Ordu Denetimli Serbestlik Müdürlüğü, geçmişte gerçekleştirdiği arıcılık, hayvancılık, mantarcılık ve sürü yönetimi projelerine bir yenisini ekleyerek yükümlü bireylerin topluma kazandırılmasına yönelik önemli bir adım attı.

“Yükümlülerin Topluma Kazandırılmasında Tarımsal Faaliyet Desteği Projesi”, 2023 yılında Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı'na (DOKAP) sunulmuş ve kabul edilerek 2024 yılında hayata geçirilmiştir.

Projenin amacı, suç geçmişine sahip bireylerin sosyoekonomik yaşama kazandırılması ve tarımsal üretimle topluma katkıda bulunmalarını sağlamaktır. Ordu Cumhuriyet Başsavcısı Hasan Uçak ve DOKAP Başkanı Hakan Gültekin’in imzaladığı protokol ile başlayan proje kapsamında, seracılık faaliyeti yürütecek yükümlülere eğitimler verilmiş ve seralar kurulmuş.

Proje kapsamında, Ordu İl Tarım ve Orman Müdürlüğü iş birliğiyle yükümlülere “Seracılık Kursu” düzenlenmiş.

Kursu başarıyla tamamlayan yükümlüler, Ordu İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nde görev yapan ziraat mühendislerinden teknik destek almıştır. Arazi tesviyesi ve hazırlık işlemlerinin ardından, yükümlülerin kendi tapulu arazilerine veya noter huzurunda kiraladıkları alanlara 240 metrekarelik seralar kurulmuştur.

Kurulan seralar, Ordu Denetimli Serbestlik Müdürü Mesut Öztürk, Ordu İl Tarım ve Orman Müdürü Kemal Yılmaz, proje koordinatörü Psikolog Işıl Öztürk ve DOKAP yetkilisi Yüksek Ziraat Mühendisi Cumhur Çevik tarafından kontrol edilmiş ve üreticilere teslim edilmiştir. Yükümlüler, seralarında marul, yeşil soğan, domates ve salatalık gibi ürünler yetiştirecek olup teknik destek almaya devam edecekler.

Ordu Denetimli Serbestlik Müdürü Mesut Öztürk, bu projeyle yükümlü bireylerin topluma kazandırılması ve üretime dahil edilmesinden duydukları gururu dile getirmiştir. Öztürk, projeye emek veren tüm ekiplere ve destek sağlayan kurumlara teşekkür ederek, projenin yükümlülerin hayatlarında bir dönüşüm yarattığını belirtmiştir.

Ordu İl Tarım ve Orman Müdürü Kemal Yılmaz, projeye verilen %100 hibe desteğinin önemine değinerek, tarımsal üretime ve yükümlü bireylerin topluma kazandırılmasına olan katkısını şu sözlerle dile getirdi:
“Bu proje, birçok açıdan anlamlı ve önemli bir çalışmayı temsil ediyor. İlk olarak, tarımsal üretimin artırılması hedefleniyor. Seracılık, Ordu’nun iklim ve toprak yapısına oldukça uygun bir üretim modeli. Ancak bugüne kadar bu potansiyel yeterince değerlendirilmemişti. Bu proje sayesinde, hem ilimizde seracılık faaliyetleri gelişecek hem de bu iş kolunda yetişmiş bireyler kazanacağız.

Yükümlü bireyler, topluma yeniden kazandırılma sürecinde yalnızca bir eğitim almıyor; aynı zamanda ekonomik olarak da kendilerine bir gelir kapısı oluşturuyorlar. Projeye dahil olan her birey, hem kendi yaşamını dönüştürme şansı yakalıyor hem de ülke tarımına katkı sağlıyor.

Projeye katılan yükümlülerimiz, marul, yeşil soğan gibi kış sebzelerinin yanı sıra bahar döneminde domates ve salatalık gibi ürünleri yetiştirme imkanına sahip olacaklar. İl ve ilçe tarım müdürlüklerimiz, onlara yalnızca kurulum aşamasında değil, hasat dönemi boyunca da teknik destek sağlamaya devam edecek. Böylelikle yükümlülerimiz, seralarının sürekliliğini sağlayabilecek bilgi ve donanıma sahip olacaklar.

Bu proje, yalnızca bireylerin değil, aynı zamanda bölgesel kalkınmanın da bir adımıdır. Ordu’nun kırsal bölgelerinde seracılık için uygun alanlar bulunuyor. Bu alanların değerlendirilmesi hem üretim kapasitelerimizi artıracak hem de ilimizde tarımsal çeşitliliği zenginleştirecektir. Ayrıca, projede emeği geçen tüm ekiplere, özellikle Denetimli Serbestlik Müdürlüğü ve DOKAP’a, iş birliğimiz süresince gösterdikleri destek için teşekkür ediyorum.”

Yılmaz, konuşmasını şu sözlerle sonlandırdı:
“Projenin en heyecanlı dönemine, yani hasat dönemine yaklaşıyoruz. İlk hasadı yükümlülerimizle birlikte yapacağız ve bu süreçte onların mutluluğuna ortak olacağız. Tarımsal üretim, toplumun her kesiminde kalkınmanın önemli bir basamağıdır. Bu projeyle bir yandan üretim kapasitemizi artırırken bir yandan da yükümlülerimize yeni bir hayat sunmanın gururunu yaşıyoruz. Bu proje, bir başlangıçtır ve gelecekte daha büyük çalışmalara ilham verecektir.”