Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Körfez turu kapsamında ilk durak olan Suudi Arabistan'a gerçekleştireceği ziyaret öncesi Atatürk Havalimanı'nda açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında şunları kaydetti;
Suudi Arabistan, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni kapsayan ziyaretimizin ilk durağı olan Cidde'ye hareket edeceğiz. Köklü tarihi ve kardeşlik bağlarına sahip olduğumuz Körfez ülkeleri ile ilişkilerimizde son dönemde önemli mesafeler kaydettik. 6 Şubat'ta yaşanan deprem felaketi sonrasında bu kardeşlerimizin maddi, manevi her türlü desteğini yanımızda gördük. Bu vesileyle bu dost ve kardeş ülkelerden konteyner temininden insani yardıma kadar pek çok alanda Türkiye ile tam bir dayanışma sergilediler. Ülkem ve milletim adına bir kez daha kardeşlerimize teşekkür ediyorum.
"Öncelikli gündemimiz yürüteceğimiz ortak yatırım ve ticari faaliyetler olacak"
Türkiye'nin çevresinde bir barış, istikrar ve refah kuşağı oluşturma hedefimiz doğrultusunda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bunun en kritik adımını bölge ülkeleri ile ilişkilerimizi güçlendirmek teşkil ediyor. 2023 yılını bu bakımdan bir fırsat yılı olarak görüyoruz. Bu sene hem Katar hem de Birleşik Arap Emirlikleri ile diplomatik ilişkilerimizin tesisinin 50. yıldönümünü kutluyoruz. Suudi Arabistan ile diplomatik ilişkilerimiz de malum 1929 yılında tesis edilmişti. İlişkilerimizin dayandığı sağlam temelleri geniş bir iş birliği alanına yaymayı arzu ediyoruz. Ziyaretlerimiz esnasında öncelikli gündemimiz bu ülkeler ile önümüzdeki dönemde yürüteceğimiz ortak yatırım ve ticari faaliyetler olacak. Kazan-kazan anlayışı ile neler yapabileceğimizi değerlendireceğiz. Körfez ülkeleri ile ikili ticaret hacmimiz son 20 yılda 1,6 milyar dolardan yaklaşık 22 milyar dolara yükseldi. Düzenlenecek iş forumları ile bu rakamı çok daha ileriye taşımanın yollarını arayacağız. Özellikle İslam dünyasında yaşanan krizler, Türkiye ve Körfez ülkeleri arasında yakın istişare ve iş birliğini gerekli kılıyor. Ziyaretlerimiz esnasında kardeş ülkelere nasıl yardımcı olacağımızı da enine boyuna konuşma fırsatı bulacağız.
"Hac ibadeti yeniden hiçbir kısıtlama olmadan yapılabildi"
Bölgemizin en önemli ülkelerinden biri olan Suudi Arabistan, ticaret, yatırımlar, müteahhitlik gibi alanlarda özel bir konuma sahip. Müteahhitlerimizin son 20 yılda Suudi Arabistan'da üstlendiği projelerin toplamı yaklaşık 25 milyar dolardır. Suudi Arabistan'ın büyük çaplı projelerinde Türk firmaların daha fazla rol oynamasını arzu ediyoruz. Bu sene hamdolsun Covid-19 salgınından sonra hac ibadeti yeniden hiçbir kısıtlama olmadan yapılabildi.
Son olarak Diyanet İşleri başkanımdan da aldığım rakamla 88 bin hacımız bu yıl hacca gidebildi. Suudi Arabistan makamları depremzede vatandaşlarımızın hac farizasını yerine getirebilmeleri için ülkemize ilave kota sağladığı gibi organizasyondaki başarısı sebebiyle de Diyanet İşleri Başkanlığı'mız orada ödül almaya hak kazandı. Kendilerine verdikleri ilave kota için müteşekkir olduğumuzu tekrar ifade etmek istiyorum. Rabbim tüm hacılarımızın ibadetlerini katında kabul eylesin diyorum.
Cidde'nin ardından stratejik ortağımız ve yakın iş birliği içinde olduğumuz dost ve kardeş Katar'ı ziyaret edeceğiz. Katar ile ilişkilerimiz her düzeyde mükemmel şekilde seyrediyor. Ziyaretimiz vesilesiyle ikili münasebetlerimiz yanısıra mevcut bölgesil meseleler hakkında fikir teatisinde bulunacağız. Körfez turumuzun son durağı ilişkilerimizin her alanda gelişme gösterdiği Birleşik Arap Emirlikleri olacak. Birleşik Arap Emirlikleri, Körfez bölgesinde ticaretimizin son dönemde en yüksek seyrettiği ülkedir. Bu rakamı iki ülkenin gerçek potansiyeline yaraşır bir seviyeye çıkarmak istiyoruz.
Bu üç ülkeyi ziyaretimizde ayrıca Türkiye'nin gurur kaynağı olan elektrikli otomobilimiz Togg'un muhataplarımıza hediye olarak verilmesi teşkil edecek. Abu Dabi'deki temaslarımızın ardandan Kıbrıs Barış Harekatı'nın 49. yıldönümü münasebetiyle düzenlenecek 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı törenlerine katılmak üzere Lefkoşa'ya geçeceğiz. Ziyaretim vesilesiyle Cumhurbaşkanı Sayın Ersin Tatar ile bir araya gelerek Türkiye-Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ilişkilerinin daha da güçlendirilmesi amacıyla atılacak adımları ele alacağız. Ercan Havalimanı'nın yeni terminal ve pistinin açılışını gerçekleştireceğiz.
"Bu girişim önemli bir diplomatik başarı olarak şimdiden tarihe geçmiştir"
Sizlere veda etmeden önce dünya gündemini meşkul eden bir hususa değinmek istiyorum. Biliyorsunuz, Rusya-Ukrayna arasındaki çatışmaların daha fazla yıkıma gözyaşı ve drama yol açmaması için yoğun çaba harcıyoruz. İlk günden itibaren savaşın kazananı, barışın kaybedeni olmaz diyoruz. Birinci yılına girmek üzere olduğumuz Karadeniz Girişimi insanı mülahazaların çatışma dinamiklerine galabe çaldığını ispatlayan bir projedir. Bu girişim önemli bir diplomatik başarı olarak şimdiden tarihe geçmiştir. Girişim sayesinde dünya piyasalarına 33 milyon tondan fazla tahıl ürünü sevk edildi. Böylece gelir seviyesi düşük birçok ülkenin gıda krizine sürüklenmesinin önüne geçildi. Karadeniz Girişimi'nin devam etmesine atfettiğimiz önemi farklı vesilelerle dile getirdik. Bu amaçla diplomatik gayretlerimizi son günlerde yoğunlaştırdık. Girişimin bu noktaya gelmesine katkıda bulunan ilgili tüm taraflara tekrar teşekkür ediyorum. Bugün yapılan açıklamaya rağmen Rusya Federasyonu Devlet Başkanı dostum Putin'in bu insani köprünün devamını istediğine inanıyorum.
Maalesef yangınlar ülkemizi şu anda yine sarmış durumda. Dün itibarıyla ağırlıklı olarak gerek Muğla, gerek Mersin, gerek Çanakkale bütün buralarda 5 ayrı noktada yangınlar oldu. Bunlar büyük oranda kontrol altına alındı. Ben, İçişleri Bakanımla, Orman Bakanımla görüşmelerimi yaptım. Onlar da yoğun bir şekilde çalışıyorlar. Şu anda bütün gece görüşlü helikopterlerimiz, uçaklarımız hepsi yoğun çalışma içerisinde kontrol altına alma, soğutma bu çalışmalarını devam ettiriyorlar. Bütün bunların yanında ayrıca yine Rusya ile görüşme yapıp onlardan özellikle Antonov yangın söndürme ile ilgili büyük gövdeli uçaklardan temin etme yoluna gideceğiz. Onlarla da bunu hallettiğimizde inanıyorum ki bu yaz sezonu içerisinde bu işleri çok daha seri çok daha yoğun halletme imkanına kavuşacağız.
"Kalıcı konutların inşası bir taraftan devam ediyor"
(Deprem bölgesi) Özellikle Katar, çok ciddi konteyner desteği verdi. Şimdi de son olarak bir hafta öncesine göre bizde 80 bin çadır vardı, şimdi de bu 80 bin çadırı tamamen kaldırıp onların yerlerine de konteyner yerleştirme çalışmalarını inşallah başlatıyoruz. Bu konuyla ilgili gerek yerli gerek ithal, burada Kızılayımızı da devreye sokmak suretiyle inşallah tamamıyla çadırların yerlerine konteyner yerleştirelim diyoruz. Kalıcı konutların inşası bir taraftan devam ediyor, köy konutlarının inşası bir taraftan devam ediyor. Ama biz öyle de olsa böyle de olsa hiç olmazsa diyoruz, konteynerle çadırları değiştirelim, artık çadır bu bölgelerde kalmasın.
"Biz neyin satılacağını, neyin satılmayacağını çok iyi biliriz"
Körfez ziyaretinin iki ana başlığı bulunuyor. Bir, yatırımlar boyutu var, bir diğeri de finans boyutu ve her ikisinden de tabi umudumuz çok çok var. Oralarda yatırım söz konusu. Aynı zamanda ülkemizde yatırımlar söz konusu. Bu konuda gerek Cevdet Bey'in (Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz) gerek Mehmet Bey'in (Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek) birlikte yapmış olduğu ziyaretlerde bunun sinyallerini aldık. İnşallah bu yaptığımız ziyaret, bu sinyallerin devamı olacaktır. Bildiğiniz gibi Mehmet Bey şu anda Gürcistan'da Maliye ve Hazine Bakanları Toplantısı'na, Merkez Bankası Başkanı ile beraber katıldılar. Oradan Suud'daki katılıma veyahut da Katar'a kendisi de yetişecek. Orada beraber devam edeceğiz. Bu konularla ilgili olarak şu anda savunma sanayiinde bunun yanında altyapı, üstyapı yatırımlarında bu üç ülkeye, Türkiye'nin ciddi bir, inşallah yatırım imkanı olacak. Bu ziyaretlerimizde bunu görüyorum. Bunun yanında da bu ülkelerin Türkiye'den belli assetleri satın alma durumları da olacak. O bazı cambazların söylediği gibi 'yok BOTAŞ'ı satıyorlar, şu oluyor, bu oluyor'. Böyle bir şey yok. Biz neyin satılacağını neyin satılmayacağını çok iyi biliriz. 21 yıldır bu tecrübeyle hamdolsun bugünlere geldik. Bundan sonra da aynı tecrübeyle yolumuza devam edeceğiz.
"Esed ile görüşme noktasında kapalı değiliz"
(Suriye ile normalleşme süreci) Bizim Suriye ile kapıyı kapama gibi bir durumumuz söz konusu değil. Kapı açık, bu dörtlü zirvelerle ilgili de biz yine hem bu dörtlü zirveler yapılsın ama biz Beşer Esed ile de görüşme noktasında kapalı değiliz. Görüşürüz, bütün mesele onların bize yaklaşım tarzı önemli. Şu anda tabi Suriye'de Esed maalesef Türkiye'nin kuzey Suriye'den çıkmasını istiyor. Böyle bir şey olamaz. Çünkü biz orada terörle mücadele ediyoruz. Sınırlarımızdaki teröristlerle mücadele ediyoruz. Yani sınırlarımızda bu teröristler varken nasıl çıkarız? Devamlı oradan tehdit altında olan bir Türkiye var. Aynı ifadeyi farklı ülkelere kullanabiliyor mu? Kullanamıyor, onun için de adil yaklaşım arıyoruz. Bu adil yaklaşım olduktan sonra mesele yok bunların hepsini aşarız.