1853 Yılında yörede yaşayan Ortadoks Hıristiyanlar tarafından inşa edilen Rum Ortodoks Kilisesi 1937-1977 yılları arasında 40 yıl cezaevi olarak kullanılmış ve günümüze gelene kadar aslına uygun olmayan çeşitli restoreler görmüş, 2000 Yılında ise kültür merkezine dönüştürülmüştü Ordu Taşbaşı Kilisesi. Yıllar sonra aslına uygun bir şekilde restore edilen kilise bundan sonra da Taşbaşı Kültür Merkezi Anıt Müze ve Çok Amaçlı Sergi Salonu olarak turizm sektöründe hizmet verecek.
Hatırladığım kadarıyla yoğun yağmur alan bölgemizde sel sularına ya da yılların yorgunluğuna dayanamayan Taşbaşı Kilisesi’nin denize bakan duvarı 1993 yılında büyük bir gürültü ile yıkılmıştı. O dönemde Vali Sami Seçkin Valiydi. Kilise o zaman bir restore görmüştü. Daha sonra ise Ordu’da 1996 ile 2006 yılları arasında toplam 9 yıl Ordu Valiliği yapan Kemal Yazıcıoğlu döneminde ciddi bir restorasyon çalışması görmüş ancak aslına pek uygun olmamıştı. Hatta Taşbaşı Kilisesi’nin giriş kapısı bildiğimiz PVC kapıdan yapılmıştı. Basın mensupları olarak bu kapıyı çok eleştirip haber yaptık, köşemize taşıdık, ekranlara getirdik. Ancak o yıldan bu yıla değişen olmadı. Ta ki Vali Seddar Yavuz’un Ordu’ya Vali olarak atanmasına kadar. Vali Yavuz’u bir ziyaretimizde bu konuyu dile getirmiş, o da merak etmememiz gerektiğini söylemişti. Söylemekle de kalmadı 2018 yılında restorasyon çalışmaları başlatıldı ve bu günlerde son rötuşları yapılıyor. Çok kısa zamanda da hizmete açılacak. Öncelikle Sayın Valimiz Seddar Yavuz’a Ordu’nun tarihi dokusuna verdiği önem ve yaptığı çalışmalardan dolayı teşekkür etmek ve bir Ordulu olarak minnettarlığımızı dile getirmek istiyorum. Ancak bir kaygımı da dile getirmeden geçemeyeceğim. Taşbaşı’nda Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteğiyle Ordu Valiliği tarafından Taşbaşı ve Zaferi Milli Mahallesi’nde yapılan sokak sağlıklaştırılması kapsamında birçok tarihi ev yeniden gün yüzüne çıkarıldı. Ancak kendini bilmez kişi ya da kişiler tarafından bu tarihi evler sprey boyalarla her gün tahrip edilip zarar verildi. Verilmeye de devam ediyor. Dikkat ederseniz Zaferi Milli ve Taşbaşı’nda bulunan bu evlerin neredeyse hepsine boya ile zarar verilmiş durumda. Bir süre önce buraya koyulan güvenlik kamerası da bu tahribata mani olmadı. Buraya harcanan devletin, milletin, daha tüğü bitmemiş yetimin paraları bilinçsiz kişiler tarafından heba ediliyor. Burada farklı önlemler alıp tarihi dokunun korunması gerekiyor. Aksi takdirde restorasyon çalışmaları boşuna yapılmış olur diye düşünüyorum.