Tüm dünyada Covid-19 pandemisinin olumsuz etkileri her geçen gün artıyor. Bu durum özellikle tedavi ve takipleri devam etmesi gereken kanser hastalarının koronavirüs endişesi ile kontrollerini ertelemesine neden olabiliyor. Aynı şekilde hali hazırda kanser hastası olduğunu bilmeyen ancak fark ettiği belirtilerle ilgili doktora başvurmakta geciken kişiler de erken tedavi şansını kaçırabiliyor.
Kanser tedavisinin yarım bırakılması hayati tehlikeye neden olabilir
Koronavirüs pandemisinin başladığı günden bu yana Tıbbi Onkoloji Derneği, onkoloji merkezleri ve medikal onkoloji uzmanları çalışmalarını, özellikle aktif tedavide olan hastalar, yani kemoterapi, immünoterapi ve hedefe yönelik tedavi gören kişilerin tedavilerinin aksamaması gerektiği konusunda fikir birliği ile yürütmektedir. Şu anda onkologlar olarak ortak önerimiz mümkün olan hastalarda oral tedavilere yönelmektir. Ancak ağızdan tablet ya da kapsülle tedavi edilemeyecek hasta grupları için planlamanın aksatılmaması önem taşımaktadır. Bu doğrultuda hastanelerimizde hastalarımızın sağlığı ve güvenliği için tüm önlemler alınmaktadır. Bununla birlikte yurtiçi ve yurtdışından gelen hastalarımıza kemoterapi ve radyoterapiye başlamadan önce, mutlaka koronavirüs testi yapılmaktadır. Hastalarımız onkoloji merkezimizde güvenle tedavi olmaktadır.
Covid-19 için çekilen tomografiler erken evre akciğer kanserlerinin saptanmasını sağladı
Özellikle geçtiğimiz yaz Haziran-Temmuz döneminde pandemi öncesine göre ileri evrede muayeneye gelen hastaların sayısında önemli bir artış gözlemlendi. Bu hastaların çoğunluğu genellikle Şubat, Mart, Nisan, Mayıs aylarında belirtileri gördüğü halde doktora başvurmamış hastalardı. Birçok onkoloji uzmanının bildirdiği gibi meme kanseri, yumurtalık kanseri, akciğer kanseri gibi kanser türlerinde aslında çeşitli şikayetler yaşayıp da sağlık kuruluşuna başvurmayı erteleyen çok sayıda hasta tespit edildi. Tam tersi olarak ise Covid-19 şüphesiyle tomografi çekilerek erken evre akciğer kanseri olduğu ortaya çıkan vakalarla da karşılaşıldı. Bu tomografiler bazen erken evre akciğer kanserlerinin farkına varılmasını sağladı. Ancak bu hasta grubu dışında tanı ve tedaviyi aksatan çok fazla hasta grubuyla karşı karşıya kalındı.
Koronavirüs endişesi kanser evresinin ilerlemesine yol açıyor
Örneğin pandeminin başında öksürük ve nefes darlığı şikayetiyle hastanelere başvuran hastalardan akciğer kanseri olup covid- 19 nedeniyle operasyonu geciktirenlerde metastaz geliştiği ve kanserin ileri evrelere geçtiği gözlemlenebilmektedir. Bunlar bu dönemde yaşanılan ancak hiç istemediğimiz tablolardır. Hastalar ameliyat şanslarını kaybedebilmekte ve hayati tehlike ile karşı karşıya kalabilmektedir.
Öte yandan pandemide çeşitli kanser türlerinin belirtilerini yaşayan kişilerin de kontrollerini ihmal etmemeleri ve tanıyı geciktirmemeleri çok önemlidir. Hastanelerin koronavirüs hastaları nedeniyle çok yoğun olduğu bir gerçektir ancak alınan tüm tedbirlerle bu sürecin sağlıklı ve konforlu bir şekilde atlatılması sağlanmaktadır.
Kontrollerin ertelenmesine hastanın durumuna göre hekim karar vermelidir
Rutin olarak iyileşen tüm hastalar belli aralıklarla kontrollere çağırılmaktadır. Hastalar kontroller için de endişe edebilmektedir. Koronavirüs nedeniyle kontrollerini ertelemek isteyen hastaların oranları yüksektir. Kontrollerin ertelenmesi hastaların durumuna göre değişkenlik göstermektedir. Örneğin riski çok yüksek olmayan ve yılda bir kez kontrole davet edilen bir hastanın kontrolünün bir süre ertelemesinde çok büyük bir tehlike yoktur. Ancak bu duruma mutlaka hastanın takiplerini yürüten hekim karar vermelidir. Ancak örneğin 2.-3. evrede tanı konulup tedavi görmüş bir hastada nüks riskinden zaten şüphe edilmektedir. Bu grubun kontrolleri daha sık olmalıdır ve ertelenmemesi gerekir. Nüks durumu erkenden fark edilip müdahale edilebilecekken, geç kalınmış bir şekilde ortaya çıkabilir. Bu nedenle kontrollerin ertelenme kararı mutlaka takibi yapan hekim ile görüşülerek hekimin kararı doğrultusunda verilmelidir.
Kanser hastaları için pandemi döneminde dikkat edilmesi gerekenler
- Mümkün olduğu kadar daha önce de olduğu gibi kalabalık ortamlara girilmemelidir. Maskeli olunsa dahi bu mekanlardan uzak durulması gerekmektedir.
- Açık havada, doğada ve deniz kenarında hava şartlarının izin verdiği ölçüde yürüyüş yapılabilir. Ancak çarşı, pazar, AVM gibi kapalı ve kalabalık ortamlarda yürüyüşler kesinlikle önerilmemektedir.
- Beslenmede mutlaka çeşitlilik ön planda tutulmalıdır. Hem meyve-sebze hem kırmızı ve beyaz etlerin yer aldığı zengin menüler tercih edilmelidir. Bu dönemde taze meyve-sebzelere özellikle ağırlık verilmelidir.
- Dışarıdan destek olarak vitamin takviyesi alınması önerilmemektedir. Bu ürünler kanser hastalarında kemoterapinin ya da diğer yan tedavilerin etkinliğini azaltabilmektedir. Bunların yerine öğünleri zengin ve çeşitli tutmak bağışıklık için yeterli olacaktır.
- Sosyalleşmek, psikolojiyi sağlam tutmak açısından gerekli bir aktivitedir. Ancak içinde bulunduğumuz dönemde sadece onkoloji hastaları için değil tüm bireyler için sosyalleşmeyi minimumda tutmak gerekir. Mümkünse sadece aynı evi paylaşan bireyler ya da aile üyeleri arasında iletişimi her zamankinden fazla ve sağlıklı kılarak bu ihtiyacı hafifletmek de faydalı olacaktır.
- Onkoloji hastalarıyla aynı evi paylaşan ve dışarıyla teması olan yakınlarının ise tıpkı kendilerini hastaymış gibi düşünerek korunmaları gerekmektedir. Yine de evin içinde kalabalık ve riskli ortamlarda çalışan bireyler varsa onkoloji hastalarının bu yakınlarıyla aynı odada bulunurken, evin içinde de maske takmaya devam etmeleri gerekmektedir.
- Yaşlı hastalara ise özellikle dışarı çıkan küçük çocuklar ve torunlarla ilişkilere dikkat etmeleri önerilmektedir. Çünkü genelde ileri yaş bireyler diğer yetişkinlerle diyaloglarında kendilerini korumayı, mesafeyi korumayı başarabilirken, konu küçük çocuklara ve torunlara geldiğinde kurallar esnetilebilmektedir.