Yerel

Trabzon’da öğretmenler şiddete karşı "hayır" dedi

İSTANBUL'UN EYÜPSULTAN İLÇESİNDE BULUNAN ÖZEL BİR OKULDA GÖREV YAPAN İBRAHİM OKTUGAN’IN BİR ÖĞRENCİSİ TARAFINDAN GERÇEKLEŞTİRİLEN SİLAHLI SALDIRI SONRASINDA HAYATINI KAYBETMESİ DOLAYISIYLA TRABZON'DA ÖĞRETMENLER BİR GÜNLÜK İŞ BIRAKTI EYLEMİ GERÇEKLEŞTİRDİ.

Abone Ol

İstanbul’un Eyüpsultan ilçesinde bulunan özel bir okulda görev yapan İbrahim Oktugan’ın bir öğrencisi tarafından gerçekleştirilen silahlı saldırı sonrasında hayatını kaybetmesi dolayısıyla Trabzon’da öğretmenler bir günlük iş bıraktı eylemi gerçekleştirdi.

İstanbul’un Eyüpsultan ilçesinde 7 Mayıs tarihinde özel bir okulda görev yapan İbrahim Oktugan’ın bir öğrencisi tarafından gerçekleştirilen silahlı saldırı sonrasında hayatını kaybetmesi dolayısıyla tüm yurtta olduğu gibi Trabzon’da da öğretmenler bir günlük iş bırakma eylemi gerçekleştirdi. Trabzon İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde toplanan öğretmenler sloganlar eşliğinde 15 Temmuz Şehitler ve Hürriyet Parkı’na yürüdü. Burada silahlı saldırıda hayatına kaybeden öğretmen Oktugan için saygı duruşunda bulunan öğretmenler adına basın açıklamasını Türk Eğitim-Sen Trabzon Şube Başkanı Coşkun Dilber yaptı. Güvenlik önlemlerindeki yetersizlik nedeniyle şiddet olaylarına zemin hazırlandığını belirten Dilber, "Eyüpsultan ilçesinde okul müdürü olarak görev yapan İbrahim Oktugan, bir öğrenci tarafından menfur bir saldırıyla silahla vurularak canice öldürüldü. Öncelikle kıymetli meslektaşımıza Allah’tan rahmet ailesine, yakınlarına ve eğitim camiamıza başsağlığı diliyoruz. Okullarımızda öğretmene şiddet, mobbing, taciz, itibarsızlaştırma vakaları ciddi önlemlerin, yasal düzenlemelerin ve esaslı politikaların hayata geçirilememesi nedeniyle maalesef had safhaya ulaşmıştır. Disiplin yönetmeliklerinin yetersizliği, eğitimcilerin itibarını zedeleyen ve sadece adı değişen öğretmeni şikâyet hatları, öğretmenlik mesleğinin mülakat, rotasyon, performans, şeffaf olmayan ödül ve ceza gibi uygulamalarla rencide edilmesi, hem ekonomik ve sosyal hem de özlük haklarının gasp edilmesi, eğitimcilerimizi tahkir eden yayın, tutum ve açıklamalar, ’eti senin kemiği benim’ şeklindeki güven ve teslimiyet anlayışının çok gerilerde kalması tüm bu şiddet olaylarına zemin hazırlamaktadır. Çoğu okulumuzda güvenlik görevlisinin bulunmaması, güvenliğin sadece nöbetçi öğretmenler eliyle sağlanmaya çalışılması, kamera sisteminin olmaması şiddet olaylarına zemin hazırlamaktadır. Oysa her okulumuza güvenlik görevlisi alımı yapılması ve okullarımızın tamamında kamera bulundurulması hayati bir zorunluluktur. Milli Eğitim Bakanlığı’nın bu konuda okullara bütçe tahsis etmesi, fedakârlıktan kaçınmaması çok önemlidir" dedi.

"Geleceğimizin karartılmasına müsaade etmeyeceğiz, şiddete müsamaha göstermeyeceğiz" diyen Dilber, "Türk eğitimcileri olarak şiddetle sonuna kadar mücadele edeceğiz. Vandallara teslim olamayacak, bu vahşet olaylarının önüne geçilmesi için gerekli tedbirler alınana kadar konuyu gündemde tutmayı ve farkındalık oluşturmayı sürdüreceğiz. Eğitimcilerimizin can güvenliğinin sağlandığı çalışma ortamlarına kavuşması en büyük temennimizdir. Şuurlu nesiller yetiştirmek biz eğitimcilerin olduğu kadar ailelerin de en önemli görevidir. Buradan bir kez daha ailelerimize ve tüm topluma çağrıda bulunuyoruz. Öğretmenlere verdiğimiz değer çocuklarımızın geleceğine yönelik verdiğimiz kıymettir. Bu bilinçle hareket etmek milli bir ödevdir" diye konuştu.