RAHMET VE MAĞFİRET KAPISI OLAN ÜÇ AYLARIN ÖNEMİ!

Abone Ol

Dinî hayatımızda "Üç Aylar'' olarak bilinen Recep, Şaban ve Ramazan aylarının feyizli ve bereketli maneviyat mevsimine bir defa daha girmek üzereyiz inşallah.

Önümüzdeki 23 Ocak Pazartesi günü Üç Ayların ilki ve Recep Ayının birinci günüdür. Bu ayın ilk Cuma gecesi olan 26 Ocak Perşembe akşamı da "Regaip Kandili'' dir.

Kıymetli dostlarım biz bu yazımızda üç ayların öneminden bahsedeceğim Regaip Kandil’ini ayrı bir yazımla inşallah sizlere arz edeceğim.

Konumuz üç aylar: Üç aylar, kamerî aylardan Recep, Şaban ve Ramazan aylarıdır. Bu mübarek aylardan birincisi Recep'in manevî değerine, Kur'an-ı Kerim’de ve Sevgili Peygamberimizin hadis-i şeriflerinde işaret buyrulmuştur. Kur'an-ı Kerim’de şöyle buyrulmaktadır. “Allah’ın gökleri ve yeri yönettiği günkü yazısına göre ayların sayısı on ikidir. Bunlardan dördü haram aylarıdır. Bu, dosdoğru bir nizamdır. Öyleyse o aylar içinde kendinize yazık etmeyin...” (Tövbe, 36) Bu ayet-i kerimede işaret edilen haram ayların Zilkade, Zilhicce, Muharrem ve Recep aylarıdır:

Haram aylarda savaşmak İslam'dan önce ve sonrası Araplar arasında yasak kabul edilmişti, hatta bu uygulama İslâm'ın başlangıcında da yürürlükteydi. Buna sebep, Mekkelilerin bu aylarda hayatlarını sürdürmek pahasına da olsa geçimlerini temin etmeleri, Kâbe ziyaretçilerinin emniyetinin sağlanması sağlamış olmasıydı.

Üç aylar hakkında Peygamberimiz şöyle buyururlar: “Recep Allah'ın ayı, Şaban benim ayım, Ramazan da ümmetimin ayıdır” (Aclûnî, Keşfü’l-Hafâ, c. l, s. 423, Hadis No:1358) Bu ayların başlangıcında Hz. Peygamber’in şöyle dua ettiği de rivayetler arasında yer almaktadır.

“Ey Allah’ım Recep ve Şaban’ı bize mübarek kıl ve bizi Ramazan'a kavuştur.” (Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. l, s. 259)

Recep Ayı gerek İslam’dan önce gerekse İslam’dan sonra mukaddes bilinen bir aydır. İslam dini gelmeden önce, bu ay girer girmez, Arap kabileleri arasında harp etmek, baskın ve çapulculuk yapmak can almak karıncayı dahi incitmek yasaklar arasındaydı. Herkes kendisini bu ayda güven içinde hissederdi. İslam geldikten sonra da bu aya olan hürmet devam ettirildi. Bu ay Regaip ve Miraç gibi mübarek geceler ve ilâhî tecellilerle şereflendirildi. Ülkemizde de yukarıdaki beyanlar ışığında, asırlardır bir “Üç Aylar” geleneği oluşmuş; ili gösterilmiş saygı duyulmuş “Ramazan’a hazırlık” Recep ayının gelmesiyle başlar hale gelmiş oldu bu mübarek aylar içerisinde öyle feyizli ve bereketli geceler vardır ki!

Bunlardan ilki olan Regaip Kandilidir; Yüce Allah’ın rahmet ve mağfireti, bu gecelerde mü’minler üzerine sağanak yağmur gibi yağar.

Regaip Kandil’inde Allah Teâlâ’nın kullarına bol bol bağışta bulunduğu, az ibadetlerine karşılık çok sevap verildiği bir rağbet gecesidir. Cenâb-ı Hakk’ın ihsan ve ikramını bol bol vereceği dua ve niyazların kabul olduğu bir gecedir.

Bu gece hakkında İslâm âlimlerinin bizlere öğretileridir, Hz. Peygamber (s.a.s)'in Yüce Allah'ın manevi ikramlarına eriştiğini, bu sebeple şükür ve hacet için namaz kıldığını bildirmektedirler. Yanlış bilinen bir konu Hz. Peygamber (s.a.s)'in anne rahmine düştüğü gece diye bilinmesidir, bu tarzdaki kaynağı belli olmayan ifade edilişidir bu konu hakkında başvuracak kaynak (Mefail Hızlı, ŞİA, “Recep” md.)

Yine bu manevi iklimin başlangıcı olan Recep ayı içerisinde bulunan ve idrak edeceğimiz gecelerden bir başka gece de Miraç Kandili gecesidir. Miraç gecesinde Allah Teâlâ’nın, sevgili kulu ve resulü Hz. Muhammed (s.a.s.)’i; Mekke’deki Mescid-i Haramdan, Kudüs’teki Mescid-i Aksa'ya götürdüğü (Bkz. İsra, âyet 1) ve oradan da göklerin derinliklerine yükselttiği gecedir. Müslümanlar için de ilâhî lütuflarla dolu olan feyizli bir gecedir.

Bu mübarek Miraç kandil gecelerini tamanları geldiğinde bir bir ele alarak konu hakkında bilgilerimi sizlerle yazacak olacağım başka yazılarımda ele alıp sizlere sunacağım inşallah.

Özet olarak sunarsak: Recep ayı Regaip Kandili ile başlar, 27. gecesi, Miraç Kandili ile taçlanır ve akabinde Şaban ayının 15. gecesinde Berat kandillerini yaşar ve Ramazan ayında ki, Kadir Gecesini İnşallah ulaşır, Ramazan ve Kurban Bayramlarını müjdeleyen mübarek Üç Aylar mevsimini madden manen ibadetlerle dolu dolu yaşarız inşallah.

Peygamber sav Efendimiz Bu Ramazan ve recep ayı arasında olan günlerin ve gecelerin çok önemli olduklarını ve insanların gafletten kurtulmalarını ibadet etmelerini, Ameller o aylarda Alemlerin Rabbine yükseltildiğinin farkında olmalarını bilmelidir. Ben de oruçlu olduğum halde amellerimin yükseltilmesini severim. (Nesai, Sıyam, 2369)

Üç Aylar diye adlandırılan Recep, Şaban ve Ramazan ayları Yüce Allah’ın ruhumuza ikram ettiği faziletli ve feyizli bir zaman dilimidir. Yapılan dileklerin dalga dalga Allah’a ulaştığı, dökülen pişmanlık gözyaşlarının günahları silip yok ettiği asla mağfiret kapılarının açıldığı kandiller geçididir.

Özellikle bu ay ve gecelerde geçmişteki hata ve günahlarımızdan pişman bir şekilde “Af ve Merhamet” sahibi Rabbimize gönülden yalvararak “tövbe ve istiğfar” da bulunmalıyız.

Melek’i olduğu kadar, şeytanî özelliklere de sahip, günah işlemeye müsait olan insanın, günahlarından temizlenmesi için Üç Aylar bir fırsattır. Kısaca Üç Aylar, günahlardan arınma, sevaplarla bezenme mevsimidir. Ramazan’dan önce bedeni ibadete alıştıranlar, nefislerine gem vurup oruç tutanlar günahlardan arınanlar Cuma Namazına koşarcasına namaza başlayanlar, ibadetlerini çoğaltanlar, tövbe ile Allah’a yaklaşanlar... gibi manevî kazanç elde edenlerin çokça görüldüğü anlardır üç aylar.

Üç aylar da İnsanoğlu, yaşadığı günlerde farklılıklar olmalıdır. Yaşadığı hayatında belli kuralsız ve kanunsuz alışkanlıklarına son vermeli ve hayatını Kur'an ve sünnete göre sürdürmeye gayret göstermelidir. İşte bu duygu ve düşünceler içerisinde idrak edeceğimiz üç aylar ve bu aylar içerisinde bulunan mübarek geceler, mü’ minin hayatındaki mutat gün ve geceler arasında, fazlasıyla sevap kazanacağı kıymetli zaman dilimidir.

Unutulmamalıdır ki, insan bu dünyada nasıl yaşamışsa, kıyamet gününde Allah’ın huzuruna, dünyada işledikleriyle birlikte varacaktır. Götürdükleri iyi ise sevinip mutlu olacak; kötü ise pişmanlık duyarak mahcup olacaktır. Ancak bu mahcubiyetin orada faydası da olmayacaktır. Bu konuda Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulmaktadır: "Ey iman edenler! Allah'tan korkun, herkes yarın için ne hazırladığına bir baksın; Allah'tan sakının, çünkü Allah, işlediklerinizden haberdardır.''(Haşr, 18)

Rabbimize hamdolsun önümüzdeki üç aylar bizleri gündelik hayatın tek dizeliğinden ve sıradanlığından bizleri alıp, kendi hususi atmosferine götürmesini umut ediyoruz bu güzel ve özel günleri ard arda hep beraber yaşayıp göreceğiz inşallah

İnsanoğlu kurallı yaşamaya kendini alıştırmalıdır. Hayatımızda adeta oto kontrol sisteminin kurulmasına vesile olan mübarek Üç Aylar ve kandiller, dünyevî meşguliyetlerimizden sıyrılıp, yaratılış gayemizi düşünmemiz; Yaratan ve yaratılanlarla olan münasebetlerimizi de güçlendirmemiz için son derece değerli fırsatlar olan bu ayları bir ganimet bilmeli üç ayları oruçla karşılamalı gücü yetiyorsa oruçla bitirmeli ve ona göre değerlendirmelidir.

Bu pazartesi gün idrak edeceğimiz mübarek Üç Aylar, Yaratıcımıza, ailemize, çocuklarımıza, milletimize ve bütün insanlığa karşı görev ve sorumluluklarımızı hatırlatmalı, hata, ihmal ve kusurlarımızdan dönmemize, gaflet uykusundan uyanmamıza vesile olmalıdır. Aramızdaki çekişmeleri, tefrika ve ihtilafları, şahsî menfaat hesaplarını, basit düşünce farklılıklarını bertaraf etmeli; her zamandan daha çok muhtaç olduğumuz ve Yüce Dinimizin bizden ısrarla istediği, barış, hoşgörü, kardeşlik, birlik ve beraberliğimizin güçlenmesine, insanî ve ahlaki meziyetlerin yeniden yeşermesini sağlanmalıdır. Recep ve Şaban ayları, rahmet ayı olan Ramazan’ı karşılayan aylar olup Ramazan ayının müjdecisidir. Dinimizde ayrı bir değeri olan üç ayların, kişide insanî özelliklerin olgunlaşmasında ve iradenin kontrol altına alınmasında rolü büyüktür. Öncelikle Ramazan ayı gelmeden Zira Recep ve Şaban aylarının feyzinden ve bu aylarda bulunan Regaip, Miraç ve Berat gecelerinin rahmetinden istifade yolunu tutan bu kişi Ramazan ayında ise her türlü kötülükten kendini uzak tutar ve insanî vasıflarının artmasına gayret eder. Nihayet Kadir gecesinde yapacağı ibadet ve tövbe ile manevî hazza ulaşır.

Günahkâr bir kul olmamız münasebetiyle bizlere düşen bolca duayla, tövbe ve istiğfarla, oruçla, namazla, Kur’an okumayla, sadakayla kısacası ibadetlerle Oruç ve Kur’an ayı olan Ramazan ayına ulaşmak için çaba harcamaktan geçer. Böylelikle Ramazan ayını daha iyi değerlendirme fırsatını yakalamış oluruz.

Bu nedenle bu aylara kavuşmakla günahlardan uzak hesaba çekilmeden hesabını yapanlardan olmalıyız bir kul olarak da bu aylarda bol bol istiğfar etmek, namaz kılmak, oruç tutmak, Kur’an okumak ve dua etmek en uygun davranışlardır. (Şamil İ.Ans. “Üç Aylar” md.)

Bu rahmet mağfiret günahlardan kurtulma vesilesi olan Müslümanların Üç Aylarını ve Regaip Kandillerini tebrik eder, Cenab-ı Hak’tan hayırlara ve mutluluklara vesile olmasını dilerim.