Kabul edelim ilk, şunu bir kere;
Melâlden çok uzak, gam-azadeyiz…
Padişahlık kalktı kalkmasına da
Bizler âdeta, birer şehzâdeyiz!
Onlarda var mıydı, bizdeki konfor?
Uyurlar mıydı ki; biz gibi hor hor?
Davaları vardı, yürekleri kor;
Biz keyifte onlardan çok ziyadeyiz!
Ne harp gailesi, tımar, ne sefer;
Ne bir eğer derdi, ne nal, ne semer
Tek bir efkârımız; içli nağmeler!
Dilde şarkı-türkü; elde bâdeyiz!
Değiliz ama bu devletin farkında;
Dillerimiz hep şikâyet çarkında!
Ruhumuz dolanır gezi parkında;
Haramilere dost, haramzadeyiz!
İçimizde hışım, dışımız barut
Golitimi ıslat, tuzumu kurut!
Ta buraya geldi, kalmadı umut!
İnkârda, isyanda, infialdeyiz!
Burada yaşanmaz, dışarı güzel!
Oradaki dostlar bizlere özel…
Dertler, ıstıraplar çektirir gazel
Sâhibinin sesi ziyadeyiz!...
N’olurdu şu millet partimi seçse
Memleket tamamen elime geçse
Velev ki haramdır, velev ki suçsa;
Meçhuller emrinde kör piyadeyiz…
Bizi hiç bağlamaz gerçek gerçekler
En renkli çiçekler bizim çiçekler!
Hele bir de var ki öyle köçekler;
Biz aliyyül’âlâ; fevkal’âdeyiz!...
Böyleler; herkesten çağdaşız derler
Uygar uluslarla bağdaşız derler
Yalnız halklarına gıcık giderler
Sanırlar onlardan asilzâdeyiz!
Siyaset, ticaret; hep dövüş-kavga
Derya milletiz de işimiz dalga!
Derdimiz menfaat; olmuşuz halka
Dünyalık peşinde, istifadeyiz!
Sanki hep kalacak, gitmeyeceğiz
Ot misal, kuruyup bitmeyeceğiz
Şu kara toprağa yatmayacağız;
Sormaz, niye geldik; ne ifadeyiz?
Nurani ahvâlden muzdarip gâyet
Dinlenmez her nasıl etse hikâyet
Üretilen tek şey; sade şikâyet;
Uluvv-i himmet yok, alelâdeyiz!...
Yeni bir ruh gerek aziz millete
Düşmüş gayesizlik denen illete
Son verme zamanı geldi zillete
Demeli artık; emre amadeyiz!...
Zafer yolundayız ne pahasına
Sığmıyor millet ulus sahasına
Hattı, Kızıl Elma müntehasına
Çizmeye yeminli bir dildâdeyiz…