SOSYAL MEDYANIN SİYASETİ MAGAZİNSELLEŞTİRME TEHLİKESİ

Abone Ol

Son yıllarda sosyal medyanın hayatımıza girmesiyle birlikte siyaset, önemli bir değişim sürecine girdi. 

Siyasetin ciddiyeti ve derinliği, sosyal medya aracılığıyla magazinsel bir boyuta dönüştürüldü. Siyasetin magazinsel bir hâl alması, politikaların yerine popülerlik yarışına dönüştü.
**
Siyasetçiler, seçmenleri etkilemek için gerçekçi ve sürdürülebilir çözümler sunmak yerine, dikkat çekici ve tartışmalı açıklamalara yöneldi.

Bu da maalesef siyasetin itibarını zedeledi.

**
Siyasetin derinlik ve ciddiyet gerektiren bir alan olduğunu hatırlamak önemli!

Siyasetçilerin sorumlulukları, halkın çıkarlarını temsil etmek ve toplumun refahını sağlamaktır. Ancak siyasetin magazinsel bir hâl alması, bu sorumluluğun önemsizleşmesine ve siyasetin gerçek etkisini kaybetmesine sebep oluyor.

Bu durum, siyasetin kötü bir yöne evrilmesine ve popüler kültürle birlikte dijital bir enkazın altında kalmasına neden oldu.

Maalesef sosyal medya,trollerin itibar suikastları yaptığı, insanların zor durumda bırakıldığı ve ütopik karakterlerin şekillendiği bir çöplüğe dönüştü.

Sosyal medya, iletişim ve bilgi paylaşımı açısından büyük bir devrim yarattı kabul…

Ancak, bu yeni iletişim ortamının siyasete olan etkileri karmaşık bir şekilde ortaya çıktı. Siyasetin magazinselleşmesi, popülerlik ve sansasyonel içeriklerin öne çıkması da kaçınılmaz bir gerçek. Önemli politik meselelerin yüzeysel bir şekilde ele alınması ve insanların duygusal tepkilerine oynanması, siyasetin derinliğini ve önemini gölgeledi.

Sosyal medya kampanyaları ve hashtag eylemleri, kurucu bir siyaset üretme imkânı sunmaktan ne yazık ki çok uzak.

Bu platformlar, genellikle duygusal tepkileri harekete geçiriyor ve kısa vadeli popülerlik kazandırıyor.
Siyasetin gerçek dünyadaki köklü yapıları, bu dijital ortamlarda tam olarak yansıtılmıyor.
*
Siyaset, hâlâ gerçek hayatta, bireylerin bir araya gelerek fikirlerini tartıştığı, çözüm arayışlarında bulunduğu ve toplumsal değişimi hedefleyen bir olgu.

**
Sözün özüne gelirsek demem o ki;

Sosyal medya furyasına ve popüler kültürün geçici heveslerine aldanmayın. Reel dünya, gerçek deneyimler ve samimi ilişkilerin yön verildiği bir yer.

Siyasi liderlerin “TikTok” danslarından ve eğlence odaklı içeriklerden çok daha fazlasını hak ediyoruz. Gerçek dünya, zengin ve anlamlı deneyimlerle dolu.

Emoji dilinin sınırlamalarına takılmadan, daha derin ve ifade dolu bir iletişim kurmak çok daha kıymetli…

Suni gündemlere aldanmayın !

Çünkü gerçek dünya kılavye delikanlılığı ile yönetilmiyor …

Kalın Sağlıcakla….