Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, tarımsal üretimi tehdit eden kahverengi kokarca zararlısına karşı yürütülen çalışmaları değerlendirmek üzere düzenlenen Kahverengi Kokarca Mücadelesi Eylem Planı Toplantısı'nda önemli açıklamalarda bulundu.

Devlet Su İşleri (DSİ) Libadiye yerleşkesinde gerçekleşen toplantıda, bu zararlının yoğun olarak görüldüğü 13 ilin valileriyle mücadele stratejileri ele alındı.

Kahverengi Kokarca’nın Yayılımı

Doğu Asya kökenli olan kahverengi kokarca, ilk kez 1996 yılında Amerika’da keşfedildi. Ardından Avrupa, Rusya ve 2015 yılında Türkiye'nin sınır komşusu Gürcistan’a kadar yayıldı. Türkiye’de ilk kez 2017 yılında Gürcistan sınırına yakın illerde ve İstanbul’da görülen zararlı, özellikle fındık başta olmak üzere birçok meyve ve sebze üretiminde ciddi zararlar veriyor.

Bakan Yumaklı, 2023 ve 2024 yıllarında bu zararlının yerel düzeyde tespit edildiğini ancak yoğunluğunun arttığını belirterek, gerekli önlemler alınmadığı takdirde zararların büyüyeceğini ifade etti.

Samuray Arısı Doğaya Salınıyor

Yumaklı, kahverengi kokarcayla mücadelede kimyasal kullanımın azaltılmasına yönelik 2023’te hazırlanan Eylem Planı kapsamında, biyolojik mücadeleye öncelik verdiklerini söyledi. Zararlının doğal düşmanı olan Samuray arısının üretimine başlandığını belirten Yumaklı, “2024 itibarıyla 207 bin Samuray arısı doğaya salındı. 2025’te bu sayı bir milyona ulaşacak” dedi.

Bunun yanı sıra feromon tuzakları, tuzak bitkiler ve mekanik toplama gibi yöntemlerle çevre ve insan sağlığı korunarak mücadele ediliyor. Yumaklı, “Kış aylarında yapılan mücadelenin yaz dönemi için kritik olduğunu gördük” diyerek, 13 ilde kırsal bölgelerde 400 bin yapının ilaçlanmasına başlandığını ve sürecin devam ettiğini kaydetti.

Beş Adımlı Mücadele Planı

Bakan Yumaklı, toplantıda mücadele sürecinin beş adımda yürütülmesi gerektiğini vurguladı:

Yerel Koordinasyon: Mücadelenin etkili olabilmesi için tüm yerel birimlerin iş birliği şart.

Toplumsal Bilinçlendirme: Vatandaşların zararlıyı tanıması ve mücadelenin bir parçası olması gerekiyor.

Tespit ve İzleme: Zararlı popülasyonun yoğun olduğu bölgelerde hızlı müdahale için elzem.

Kimyasal Alternatifler: Çevre ve halk sağlığı açısından biyolojik ve mekanik yöntemlerin öncelikli kullanımı.

Farkındalık Çalışmaları: Mücadelenin sürekliliği için etkin iletişim şart.

Yüzde 70’e Varan Kayıp Riski

Kahverengi kokarcanın zararlarının yalnızca tarımsal üretimle sınırlı kalmadığını belirten Yumaklı, yaşam alanlarına da ciddi etkilerinin olduğunu söyledi. Gerekli önlemler alınmadığı takdirde ürün kayıplarının bazı ürünlerde %60-70’e kadar çıkabileceğini ifade etti.

Bakan Yumaklı, tarımsal üretimin sürdürülebilirliği ve gıda arz güvenliğinin sağlanması için mücadele çalışmalarının tüm hızıyla devam edeceğini vurguladı.

Kaynak: Haber Merkezi