Tüm dünyada 1 Haziran Dünya Süt Günü kutlanırken, uzmanlar güçlü bağışıklık için süt tüketiminin önemine dikkat çekiyor. Uzmanlar, tüketicilerin hijyen ve gıda güvenliği açısından içeriği tam olarak bilinmeyen açık sütler yerine ambalajlı süt tercih etmelerini öneriyor.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) tarafından alınan karar doğrultusunda 2001 yılından bu yana 1 Haziran, tüm dünyada Dünya Süt Günü olarak kutlanıyor. Uzmanlar, bu önemli günde bağışıklık sistemini güçlendirmede önemli bir rol oynayan sütün faydalarına dikkat çekerken, güvenli süt tüketiminin ne kadar önemli olduğu hakkında farkındalık yaratmak için de bir fırsat sunuyor.
Yapılan araştırmalar, Türkiye’de süt içme oranlarının Avrupa ülkelerine göre oldukça düşük olduğunu gösteriyor. Yıllık ortalama süt tüketiminin 276 litre olduğu Türkiye’de, bu oranın sadece 40 litresinin içme sütünden, geri kalanının ise süt ürünlerinden oluştuğu belirtiliyor. AB ülkelerine bakıldığı zaman bu miktarın yıllık 342,5 litre, ABD’de ise 292 litre olduğu ortaya konuluyor.
Çocuk, yetişkin gözetmeksizin süt içmenin yaşamın her evresinde önemli olduğunu vurgulayan Nuh Naci Yazgan Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Neriman İnanç, sütün içeriğinde 40’tan fazla besin öğesinin bulunduğunu ve bu besin öğelerinin bağışıklık sistemini güçlendirdiğine dikkat çekiyor. Prof. Dr. İnanç’ın açıklamalarına göre günde iki bardak süt içmek, çocuk ve yetişkinlerin günlük mineral ihtiyacının tamamının karşılanmasını sağlıyor.
Süt tüketmeniz için 11 neden:
- Bağışıklık sistemini güçlendirir: Sütün içerisinde bulunan 40’tan fazla besin öğesi, savunma sistemini oluşturan hücrelerin iyi çalışmasını sağlayarak mevsim geçişlerinde sıkça yaşanan solunum yolu enfeksiyonları, grip ve soğuk algınlığı gibi birçok rahatsızlığa karşı koruyuculuk sağlıyor.
- Süt son derece önemli bir protein kaynağı: 1 litre sütün içerisinde 32 gram protein bulunuyor ve bu proteinler, hücre ve dokuların oluşmasında, saç ve tırnakların gelişmesinde rol oynayarak büyüme ve gelişmeye önemli ölçüde katkı sağlıyor. Sütte yer alan proteinler, aynı zamanda kasların da sağlıklı gelişmesine ve çalışmasına yardımcı oluyor.
- Vücutta kaybedilen suyu yerine koyuyor: Süt rehidrasyonu, yani vücutta kaybedilen suyun yeniden yerine konmasını sağlayan çok miktarda su molekülünden meydana gelir.
- Kemik gelişimini sağlar, osteoporozu engeller: Kemiklerin güçlenmesini sağlayan süt, kemik sağlığının korunması için gerekli olan kalsiyum deposudur. Bu sebeple günde 2 bardak süt tüketmek, osteoporoz gibi kemik hastalıklarının engellenmesine yardımcı olur.
- Süt tüketmek, kalp hastalıklarının önüne geçer: Süt ve süt ürünleri, protein dışında ayrıca kan basıncının ve yağlarının düşürülmesinde yardımcı olan kalsiyum ve fosfor gibi birçok besin öğesine sahiptir. Günlük düzenli süt tüketimi, koroner kalp hastalıklarına karşı koruyuculuk sağlarken hipertansiyonun da dengelenmesinde önemli rol oynar.
- Gebelikte mineral kaybını önler: Günde 2 bardak süt tüketmek, gebelik boyunca anne vücudunda azalan minerallerin karşılanmasını sağlar.
- Dişleri korur: Yüksek miktarda kalsiyum ve fosfor içeren süt, asitli ve şekerli yiyeceklerin yol açtığı zararlı mikroorganizmalarla savaşarak dişlerde oluşabilecek çürüklerin önüne geçer.
- Cildin güzelleşmesini sağlar: Birçok vitamin ve mineral içeren süt, akne ve cilt inflamasyonunun önüne geçerek cildin güzelleşmesini sağlar.
- Tokluk hissini artırarak kilo alımını önler:
Glisemik indeksi yüksek besinlerden olan süt, günde 2 bardak tüketildiğinde tokluk hissi yaratarak fazla kilo alımının önüne geçer.
- Enerji kaynağıdır: Yeterli ve dengeli beslenebilmek için ihtiyaç duyduğumuz besin grupları içinde yalnızca süt, enerji oluşumunda etkili olan karbonhidrat, protein ve yağı bir arada içerir.
- Okuldaki başarıyı artırır: Sütün içerisinde bulunan B12 vitamini, sinir sistemi ve sinirler arası iletimini olumlu yönde etkileyerek çocukların algı ve öğrenme kapasitelerini artırır. Ayrıca çinko ve tirozin de bilişsel gelişim, dikkat, aktivite, davranış ve motor gelişimini olumlu yönde etkiler.
Güvenli süt ile ilgili ipuçları
Ankara Üniversitesi Gıda Güvenliği Enstitüsü Müdür Yardımcısı Prof. Dr. U. Tansel Şireli, gündelik hayatta güvenli süt tüketmekle ilgili olarak şu uyarılarda bulundu: “Dünya Sağlık Örgütü’nün gıdalar için sunduğu önerilere mutlaka uyulması gerekiyor. Açıkta satılan peynir, süt, yoğurt, çiğ et, sebze ve meyveler ile diğer gıdalar için bulaşmayı önleyici temel hijyen tedbirleri uygulanmalıdır. Açıkta satılan, sağım ve saklama koşulları belli olmayan sokak sütlerinden muhakkak uzak durulmalıdır. Sütler için özellikle ısıl işlem uygulanmış pastörize veya UHT sütler tercih edilmesi gerekiyor”.
Açıkta satılan sütün ve bu sütten yapılan ürünlerin insan sağlığı açısından taşıdığı riskler ve ambalajlı süt tüketimi konusunda öneriler ise şöyle sıralanıyor:
- Doğrudan sütçü güğümünden bir bidona veya plastik torbaya dökülerek açıkta satılan sütün içerisinde zararlı bakteri ve katkı maddelerinin yer alma olasılığı bulunuyor.
- Hijyenik olmayan ortamlarda sağım yapılarak elde edilen çiğ süt; yetersiz hijyen koşullarında hızla soğutulmadığı takdirde bozulabilir. Özellikle akşam sütleri, bozulmaya daha müsaittir. Bu sütlerin tüketiciye ulaşana kadar bozulmaması amacıyla, içerisine yasal olmayan ve insan sağlığını tehdit edecek kimyasallar eklenebilir.
- Açıkta satılan sütü evde kaynatmak, her zaman onu güvenilir hale getirmez. Kaynatma işleminde sadece bazı mikroorganizmaların canlı formları etkisiz hale gelebilir, ancak bu işlem bazı spor ve toksinlerin etkisiz hale gelmesi için yeterli olmayabilir. Süt kaynatmak, aynı zamanda sütün bozulmasını engellemek için katılan kimyasalların ısı ile parçalanarak zararlı bileşiklerin ortaya çıkmasına sebep olabilir. Ayrıca birkaç dakika boyunca kaynamış sütün besleyici içeriğinde de kayıplar yaşanır.
- Ultra yüksek sıcaklıkta işleme (UHT), 135-140 santigrat derece aralığında, süte 4 saniye boyunca ısı işlemi uygulaması yapılan bir teknolojidir. Bu süreçte hastalık oluşturan canlı bakteriler yok edilirken süt, besin değerlerinde bir kayıp yaşanmadan hızlıca tekrar soğutulur.
- Pastörizasyon adı verilen işlem, hastalığa neden olan mikropları öldürmek için sütün yeterince uzun bir süre yüksek bir sıcaklığa kadar ısıtılmasıdır. Pastörize süt, bu işlemden geçmiş süt anlamına gelmektedir.
- Paketi açıldıktan sonra buzdolabında saklanması gereken sütün üç gün içinde tüketilmesi önerilmektedir.
- UHT ve pastörize işlemleri görmüş ambalajlı sütler, içme sütü olarak işlem görmeden önce platform testleri adı verilen bazı güvenlik testlerinden geçer. Bu sebeple, bu sütler kontrolü ve denetimi yapılmış sütlerdir.
- Süt satın alırken etikete dikkat etmek önemlidir. Güvenli sütün etiketinin üzerinde "Pastörize veya UHT" kelimelerine yer verilir. Bir ürünün etiketinde "Pastörize veya UHT" kelimesi görünmüyorsa o süt sağlığınız için güvenli olmayabilir.
- Pastörize olduklarını doğrulayamadığınız sürece, köy pazarlarından veya sokak satıcılarından süt veya süt ürünleri almayın. Haber Merkezi