşumlar fark edildiğinde önce diş hekimine başvurmak gerekiyor. Diş hekimi gerekli görürse doku örneği alarak patolojiye gönderiyor. Laboratuvardan gelen sonuç pozitifse hasta uzmanlara yönlendiriliyor. Ağız içi kanserlerinde önce radyoterapi veya kemoterapiye başvuruluyor. Kalıcı iz bırakması nedeniyle cerrahi son seçenek oluyor” dedi.

Ağız içi kanserlerinin nedenleri

Dt. Serdaroğlu, ağız içi kanserlerinin nedenleri ve belirtileri ile ilgili şunları söyledi:

“Yeterli ağız bakımı yapmamak, sigara ve alkol kullanımı, tütün çiğnemek, protez vurmaları özellikle karaciğer kanserinin metastazı ağız içi kanserlerinin en önemli nedenleri arasında yer alıyor.  Gözle görülebilen farklı oluşumlar,  dille hissedilen şişkinlik veya farklılık, dilde hafif uyuşma, konuşurken sesleri eksik ya da yanlış söyleme, başka bir nedeni olmayan yutkunma zorluğu ve görünürde nedeni olmayan acı veya ağrı hisside ağız içi kanserlerinin belirtileri arasındadır.

Düzenli kontrol önemli

Dt. Serdaroğlu; “Nasıl ki kadınlarda en sık görülen kanser türü olan meme kanseri, düzenli kontroller sayesinde ölümcül olmaktan yavaş yavaş çıkıyorsa, ağız içi kanserlerinde de durum farklı değil” dedi. Altı ayda bir yapılacak ağız ve diş sağlığı kontrollerinin koruyucu rol oynadıklarını söyleyen Dt. Serdaroğlu, ağız içi kanserlerinden korunma yollarından şöyle bahsetti:

“Bakımsız bir ağız, kanser de dahil her türlü hastalığa açık oluyor. Bakıma en çok diş etlerinin ihtiyacı bulunuyor. Bakımın ilk adımı ise diş fırçalama. Günde iki kere, üç dakika ve doğru şekilde diş fırçalamak önemli. Orta sertlikte bir fırçayı 45 derece açı ile önce dişlerinize bastırın ve o fırça liflerinin dişinizle diş etinizin arasına girdiğini hissedin. İçten ve dıştan tüm diş etlerine bunu uyguladıktan sonra dairesel hareketlerle diş etlerinize masaj yapın. Piyasada her rahatsızlığa özel diş macunu bulunsa da öncelikli olan dişi fırçalamaktır. Diş fırçalarının tüm diş aralarına ulaşamaması nedeniyle ayrıca çeşitli formlarda üretilen diş iplerinin ya da ara yüz fırçalarının kullanılması gerekiyor. Aksi takdirde diş ile diş eti ya da iki diş arasında kalan yemek artıkları ağız bakımını olumsuz etkiliyor.

Ağız içinde yerine konulamayan tek yapının diş etleri olduğunu ve diş kliniklerine en sık diş eti tedavileri için başvurulduğunu sözlerine ekleyen Dt. Serdaroğlu, “Diş etinin en iyi dostu ise C vitamini. Hap olarak almak yerine, limon, portakal, mandalina, maydanoz gibi gıdalarla alınması ya da çiğneme tabletleri kullanılması öneriliyor” diyerek açıklamalarını sonlandırdı. Haber Merkezi