Haberde insan

Necmettin Öğretmensiz 8. Öğretmenler Günü

TORUL İLÇESİNE BAĞLI DEMİRKAPI KÖYÜNDEKİ KABRİNE HER FIRSATTA GİDEREK DUA EDEN NECMETTİN YILMAZ ÖĞRETMENİN BABASI HAMİT, ANNESİ GÜLAY (FOTOĞRAFTAKİ) VE KARDEŞİ YAHYA (FOTOĞRAFTAKİ), ONSUZ 8.ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜ KUTLUYOR.

Abone Ol

Ömrünün baharında 8 aylık öğretmenken bölücü terör örgütü mensupları tarafından kaçırılarak şehit edilen Gümüşhaneli sınıf öğretmeni Necmettin Yılmaz, onsuz 8. Öğretmenler Gününde anılıyor.

Henüz mesleğinin başında karanlığı aydınlatmak ve cehaletle savaşmak için zorluklarla okuyarak aldığı yüksek puanla atandığı öğretmenliğe doyamadan 24 yaşında şehit edilen Necmettin Yılmaz, Türk eğitim tarihinin kanla yazılmış bir sayfası olarak hafızalara kazındı.

Şehit öğretmensiz 8.Öğretmenler Gününde konuşan babası Hamit Yılmaz, ismini yön gösteren yıldız olması için Necmettin koyduğu evladının yolundan giden öğretmenlerden Selçuk Bayraktar’lar gibi evlatlar yetiştirip vatanına, milletine faydalı, müreffeh bir devlet var etmelerini isterken, okul arkadaşı Serkan Eryılmaz ise Necm-i Sakıp mahlasını kullanan Necmettin öğretmenin aynı zamanda iyi bir şair olduğunu söyledi.

Torul ilçesine bağlı Demirkapı köyündeki kabrine her fırsatta giderek dua eden Necmettin Yılmaz öğretmenin babası Hamit, annesi Gülay ve kardeşi Yahya, onsuz 8.Öğretmenler Gününü kutluyor.

Babası Hamit Yılmaz, başta şehit öğretmen Necmettin Yılmaz ve tüm şehitler için dua ederken, tüm öğretmenlerin 24 Kasım Öğretmenler gününü kutlayarak hepsine üstün başarılar diledi.

“Öğretmenlerimiz Selçuk Bayraktar’lar gibi evlatlar yetiştirip vatanına, milletine faydalı, müreffeh bir devlet var etsinler”

Cehaletle ve cahillikle savaşarak şehit olan Necmettin Yılmaz ve tüm vefat etmiş öğretmenleri rahmet ve minnetle yad ettiklerini kaydeden baba Yılmaz, “Cehaletle savaşan ve şu anda görev yapan öğretmenlerimize Allah’tan üstün başarılar diliyoruz. Bu kolay bir yol değil. İlelebet cahillikle ve cehaletle savaşmak için ilim yolunda mücadele edeceğiz ve etmek zorundayız. Memleketimizin ihtiyacı var yetişmiş evlatlarımıza. Bunları da öğretmenlerimiz yetiştirecek inşallah. Onların sayesinde müreffeh yarınları tamamlayacağız. Benim onlardan tek isteğim Selçuk Bayraktar’lar gibi evlatlar yetiştirip vatanına, milletine faydalı, müreffeh bir devlet var etmeleri” ifadelerini kullandı.

“İsmi, yön gösteren yıldızdı zaten”

Necmettin öğretmenin öğretmenlik mesleğini niye seçtiğini cevaplandıran baba Hamit Yılmaz, “Necmettin öğretmen seçilmiş. İsmi de ışık demek zaten. Necm, Kur’an-ı Kerim’de ayet-i kerime olduğundan dolayı bir baba olarak biz onu öyle yönlendirdik. Yıldız, yön gösteren yıldız olarak tarif ediyoruz Necmettin’i. Necmettin bir insana dokunabilmesi için elinden gelen çabayı göstermek için öğretmen olmayı çok istedi ve Allah da ona o kutlu davayı nasip etti ve en sonunda da Hz. Hamza Efendimiz gibi şehadet şerbetiyle taçlandırdı. Ruhları şad olsun Necmettin öğretmenimizin ve tüm öğretmenlerimizin” diye konuştu.

Necmettin öğretmenin Ali Fuat Kadirbeyoğlu Anadolu Lisesinden okul arkadaşı Gümüşhane Üniversitesi akademisyenlerinden Öğretim Görevlisi Serkan Eryılmaz ise şehit öğretmen Necmettin Yılmaz’ın aynı zamanda şair olduğunu ve Necm-i Sakıp mahlasını kullandığını söyledi.

“Ders çalışırdı, şiirle haşır neşir olurdu”

Necmettin öğretmenin çok mazlum, çok ağırbaşlı birisi olduğunu kaydeden Eryılmaz, “Onunla kavga etse birisi, bir tanesi gelse Necmettin’e böyle itse, belki bir tokat atsa kesinlikle onun karşılığını vermezdi. Öyle biriydi. Mazlum biriydi, işindeydi, gücündeydi. Ders çalışırdı, şiirle haşır neşir olurdu. Çok şiir yazardı. Sürekli hocaların yanına giderdi bunu yazdım diye” sözleriyle anlattı.

“Necmettin kadar merhametlisine henüz denk gelmedim”

Dostluğu, arkadaşlığı, arkadaşlığa vermiş olduğu değeri, kıymeti, merhametiyle hayatı boyunca öyle birini henüz tanımadığını ifade eden Eryılmaz, “Necmettin kadar merhametlisine henüz denk gelmedim. O kadar güzel bir arkadaştı. Rahmet olsun. Ben sözel sınıftaydım o eşit ağırlıktaydı. Aynı zamanda biz yurt arkadaşıydık onunla. Yurtta beraber kalırdık. Onunla çok sohbetimiz olmuştur. Herkes yattıktan sonra Necmettin, ben bir de Düzceli Aykut Akça diye bir dostumuz vardı. Üçümüz ayrılmazdık asla. Herkes yatardı, biz giderdik kuytu köşelerde, yurtta, kimseyi rahatsız etmemek adına sohbet ederdik. Sabaha kadar belki sohbet etmişliğimiz vardır. Hep bir şeyler üzerine konuşurduk, bir şeyleri tartışırdık. Okuduğumuz kitaplar vardı, onun üzerine konuşurduk. Ya da hiçbir şey olmasın Necmettin gelirdi yazdığı şiirleri okurdu biz de dinler onun üzerine konuşurduk” dedi.

“O aslında karanlığa meydan okuyan pirüpak bir ışıktı”

Necmettin öğretmenin “Necm-i Sakıp” mahlasıyla şiir yazdığını ve mahlasının manasının da karanlığı delip geçen yıldız olduğunu dile getiren Eryılmaz, “O aslında karanlığa meydan okuyan pirüpak bir ışıktı. Öyle bir yıldızdı hakikaten. O karanlığı deldi mi bence deldi. Ama bu dünyadan da göçtü. Göçtüğü yer herkesin gitmek istediği yer bir gün hepimizin göçeceği yer. Ama o böyle mertebelerin en büyüğüyle belki yükseğiyle en değerlisiyle bu dünyadan göçmüş oldu” diye konuştu.

“Yüzlerce şiirini Allah’a dair bir şey yok diye yaktı”

Şehit öğretmen Necmettin Yılmaz’ın çok güzel şiirler yazdığını belirten Eryılmaz, bir anısını şu sözlerle anlattı: “Hep aşk üzerine yazıyordu o zamanlar. Belki yüz küsür, kitap olabilecek derecede şiiri vardı. Koşarak geldi bizim sınıfa ve dedi ki yaktım bütün şiirleri. Biz şok olduk. Nasıl yaktın? Yaktım dedi. Sebep? Bunların hiçbirinin içerisinde Allah’a dair bir emare, bir iz yok dedi. Bunların hepsi beşeri aşk üzerine. Hiç Allah’a dair bir şey yok dedi. Ondan sonra zaten hep ilahi aşk üzerine şiirler yazmaya başladı. Ki o şiirleri de kesinlikle çok çok güzeldi.”

“Merhametliydi ama doğru bildiği şeyin peşinden sonuna kadar giden biriydi”

Lise hayatı boyunca da Necmettin Yılmaz’ın öğretmenlik hayali olduğunu aktaran Eryılmaz, “3 yıl boyunca çok çay içtik beraber. Onun öğretmenlik gibi bir hayali vardı. Kendisini doldurmaya başlamış olan birisi bir yerden sonra taşmak durumunda kalacak, mecburen anlatmak durumunda kalacak bunu. O dolu bir adamdı. Mecburen bir yere akmak durumundaydı. Zaten bu sebeple de öğretmenlik okudu. Biz tabii artık üniversite başladı, iş hayatı başladı vesaire derken birbirimizden kopmadık. Ama biraz o sohbetlerimize ara verilmiş gibi oldu. Doğuya gitmek istiyordu zaten. Herkes oraya gitmek isterken gitme denir belki. Yani evlattır, korkar, çekinir vs. Onun öyle korkuları yoktu. Sen gitmezsen, ben gitmezsem, biz gitmezsek ne olacak orası? Gibi. Oraya gidişi de öyledir zaten. Ben oraya gideceğim, öğretmenliğimi yapacağım, o çocuklara artık yani bu vatanın değerli birer evladı kılacağım gibi. O misyonla oraya gitmiş, gözü kara bir arkadaşımızdı. Merhametliydi ama doğru bildiği şeyin peşinden sonuna kadar giden biriydi” ifadelerini kullandı.

Yaz tatilini geçirmek için 16 Haziran 2017 günü görev yeri Şanlıurfa’nın Siverek ilçesi Çiftçibaşı İlkokulundan memleketi Gümüşhane’nin Torul ilçesine dönerken PKK terör örgütü mensupları tarafından Tunceli-Erzincan karayolunun Pülümür ilçesi civarında aracı yakıldıktan sonra kaçırılarak şehit edilen ve bölgede 27 gün süren arama çalışmalarının ardından cansız bedeni 12 Temmuz 2017’de Pülümür çayında bulunan 8 aylık sınıf öğretmeni 24 yaşındaki Necmettin Yılmaz, 16 Temmuz 2017 tarihinde ilçeye bağlı Demirkapı köyünde son yolculuğuna uğurlanmıştı.