*Üstadım; resmi tarihi, galip (üstün gelen, kazanan) yazar. Bu tarihi okullarda okutur, öğretir. Kamuoyunda herkese benimsetir.
Resmi tarihin söylediklerinin ve yazdıklarının dışında aksine bir şey söylemek ceza tehdidi altındadır. Aksini söylemek ve yazmak fedakarlık ister. Cesaret ister.
Ama hakikati bilmek tek taraflı olmaz. Bütün tarafları ve bütün söylenenleri, dinlemek gerekir. Yazılanları okumak gerekir. Bunun sonunda inancınıza ve değerlerinize göre bir karar verirsiniz. Dogruya ve gerçeğe en yakın karar da bu olur.
Hakikati bileceksiniz ve hakikat sizi hür kılacak.
İSRÂİL'İN ULU ÖNDERİ KİM?
*Üstadım demokratik hiçbir ülkede ulu önder, kurtarıcı görmedim. İngilizlerin bir imparatorluğu vardı, kurtarıcıları yok. Amerika bugün dünyaya hükmediyor, onların ulu önderi ve kurtarıcıları yok. Çin uzakdoğuyu ele geçirdi; onların da kurtarıcıları yok. yalnızca bizde var, bir de Osmanlı bakiyesi birkaç ülkede var.
Demokrasilerde kurtarıcılar olmaz. ilkeler vardır kurallar vardır, insanlar vardır.
(Hukukçu-Yazar; Enver BAKIRCI/Gâziantep)
ABD’DE BİR ASKERİ OKULDA DERS OLARAK ANLATILAN HOROZ VE TİLKİ HİKAYESİ!
“Okulda hocayı beklerken ışıklar kapanmış ve bir çizgi film gösterilmeye başlanmış.
Filmin adı ” Küçük Tavuk. “Bir kümes var. Kümeste bir çok tavuk ile genç ve küçük horozlar, bir de kümesin yaşlı ve büyük horozu bulunuyor. Kümesin etrafında da bir tilki dolaşıyor.
Yaşlı ve büyük horoz, tilki içeri girmesin diye kümesin kapısını sıkı sıkıya kapatmış, tavukları dışarı bırakmıyor.
Tabii dışarı çıkamadıkları için doğru dürüst yemlenemeyen tavuklar da zayıf ve küçük tavuklar.
Yaşlı ve büyük horoz ise dışarı bırakmadığı tavuklara ölmeyecek kadar mısır tanesi dağıtarak yaşamalarını sağlıyor.
Kümese giremeyen tilki bunun üzerine kümesin tellerinde küçük bir delik açarak küçük ve genç bir horoza sesleniyor ve ona biraz mısır veriyor. Mısırı yiyen
küçük ve genç horoz her gün gelip tilkiden mısır alıyor. Bir süre sonra tilki küçük ve genç horoza tek başına yiyebileceğinden fazla mısır verince genç horoz hem kendisi yiyor hem de diğer tavuklara mısır dağıtıyor.
Böylece yavaş yavaş yaşlı ve büyük horozun kümesteki gücü kırılıyor. Horozun etrafındaki tavuklar azalmaya başlıyorlar. Artık popüler olan genç ve artık irileşen horozun etrafında ise tavuklar toplanıyor. Bu aşamada tilki kümesin kapısının önüne mısır bırakıyor. Kümeste bir tartışma çıkıyor. Kapıyı açalım mı açmayalım mı diye. Sonunda korkarak kapıyı açıyorlar ve kafalarını dışarı uzatıp yemlenip hemen geri çekiyorlar. Bir süre böyle devam ediyor. Hiçbir şey olmuyor. Kümesteki tavuklar rahatlıyor. Korkuları azalıyor.
Nihayet bir gece tilki kümesin önündeki avluya mısır döküyor. Artık korkusuz olan tavuklar genç ve artık güçlü horozun öncülüğünde dışarı çıkıyor ve rahat rahat yemleniyorlar. Kümesteki her tavuk semiriyor. Tilki bir süre sonra gece kümesin kapısından kendi mağarasına kadar mısır tanelerini döküyor.
Sabah kümesten çıkan ve korkusuzca yemlenen tavuklar yemlene yemlene mağaraya kadar gidiyorlar. Sonra mağaraya giriyorlar. Onları içeride bekleyen tilki bütün kümes mağaraya girince mağaranın kapısını kapatıyor.”
Çizgi film burada bitmiş. Işıklar yanmış. Ve dersin hocası kürsüye çıkarak, “İşte Üçüncü Dünya ülkeleri böyle yönetilir” diyerek derse başlamış.
Sorular:
1-Kümes NERESİ?,
2-Yaşlı horozlar KİMLER?
3-Genç horoz KİM, şu anda neler yapıyor?
4-En önemlisi tilki KİM?
Buna göre içinde bulunduğumuz durumu sorgular isek binlerce yorum ortaya çıkar. Unutmayalım Ulusların dostları yok sadece çıkarları vardır…
(Yavuz TEKİN)
DERS Mİ, TERS Mİ?
İşte bugünün paylaşımları da bunlar. Değişik târih ve günlere âit, birbirinden ve bizim bir araya getirdiğimizden habersiz bu metinlerin birbiriyle ilgisi var mı, yok mu? Varsa, ne kadar ve nasıl?
Bunlar alınacak DERS şeyler mi?
Yoksa gerçeklere TERS şeyler mi?
KARAR SİZİN, BEREKET HEPİMİZİN
Karar sizin; bu fikir jimnastiğinin, biraz rûhen yorucu da olsa sonunda varılabilecek bir olumlu netîcenin keyfini sürmek; okuduklarımızdan edindiğimiz aynı çile ve ihânet koridorlarından geçtiğimizi görmenin buruk hüzün hâletiyle Filistinli kardeşlerimizin zaferi,
İDRÂK, GAYRET, SAMÎMİYET; ZAFER
Ümmet-i Muhammed'in birlik-berâberliği için duâ etmemiz, Rabbimizin bize üzerimize düşenlerin idrâk ve gayretini lûtfedip bunda muvaffak kılması niyâzıyla cümleye Konya'dan sevgiler-saygılar ves'selâm...