Sahil Güvenlik Karadeniz Bölge Komutanlığının Karadeniz'de, Batı Karadeniz, Orta Karadeniz ve Doğu Karadeniz Grup Komutanlıkları olmak üzere 3 bölgeye ayırdığı sorumluluk sahası bulunuyor.
Samsun, Artvin, Rize, Trabzon, Giresun, Ordu, Sinop, Kastamonu, Bartın, Zonguldak, Düzce ve Sakarya'da görev yapan Sahil Güvenlik Karadeniz Bölge Komutanlığının, denizlerde güvenlik ve emniyeti sağlama, ulusal çıkarları, çevreyi ve doğal kaynakları koruma görevi bulunuyor.
AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, komutanlığın sorumluluk alanında 2013 - 2023 yılları arasında sel, denize düşme, sahilden denize girme, gemi/tekne batması, sürüklenme gibi 583 olay yaşandı.
Bu olaylara müdahale eden ekipler, 2 bin 132 kişiyi kurtararak denizde yardım talebinde bulunan 95 tekneyi de güvenli şekilde limana intikal ettirdi.
- Karadeniz'de en büyük tehlike çeken (rip) akıntı
Özellikle çeken (rip) akıntı ve dalgaların etkili olduğu Karadeniz'de yüzme veya serinlemek için denize giren 253 kişi boğuldu, sel, denize düşme, sahilden deniz girme, gemi/tekne batması, sürüklenme gibi olaylardan dolayı denizde 116 kişinin de cansız bedenine ulaşıldı.
Son 10 yılda denizde arama kurtarma faaliyetlerinde ise 54 kişiye ulaşılamadı.
Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Yaşar Doğu Spor Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Osman İmamoğlu, AA muhabirine, Karadeniz'de 20 ila 30 metre genişliğine ulaşabilen çeken akıntıya karşı vatandaşların bilinçlenmesi ve dikkat etmesi gerektiğini vurguladı.
Kıyıdan denizin içine doğru oluşan rip akıntılarının hızının saniyede 20 metreyi bulabildiğini aktaran İmamoğlu, "Akıntıyla karşılaşan insanlar genelde panikle karaya doğru yüzmeye çalışıyorlar bunu yapmamaları gerekir içeri doğru kendilerini serbest bırakıp mümkün olduğunca 20-30 metrelik alanın dışına çıkmaları lazım, ondan sonra karaya doğru yüzmeleri gerekiyor." ifadelerini kullandı.
Denize girecek olan vatandaşların öncelikle can güvenliğini dikkate almak için cankurtaranın olduğu bölgeleri tercih etmeleri gerektiğinin altını çizen İmamoğlu, "Karadeniz'de benim gördüğüm en büyük sıkıntı, Amasya, Çorum gibi iç bölgelerden gelen yüzme bilmeyen vatandaşlar, ailece geliyorlar ve genelde kalabalık olmayan yerlerde denize girmeyi tercih ediyorlar." dedi.
- "Cankurtaranların olduğu kıyıya yakın yerlerde yüzün"
Boğulan kişiyi kurtaracak olan kişinin kesinlikle iyi yüzme bilmesi gerektiğine değinen İmamoğlu, şunları kaydetti:
"Boğulma tehlikesi geçiren kişiye önden yanaşılmaması lazım. Zaten belediyenin ve il müdürlüklerinin cankurtaranları sahil kenarında. Vatandaşların plajlara yakın yerlerde yüzmesi lazım, kayalık yerlerde yüzmemeleri lazım. Denizin dalgalı olduğu zamanlarda da denize kesinlikle girmemeleri lazım. Kişinin yalnız yüzmemesi lazım. Bir de bazı gençler ileriye doğru açılıyorlar gittikleri mesafenin bir de gelme mesafesi olduğunu düşünmeleri lazım yorulup kalabilirler."
"Bunun şakası yok"
Atakum sahilinde denize giren Filiz Uysal ise vatandaşların denize dalgalı olduğu günlerde dahi girdiklerini belirtti.
Kendilerinin havanın güzel ve sakin olduğu günlerde denize girdiklerini dile getiren Uysal, "Denize girenlerin çoğu yüzme bilmiyor, buna çok şahit oldum. Özellikle açıldıktan sonra panik halinde, 'kurtarın beni' diyenler oluyor. Bunun şakası yok. Çocukluğumdan beri burada yaşadığım için çok boğulma tehlikesine şahit oldum. İnsanlar bunu çok normalleştirmiş ve basitleştirmişler." ifadelerini kullandı.